DOLAR 34,5467 0.18%
EURO 36,0147 -0.62%
ALTIN 3.005,411,48
BITCOIN 3417890-0.18863%
İzmir
20°

HAFİF YAĞMUR

12:55

ÖĞLEYE KALAN SÜRE

157 okunma

HALKA RAĞMEN KARAR VERMEK

ABONE OL
01/07/2015 17:31
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin yeni Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile Güney Kıbrıs’ta  EOKAB’cileri bünyesinde barındıran ve onları bağrına basmış olan DISY partisinin eski başkanı, şimdiki Kıbrıs Rum Cumhurbaşkanı Nikos Anastasiadis arasında başlayan görüşmeler, her 2 taraftan farklı mesajlar gelmesine rağmen hızla devam ediyor. Bir taraftan Cumhurbaşkanları “Toplum liderleri” adı altında görüşmeler yaparken, diğer taraftan da Cumhurbaşkanlarının görüşmeciler olarak tayin ettikleri Nami ve Mavroyannis sık sık görüşüyor. Amaçları biran evvel Kıbrıs sorununa çözüm bulmak. Bu süreç hızlı bir şekilde yaşanırken, işin garip tarafı, Kıbrıslı Türklerin “Kırmızı Çizgi” olarak tanımladıkları ve yıllardır hiçbir zaman tartışılmaya bile açılamayacağını beyan ettikleri “Garantörlük” konusunun KKTC Cumhurbaşkanı Basın Sözcüsünün “tabu değildir” açıklaması ile masaya konulacağı ima edilirken, Rumların tabu olarak ilan ettikleri hiçbir konu tabu olmaktan çıkarılıp, tartışılmaya açılacağı dile getirilmedi. Rumlar için “2 Kurucu Devlet” kavramı, “Siyaseten eşit 2 kurucu devletten oluşacak sınırları belirlenmiş 2 bölgeli federasyon” tanımı , “Kıbrıs Türk Devleti” terimi,  “Kıbrıs Türk halkı” tanımı veya da “Kıbrıs adasında yaşayan 2 halk” cümlesi tabu. “Federal Cumhuriyet’in Kıbrıslı Türk Cumhurbaşkanı” ve de “Federal Meclisin Kıbrıslı Türk Başkanı” tanımları ile “Federal Kıbrıs Futbol Federasyonu” ve  benzeri diğer kurumların  “Türk Başkanı olabileceği ” kavramları ise –VIP- tabu. Bu makamlara asla Kıbrıslı Türkler seçilemez ve getirilemez.

AĞZA ALINMAYACAK TABU

“Türk Askerinin adadaki varlığı devam edecek” kavramı Rumların duymak istemedikleri ve ağza alınmaması gereken tabu. Ve diğerleri… Bunların maalesef hiçbirine ve üstelik 1964 yılından beridir adada konuşlanmış Yunanistan Silahlı Kuvvetleri’nin ve Rum Milli Muhafız Ordusunda görevli Yunanlı Subaylar ile sayıları neredeyse 20 bine ulaşmış Yunanlı paralı askerlerin geri gitmesi, önümüzdeki aylarda New York’ta gerçekleştirileceği dile getirilen olası bir beşli toplantı da görüşülmeyecekken, daha şimdiden Türkiye’nin garantörlüğünün ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin adadaki varlığı masaya konmuş bile. “Garantörlük” konusunun New York’ta görüşüleceği konusunda  Türkiye’nin onayının alınıp alınmadığını kesin olarak bilmiyorum ama Kıbrıs Türk halkının bu konudaki onayının alınmadığını çok iyi biliyorum. Hiçbir kimse, Kıbrıs Türk halkının onayını almadan “Ben böyle düşünüyorum ve böyle istiyorum” mantığı ile “Garantörlük” konusunu kendi keyfince tartışıp görüşemez. “Halkın onayının olmadığı bir kararın asla uygulamaya konulamayacağı”nın politikanın ve demokrasinin değişmez kuralı olduğunu, eminim yöneticilerimiz, acı tecrübeler ve yaşadığımız soykırımdan sonra “Kıbrıs Türk halkının kırmızı çizgileri” olarak kabul edildiklerini bilmektedirler. Bu konuda aklıma hep, geçmiş yıllarda toplanan bir eğitim şurasında, Kıbrıs Türk halkına sormadan ve danışmadan kendi kendilerine kapalı kapılar ardında gelin güvey olup “KKTC’deki Türkçe yer isimlerinin iptal edilip, yerlerine eski Rumca isimlerin kullanılması” kararını alan komite üyelerinden bir tanesinin, Türk köylerinden birinin meydanına “St Nikolas Meydanı” tabelasını dikince, köy halkı tarafından anında kafasına tabelayı geçirmeleri geliyor. Özetle, halkın onaylamadığı hiçbir konu, kararı kim alırsa alsın geçerli olmuyor….

    En az 10 karakter gerekli


    HIZLI YORUM YAP