DOLAR 35,2068 0.3%
EURO 36,7672 0.92%
ALTIN 2.968,331,32
BITCOIN 34546755.12609%
İzmir
16°

HAFİF YAĞMUR

SABAHA KALAN SÜRE

212 okunma

ÇABANIN BOŞU

ABONE OL
03/09/2020 00:53
0

BEĞENDİM

ABONE OL

 

 

 

“Biz Türk halkı madem ki bu ada üzerinde siyasi entrikalar peşinde koşmuyoruz., o halde Hükümet kendisine karşı olan sadakatimizi takdir ederek nüfus nispetinde bize layık olduğumuzu mevkileri vermelidir. Eğer bugünkü nispetsizlik devam edip gider ve daha büyüyecek olursa o zaman ada sakinleri arasında temenni etmediğimiz geçimsizlikler, nahoş vakalar baş gösterecektir ki bundan hepimiz zararlara uğrayacağız.” 1950

 

                                                                                   Dr. Fazıl KÜÇÜK

 

Yeni olan her nesneye ilginin fazla olduğu biliniyor. Hele bu yeni bir yıl olursa ilginin doruğa ulaşması kaçınılmaz olur. Dilekler dilenerek istekler de sıralanır. Yılın sonuna gelindiğinde ise bazı beklentilerin boşa çıktığı gerçeği ile yüzleşiyoruz. Bu isteklerin içerisinde en başat istek olan savaşların sona ermesi dileklerinin gerçekleşmediği biliniyor. Yine geleceğe yönelik olarak umutlu olmak gerektiğini kaydetmek istiyoruz. Bir süredir komşumuz Suriye’de devam eden savaşa baktığımızda kimin kimle kimin adına savaştığını net olarak söyleyemiyoruz. Buna karşın Türkiye’nin Rusya ve İran ile vardıkları ateşkes anlaşmasının böyle bir ortamda nasıl uygulanacağını kestirmek zorlaşıyor. Bu nedenle çağımızın vebası olan terörün ne zaman ne şekilde sonlanacağı konusunda da bir netliğin oluşması zora giriyor. Ülkelerin ortak hareket etmelerinin bile kesin sonuç veremediğini bugüne değin yaşadığımız olaylar kanıtlamaktadır. Vebanın kökünün içeriden veya dışarıdan olması sonucu değiştiremedi veya değiştiremiyor. Amerika’da görev süresi sonlanacak olan kişi kısa bir süre önce yaşanan terör olaylarını gerekçe göstererek Rusya ile dalaşmak çabasına girişti. Rus yetkililer eskinin yerine yenisine bakmayı yeğleyerek 20 Ocak 2017 gününü bekliyorlar. Görevi sonlanacak olan kişi giderayak kötü bir mirası da bırakıyor. Amerikan Kongre Araştırma Merkezi’nin 2015 yılı verileri küresel silah satışlarına ilişkin raporuna göre ülkenin 40 milyar dolarlık silah sattığı açıklanıyor. Yapılan bu açıklamaya göre Amerika dünyanın en büyük silah satıcısı konumunu koruyor. Açıklanan bu rakamları doğru okumak gerekirse savaşların neden sonlanmadığı kendiliğinden ortalıklara çıkıyor. Buna koşut ülkedeki işsizlik oranlarının da aşağılara çekildiği gibi ülkenin ekonomisi de kendiliğinden düzlüğe doğru yönelmiş oluyor.

 

FİLİSTİN-İSRAİL KAVGASI

 

Bölgemizde Kıbrıs uyuşmazlığına koşut aynı yıllardan beridir devam eden Filistin – İsrail kavgası yaşanıyor. Geçtiğimiz günlerde BM Güvenlik Konseyi İsrail Hükümeti’nin yeni yerleşim yerleri kurması yönündeki kararına karşı çıktı. Alınan bu karara İsrail Hükümeti’nin başındaki kişi olan Neden Yahu tepki gösteriyor. Kararın alınması sonrasında karara olumlu oy veren ülkelere savaş ilan edilmediği kaldı. Kurulacak olan yeni yerleşim yerlerinin Filistinlilere ait olan topraklar üzerinde olacağının bilinmesi gerekiyor. Kıbrıs’ta olası bir anlaşma ile yapılacak olan sınır düzeltmelerinin karşımızdaki unsura peşkeş çekmeye koşut bir davranış olacaktır. Kişilere ait olan topraklar konusunda karşılıklı uzlaşı olanaklı olabilir. Buna karşın Kıbrıs Türk Vakıflarına ait olan mallar konusunda ne gibi bir çalışmanın yapılacağının açıklanması gerekiyor. Kıbrıs Cumhuriyeti kurulurken adı geçen malları konusu çözülmüştür demek ucuzculuktur. 1907 yılında İngiliz sömürge yönetimi bu mallara el koyarken 1571 yılında Ömer Hilmi Efendi tarafından hazırlanan Vakıf Anayasasını esas alıyordu. Kıbrıs Cumhuriyeti kurulurken de aynı yolun izlendiği biliniyor. Bu malları kullananların ellerindeki belge yalnızca “kullanım hakkını” içermektedir. Mülkiyet Kıbrıs Türk vakıflarına aittir. Kıbrıs’ta uzlaşma 2016 yılı sonu itibarı ile gerçekleşmedi. Şimdilerde yapılan çalışmalar 2016 da olmadı 2017’de mi verelim çabası öne çıkarıldığını kaydetmek istiyoruz. Başat konular çözülmeden yaz aylarında halk oylaması yapılmasını da uzak bir olasılık olarak değerlendiriyoruz. Bu çabanın da zamanı boşa yitirmek olduğunu yinelemek gerektiğine inanıyoruz. Adada iki devletin varlığının kime ne zararı olacaktır. Bu konuya açıklık getirsinler de bizlerde öğrenmiş olalım… Gerçeklerle yüzleşmek dururken boş sayılabilecek konularla uğraşmamak gerekiyor.

    En az 10 karakter gerekli


    HIZLI YORUM YAP