Sanat tarihinin en değerli tablolarına, fotoğraflarına veya kopyalarına bakmak tabloyu görmek anlamına gelmiyor. Bulunduğu yere giderek kendi renkleri ve çizgileriyle bizzat aslını görmek gerekiyor. Seyahat pusulanız Prontotourblog, özellikle sanatseverler tarafından mutlaka görülmesi gereken tabloları ve bulundukları şehirleri bir araya getirdi.
Venüs’ün doğuşu – Floransa
Rönesans sanatçılarından Sandro Boticelli’nin 1485 yılında tamamladığı bu şaheser, sanat şehri Floransa’daki Uffuzi müzesinde sergilenmektedir. Bir açık hava müzesi olan Floransa’ya gitmişken İtalyan ressamın en önemli eserlerinden biri olan Venüs’ün Doğuşu’nu görmeden dönmeyin. Aşkın ve güzelliğin koruyucusu olan Tanrıça Venüs deniz kıyısında bir kabuğun üzerinde çıplak olarak tasvir edilmiştir. Tuval üzerine yapılması bakımından Toskana’daki ilk örnektir. Ayrıca yapımında kullanılan kaymaktaşı tozu bu sanat eserini benzersiz kılan başka bir özelliğidir.
Belleğin Azmi – New York
20. yüzyılın en önemli ressamlarından biri olan Salvador Dali’nin bu çalışması New York Çağdaş Sanatlar Müzesi’nde görülebilir. İspanyol ressam, sürrealizmin en önemli temsilcilerinden biridir. Eriyen saatler olarak ta bilinen tablo da zamanın göreceliğini simgeleyen erimiş saatler, ressamın kendisini betimlediği canavar sureti, karıncalarla kaplı saatler bulunmaktadır. Tabloda bulunan her bir nesne sanat çevrelerince uzun uzun yorumlanmış, freudyen dönemin bir parçası olarak değerlendirilmiştir.
Mona Lisa – Paris
Mona Lisa, İtalyan ressam, tasarımcı, heykeltraş, mimar, mühendis Leonardo Da Vinci’nin bir şaheseri. 1503 ve 1506 yılları arasına tarihlenmektedir. Sanat çevrelerince dünyanın en ünlü ve en değerli resmi olduğu söylenen bu eser Paris’te bulunan dünyaca ünlü Louvre Müzesi’nde muhafaza edilir. Birçok filme, kitaba ve komplo teorilerine konu olan Mona Lisa tablosu akademisyenler, tarihçiler ve sanat araştırmacıların en çok ilgilendiği, üzerinde spekülasyon ürettiği tabloların başında gelir. Resmin en ufak detayları üzerinde uzun tartışmalar yapılagelmiştir. Mona Lisa gülümsemesi ise tablonun odak noktasını oluşturur.
Son Akşam Yemeği – Milano
Leonardo da Vinci’nin Son Akşam Yemeği tablosu (1495-1498) insanlığın ortak mirasının bir parçası ve dünyanın en seçkin resimlerinden biri. Sanatın ve modanın başkenti Milano’nun Santa Maria Della Grozia Manastırı’nda sergilenir. Tablo Hz. İsa’nın ölümünden önceki son akşam yemeği sırasında 12 havarisine içlerinden birinin kendisine ihanet edeceğini açıkladığı anı tasvir etmektedir. 12 havarinin bu haberi aldığı zaman yaşadıkları korku, öfke ve şok mükemmel bir şekilde betimlenmiştir.
Adem’in Yaratılışı – Vatikan
Adem’in yaradılışı Floransa doğumlu olan ressam ve heykeltıraş Michalengelo’ya ait olup dünyanın en bilinen görüntülerinden biridir. Vatikan’ın devlet binası ve Papa’nın resmi ikametgâhı olan Sistine Şapeli’nin tavanında resmedilmiştir. Dört yıllık bir çalışmanın eseri olan Adem’in yaradılışında Tanrı’nın Hz. Ademe hayat üflemesi ve yaradılış hikayesi betimlenir. Resmin odak noktası Tanrı’yla Hz. Adem’in parmaklarının dokunmak için birbirlerine uzanmasıdır.
