DOLAR 32,1876 0.02%
EURO 34,9512 -0.13%
ALTIN 2.503,79-0,25
BITCOIN 22411081.71317%
İzmir
30°

AÇIK

SABAHA KALAN SÜRE

Reşit İsmet Krüezi ile müzik ve resmin dansı

ABONE OL
10/02/2014 21:21
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Resit-ismet-Krezi3Grubun adının Ayyıldızlar olması Türklerin Türk kalması, erimenin önlenmesi doğrultusunda hizmette bulunduğu sonucu rahatlıkla çıkarılmaktadır, yorumunu yapmıştı Üsküp Radyosu sorumlu yazarı Avni Engüllü yayınlarının birinde diye tamamlıyor sözünü…

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

İzmir’i neden seviyorum biliyor musunuz? Gün içinde dört mevsimi yaşıyorum sanırım ondan. Bir sanatçı için onu motive edebilecek böyle değişik ruh hallerini başka türlü nasıl yakalayabilirsiniz ki. Sabah kalktım sanki bahara uyanmış gibi idim martın onunda camları açtım derin bir nefes aldım attım üzerimdeki bütün yorgunluğu cama vuran denizimin kokusuna. Biraz gerindim kıskandı bizim tekir ondan iyiydim sanki bu konuda. Tekrar tekrar kokladım baharı. İçim ferahladı. Arkamı döndüm kahvaltımı hazırlayayım diye, omleti ocağa koy çayı pişir derken şöyle bir gözüm takıldı pencereye. O da ne hava kapanmış bulutlar baskına doğru yol alıyor gibi hızlıca hareketlerle yerleşmişler İzmir üstüne. Daha ne oluyor nasıl oluyor dememe kalmadan bastırdı yağmur. Tabi bana da bitkinlik, hemen girerim ruh haline özelliğim vardır. Amanın bir anda bir yorgunluk çöreklendi ki sormayın. Omlet beni çağırıyor çok piştim al beni hadi diye de ne mümkün. Yağmur yağıyor dışarıda kim kalksın şimdi. Neyse sıkıla sıkıla kahvaltımı yaptım biraz gazetem tuttu elimden çekti satırlarına da neyse rahatladım biraz dalmışım. O sayfa bu sayfa, o köşe yazısı bu köşe yazısı dolaşırken. Sıcak bastı üfleye püfleye çıkardım ceketimi herhalde kaloriferi yaktılar derken göz ucum takıldı dışarıya. Bir güneş bir güneş yaz demek mümkün resmen nefes alınmıyor. Bir duraksadım yokladım beynimi hayal mi gördüm ben az evvel. Açlık sanırım halüsinasyon gördürdü bana yahu yağmur yağıyordu şimdi. İşte seviyorum İzmir’imi ruh halim değişken, o değişken anlaşıyoruz biz. Bir gününe nice karpuzlar sığdırıyor. Aslında nerden açıldı konu beynimde şehirler de insanlara mı benziyor acaba diye düşündüm bir an. İzmir özellikli bir şehir hep derim ya Balkanlılar, Rumelililer yoğurmuş bu şehri. Bu şehirde onlar gibi olmuş bir koltuğa onlarca karpuz sığdırmış. Aynı Rumeli sanatçıları gibi. Bugün yine birçok marifeti bünyesinde toplayan, birçok sanatı özünde harmanlayan birinden bahsetmek istiyorum. Reşit İsmet’ten. Müzik ile resmi buluşturup dans ettiren bir üstattan. Balkan sanatçıları yazı dizisine ilk başladığımda biraz müzik ile açmıştık sayfaları, sonra resmin üstadında Türkçenin gizli neferine uğramıştık tuval üzeri sohbetlerde. Şimdi ise Reşit İsmet Krüezi’nin dostluğunda dans edeceğiz fırçaların izinde notaların yoldaşlığında.

REŞİT İSMET KİMDİR?

