0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

1

Sinema, politika, siyaset, spor, iş ve bilim dünyaları gibi hayatımızın her alanında gördüğümüz, duyduğumuz, hayranı olduğumuz, sevdiğimiz ve sevmediğimiz aktörler var. Bunların içerisinde en dikkat çekenleri şüphesiz ki sinemanın aktörleridir. Popüler kültürde aktör bilindiği üzere sinema veya dizi filmlerinin en ön planında olan başrol oyuncuları için kullanılan bir kavramdır. Peki, acaba her başrol oyuncusunun ne kadarı aktör sınıfına giriyor? İsim yapmış olanlar mı, oyunculuğu ustalaşmış olanlar mı, yoksa “markalaşmış” oyuncular mı seyircilerin neredeyse hemen hepsi tarafından aktör olarak görülüyor? Yoksa tüm bunlardan bağımsız sinema severlerin büyük bölümü oyuncuların karakterinden çok filmin konusunu mu daha bir merak içinde takip ediyorlar?

Tüm bu soruların şüphesiz cevapları muhatabına göre çeşitlilik arz edecektir.

Ancak, şunu söylemek mümkün ki 20-30 yıl öncesinde bu sorunun cevabı daha net verilebilirdi: Filmin konusundan çok, baş karekter oyuncularının karizmasına ilgi duyulurdu. Bence geçmiş ile günümüz arasındaki muhtelif konularda olduğu gibi sinema konusunda kendini gösteren bakış açısındaki bu değişimin sebebi seyircilerin “bilinçlenmesi” ile ilgilidir.

Örneğin, Türkiye’de aktör denildiğinde birçok isim sayabiliriz fakat bunların arasında canlandırdıkları karakterlerle zihnimize kazınmış olan Kemal Sunal ve Cüneyt Arkın şüphesiz listenin zirve sahipleridir. Günümüzde ise bu çizgiye en yakın bir tek Kıvanç Tatlıtuğ’un ismini verebilirim. Ancak dünya sinemasında ise bu isimler sayamadığımız kadar çoktur: Alain Delon, Omar Sharif, Slvester Stallone, Jean Claude Van Damme, Al Pacino diye uzar gider liste…

Peki, bizdeki aktörlele yabancılar arasında ne gibi fark olabilir? Bu soruya çoğumuzun hayranlıkla filmlerini izlediği ve benim için idol aktörlerden olan Fransız asıllı Alain Delon’un denk geldiğim bir röportajında yer alan şu sözlerle yanıt vermek isterim:

“Ben bir Aktörüm çünkü ben yaşadıklarımı yaşayarak oynarım ama Jean Paul Belmando oynadığını yaşar, işte ben bu yüzden Aktörüm o ise oyuncu.”

Bizim yeni nesil oyuncularımızdaki eksiklik de bu dersiniz?