Rifat Sait
Birlik, güzel bir kelime. Ancak konu Balkanlar olunca güzel, ama daha da zor bir kelime oluveriyor. Balkanların bu kadar karışık ve kozmopolitlik oluşu, sert bir heterojen yapıya sahip olması, stratejik değeri, bilinmeyenleri ve daha birçok sebebi veçhilesiyle birliğe uzak duruyor. Bu kadar çok karışık malzemeden güzel bir aşureyi bugüne kadar en iyi yapan ustabaşı Osmanlı olmuştur. Şimdilerde kendisinin bile birliğinden şüphe duyduğumuz Avrupa Birli(ksizli)ği Balkanlara ne getirebilir?
Aslında ilk bakışta Balkanlardaki sorunlar yumağına Avrupa Birliği’nin (AB) çözüm olacağı düşünülüyordu. Doğru bir AB belki buna imkân verebilirdi. Oysa bilhassa Balkanlardaki ayırımcılığın en büyük nedenlerinden biri olan milliyetçilik virüsünü körükleyen maalesef yine AB olmuştur. AB’nin diğer ayırımcılığı dini inançlar üzerinedir. Bugün AB ülkeleri içinde tek bir İslam ülkesinin olmaması düşündürücüdür. Oysa Balkan ülkeleri içinde başta Türkiye olmak üzere Bosna, Kosova ve Arnavutluk’ta büyük çoğunlukla Müslümanlar yaşamaktadır. AB’nin bu önyargısı silinmedikçe Balkanlara birliği getirebilmesi çok zor görünüyor. Aksine dini ayırımcılığı körüklemesinden endişe etmek gerek. Nitekim son alınan kararda AB içinde serbest dolaşım imkânı verilen Makedonya, Hırvatistan, Sırbistan, Bosna-Hersek’in Sırp ve Hırvat vatandaşları bu konudaki ayırımcılığın en taze örneğidir. Burada en ilginci, tüm yasalarını düzenledikleri ve hatta bayrağını bile çizdirdikleri Kosova’yı bile gündeme almadıkları görüyoruz. Kosova’nın henüz bir AB yol haritası bile maalesef çizilmemiştir.
Balkanlar zor ve tehlikeli bir bölgedir. AB’nin kendi kendini bitiren yanlış politikaları ve olumsuz dinamiği Balkanlarda vites artırıp ivme kazanabilir. AB, mevcut politikalarını devam ettirirse Balkanlarda öyle bir bataklığa girer ki kendisini bile kurtaramaz. Avrupa, her şeyden önce ekonomik bir birlik üzerine çalışmalıdır. Avrupa’nın başarabileceği yegâne birlik ancak ekonomik birlik olabilir. Siyasi ve ötesinde dini birlikler Avrupa’ya ayırımcılıktan başka bir şey getirmez. Uzun yıllardır yapmaya çalıştıkları Ekonomik birliği de bir anda bozabilirler. Doğrusu yazık olur.
AB’nin Balkanlı ortaklarından gedikli üyesi Yunanistan bugün önemli ekonomik sıkıntılar yaşıyor. İlk kurulduğunda AET, yani sözüm ona Avrupa Ekonomi Topluluğu olan birlik, bugün ekonomik olarak kendi üyesine bile sahip çıkamıyor. Yunanistan çareyi AB’de değil, IMF’de buldu. Diğer taraftan ilginçtir, AB içinde en büyük hibe projelerini Yunanistan almaktaydı. Yunanlılar için AB projeleri adeta birer kurtarıcı meslek olmuştu. AB, muslukları kesince çok fazla olumsuz etkilendiler.
Şimdi sormak istiyorum. İflasın eşiğindeki Yunanistan’ın Makedonya ile olan isim problemini bu AB mi çözecek? Ya da aralarında sınır problemi olan yine bir AB ülkesi Slovenya ile aday ülke Hırvatistan arasını AB mi bulabilecek? Bosna-Hersek’teki üç ayrı toplumun Dayton anlaşmazlığından doğan sorunlara AB mi çözüm olacak? Yunanistan’ın Arnavutlukla olan Çamrija bölgesi sorununa, Yunanistan’ın Türkiye ile olan Kıbrıs, 12 ada ve Batı Trakya sorununa AB mi reçete olacak? Ya da Kosova’nın Sırbistan ile olan kronik ve geleneksel dertlerine AB mi çözüm getirecek? Bu soruları Aristo’ya sorsaydınız AB’ye şöyle derdi: “Gölge etme başka ihsan istemem senden”
KÖŞE YAZARLARI
3 gün önceKÖŞE YAZARLARI
8 gün önceKÖŞE YAZARLARI
14 gün önceBALKAN YEMEKLERİ
22 gün önceKÖŞE YAZARLARI
23 gün önce