Resit-ismet-Krezi11953 senesinde başladı serüvenine, ilk Türkçe eğitimi ve müzikle tanıştı. 1960 ta türkü söylemeye başlaması ile sahneye adımlarını atması da bir oldu denilebilir. Sesinin güzelliği onu “Doğru yol” Derneği’ne doğru savurdu önce ve ardı ardına konser fırtınasına tutuldu. Zaman böyle akarken 1966 da gazeteler ondan en iyi genç solist olarak söz etmeye başladı. Zaman yol alırken dünyayı kasıp kavuran Beatles fırtınası eski Yugoslavya’yı da etkisi altına aldı tabii ki. Kültür ve sanatın farklı dallarında çok ilerleme kaydedilen eski Yugoslavya sınırlarında ki Üsküp Türk’lerin kültür merkezi halinde idi. Reşit İsmet ve Ayyıldızlar hafif müzik topluluğu sayesinde Üsküp’e bu konuda rakip çıkarak Prizren‘i Kosovalı Türklerin merkezi haline getirmeyi başarmışlardı. 1970 ler de Ayyıldızlar haklı bir ün ile yol almaya başladı. Reşit İsmet‘te besteleri ile ödüller kazandırmaya yola yol katmaya devam ediyordu. Yaşamı müzik ile başlamıştı. Ödüller konserler arasında hiç fark etmeden gittiği gördüğü yerdeki her şeyi hafızasına yer ediyor ileride onları fırça darbeleri ile çıkaracağını bilmiyordu daha o zamanlar. Ben Reşit Bey ile sergim sırasında tanışmıştım. Festival öncesi. Ne festivalmiş kimler kimlerle tanışmışımda şimdi hepsi sayfalarıma konuk oluyor tek tek baksanıza. Bu senede mi gitsem ne. Davet gelirse niye olmasın. Reşit beyden önce yetiştirdiği birbirinden hanımefendi bayanların oluşturduğu koroyu dinleme şerefine nail olmuştum. Sonrasında sergimin açılışında çok beyefendi ve güler bir yüz ile yanıma yaklaşıp hoş geldiniz demişti. İsmini çok duyduğum için. Sizinle tanışmaktan şeref duydum diyerek sohbet etmiştik ayaküstü. Yılların verdiği bir sindirmişlik vardı yüzünde. Sanat ile yoğrulmuş bir yaşam. Kim bilir ne hikâyeleri ne yaşanmışlıkları vardı. Daha sonrasında Sanatçılar Derneğinde uzun uzun sanatı hakkında sohbet etmek ve röportaj yapmak şerefine de nail olmuşum ne şükür ki. Ve bu sohbet şimdi bu sayfalarda demlendiriliyor. Öyle ise biraz daha dinleyelim. Zaman 1971 senesini gösterdiğinde Makedonya cumhuriyetinin Gostivar kentinde ‘’Güven ‘’ Türk Kültür Derneğini kurdu ve uzun yıllar bu dernekte orkestra şefliğini yaptı. Üsküp’te Yüksek Pedagoji Okulu Müzik Bölümü’nü bitiren Reşit İsmet Krüezi, Üsküp, Gostivar ve Prizren kentlerinde uzun yıllar öğretmenlik yaptı. 50’nin üstünde özgün beste yapan ve bu bestelerini TV, Radyo, konserlerde sundu, arşivlerdeki bantlara kaydedildi. Asıl önemli olan başka bir boyutu da var bu sürecin aslında… Bu başarılar eski Yugoslavya’da Türkler arasında müziğin yeni bir dalında çalışmaya, ürün vermeye geçilmesini sağladı. Ayyıldızlar o yıllara özgü bir anlayışla gelip, etrafı etkilemiş. Kosova’nın diğer yer­lerinde bu gibi çalışmaların belirmesine,  Makedonya’nın değişik yerlerine yayılmasına yol açmış. Bundan da önemlisi Türk­çe sözlü hafif müziğin söylenebileceğini kanıtlarken, bu 60’lı ve 70’li yılların Yugoslavya’sında Türk gençleri arasında güçlenen ve milli kültüre sahip çıkmayı pekiştiren milli duyguların artma­sında müziğin etkisinin kullanılmasının bir biçimi olarak ta yorumlayabiliriz. Bu olguyu kuvvetlendiren neydi Reşit Bey diye sorduğumda bana kısa bir yanıt veriyor. Grubun adı diye.