İnci küpeli kız – Lahey
Hollandalı ressam Johannes Vermeer’in başyapıtı olarak kabul edilen İnci Küpeli Kız tablosu Kuzey’in Mona Lisa’sı olarak anılır. Vermeer’in 1665 tarihli bu şaheserinde oryantal bir başlık takan ve kulağında inci küpe bulunan bir kız resmedilmektedir. Bu kızın Vermeer’in öz kızı ya da hizmetçilerinden biri olduğu söylenmektedir. Hollanda’nın Lahey kentindeki Mauritshuis Müzesi’nde sergilenen ünlü tablo müze tadilatı sırasında ortamdan etkilenmemesi için dünya turuna çıkartılarak dünyanın dört bir tarafındaki sanatseverlerle buluşturulmuştur. İnci Küpeli kızın derin bakışlarına yakından bakarak bu tablo hakkında sahici bir yargı öne sürmek isteyen sanatseverler Rembrandt’tan Holebein’e kadar birçok ünlü ressamın eserlerinin sergilendiği Mauritshuis Müzesini mutlaka ziyaret etmeliler.
Çığlık – Oslo
Edvard Munc’un Çığlık tablosu(1895) sanat tarihinin en ünlü ve en tanınmış görüntüleri arasında. Resimde ellerini kafasına alarak çığlık atmakta olan bir adam bulunmaktadır. Modern insanın yaşadığı yalnızlık, yabancılaşma ve kaygısı betimlenir. Delilik ve dahilik arasında giden Munch’un hayatından otobiyografik özellikler barındırır. Oslo’da Munch Müzesi’nde sergilenmekte olan dışavurumculuğun sembollerinden biri olan ünlü tablonun karşısına geçerek uzun uzun incelediğinizde belki de çığlık seslerini duyabilirsiniz. Bizden söylemesi.
Yıldızlı Gece – New York
Hollandalı dahi Van Gogh, birçok kişi için empresyonist bir ressam birçok kişi için ise akıl sağlığı yerinde olmayan bir delidir. Yakın arkadaşı Paul Gauguin ile yaşadığı tartışma sonrası kendi kulağını kesmesi sanat tarihinin en popüler anekdotlarından biri olmuştur. Hayattayken sadece bir tablosu satılan Van Gogh’un eserlerinin değeri öldükten sonra anlaşılmıştır. Yıldızlı gece tablosunda, dönen bulutlarla dolu mavi bir gökyüzü, parlak bir hilal ve ışıl ışıl yıldızlar, bir köy ve izleyiciye yorumlamak için izin verilen aleve benzeyen bir çalılık resmedilmiştir. Birçok şiire, romana ve şarkıya konu olmuştur. Van Gogh’un Arles’te akıl hastanesinde kaldığı dönemlerde resmettiği bu tablo New York Sanat Müzesi’nde sergilenmektedir.
İki Frida – Meksiko
Özel ve politik hayatıyla büyük ilgi gören Meksikalı ressam Frida Kahlo’nun en dikkat çekici eseri olan İki Frida portresi Meksiko City’de modern sanatlar müzesinde ziyaretçilerini bekliyor. Ünlü sanatçı, Diego Rivera’dan ayrıldıktan sonra kendisini geleneksel giyimli ve modern giyimli, kırık kalpli Frida olarak iki şekilde resmettiği bu değerli tabloyu dünyaya armağan etmiştir. Resmin odak noktaları her iki Frida’nın da kesik kalpleri olmasına rağmen birleşik kaşlar oldukça ilgi gören kısımlardan biridir.
Sanat eserleri hakkında sahici bir yargı öne sürmenin yolu temsilleriyle yetinmeyip aslını görmekten geçiyor. Altı yüzden fazla seyahat içeriğiyle http://blog.prontotour.com/ seyahatseverlere ilginç tur bilgileri veriyor.
ARAŞTIRMA-İNCELEME
4 gün önceBALKAN YEMEKLERİ
5 gün önceBALKAN YEMEKLERİ
5 gün önceHABERLER
8 gün önceHABERLER
13 gün önce