AYYILDIZLAR GRUBU

Grubun adının Ayyıldızlar olması Türklerin Türk kalması, erimenin önlenmesi doğrultusunda hizmette bulunduğu sonucu rahatlıkla çıkarılmaktadır, yorumunu yapmıştı Üsküp Radyosu sorumlu yazarı Avni Engüllü yayınlarının birinde diye tamamlıyor sözünü. Sohbetin deminde iken o canım Kosova çayı geliyor ve kelimelere eş yudumluyoruz. Sıcak sıcakta ne iyi gelmişti hala hatırlıyorum. Oturduğumuz sanatçılar Derneğinin de kurucularından biri Reşit Bey 94-98 yılları arasında yöneticiliğini de bir fiil sürdürmüş. Ne kadar oldu müzik yaşantınız diye soruyorum. Kırk seneyi bir çırpıda devirdik kızım diyor, binden fazla sahne aldım halada almaya devam ediyorum. Kadınlar korosu ile birlikte bir seri konserlerimiz var. Oradan oraya yol alıyoruz diye ekliyor. Hatta ben bu satırları yazarken onlar Edirne ‘de bir seri konserlerine devam ediyorlar diye belirtmeden de geçemeyeceğim. Yine bir dejavu yaşıyor ve dönüyoruz sohbetimize kaldığımız yerden. Çaylarımıza müteakip. Peki diyorum üstadım bu kadar yoğun bir müzik hayatınız varken nereden nereye fırçayı aldınız elinize. Tamam, anlıyorum balkan geni, çok yönlülük. Resme ilgim hep vardı, e etrafımda da hep iyi ressamlar ve birde sanatla yoğrulmuş görselliğimi besleyen bir yaşam. Bir gün bekliyor ve bir yerden ağırlık vermeye başlıyorsunuz. Diğerlerinden soluklanıp diye yanıtlıyor sorumu. 2000 yılı size müziğinize bir kardeş sunuyor sanırım kulağından tutup ne dersiniz? Belki de müziğin notalarında renklerle dans etmeyi tercih ediyorsunuz. Sanırım diyor. 2000 senesinden başlayarak daha bir ağırlık verdim resim çalışmalarıma ve Kişisel ve ortaklaşa birçok sergiler açtım. Re­simlerinde özel olarak bir noktaya odaklanmadığını, geniş bir yelpazede çalıştığını, ancak atlara özel bir ilgi duyduğunu vurguluyor Reşit İsmet.

NEDEN ATLAR DİYORUM?

Neden Atlar diyorum. Ne özelliği var sizin için?  “Atlar geçmişimizde önemli bir yere sahip. Osmanlı ‘da atların önemi çok büyük. Resim yaparken ne ya­parsam yapayım atlardan vazgeçemiyorum. Atlar benim tut­kum’ görüşünü dile getiriyor. Ben diyorum sizin resimlerinizde maviyi gördüm çok iyi kullanıyorsunuz nerede ise bütün tonları mevcut. Soğuktan- sıcağa, koyudan- hafife açılan renk yelpazesinde hep mavi tonlar göz kamaştırıyor. Renkteki geçitler ustalıkla bir birine akıyor. Uyum son derece başarılı. Lacivert ve grinin uç noktalarını birbirleri ile dans ederken işte bu noktada yakalıyorum. Figürsel olguları müzik ritmiyle hareketlendiriyor, renk tonlamaları ile buluşturuyor, lekesel geçitler ile sanki bir nota harmonisi yaratıyor. Kompozisyon da ise denge ve uyum olağanüstü. Sanırım müziğin dengesi siz ne dersiniz? Evler, sokaklar, insanlar ve atlar konu renkliliğimi oluştururken aslında müzisyen figürler resmimin ana temasını oluşturmakta. Sanırım resim yaparken müziğin ritmini duyuyorum diyor. Teşekkür ederek yanından ayrılırken bu ritmin hep devam etmesi ve bizimde o mavinin tonlarında huzura doğru yol alırken o ritimde nice konserleri, yaşanmışlıkları. Türklüğün notalardan çıkıp tablolar ile buluştuğu, bir akımın izinden olgusundan yoğrulan gençliğin yaratıcılıklarla harmanlandığını seyrettiğimiz tabloları sanatseverler ile buluşturduğumuz günlerde satırlardan çıkıp sergi salonlarında buluşmak dileği ile diyerek yanından ayrılıyoruz. Şimdi Edirne ‘de Kadınlar Korosu ile verdiği konserlerde kendine başarılar dileyerek selamlarımızı gönderiyoruz sayfalarımızdan. Haftaya başka bir sanatçımızın durağında molalanmak üzere hoşça ve dostça kalın..

 

 

    En az 10 karakter gerekli

    Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.