Saygıdeğer okurlarım; Sağlık sorunlarım nedeniyle yaklaşık iki ay gibi bir süredir sizlerden ayrı kaldım. Bu güne kadar Balkanlar”da ve özellikle de Makedonya”da yaşayan kardeşlerimizin yaşamlarını, tarihi ve kültürel mirasımızı konu alan makaleler ve araştırma yazıları yazdım. Eğer izniniz olursa sizlere 3 Nisan tarihinde beni ve eşimi davet ederek bizleri evlerinde misafir eden saygıdeğer ” KORAP” ailesine şükranlarımı sunarım. Almanya”da bulunduğum sürece başta kızım, damadım, torunlarım ve dünürlerim ile burada yaşayan akraba ve hemşerilerimin yaşamları, Vatan Hasretlileri ve Gurbet konuları hakkında edindiğim izlenimleri yazarak sizlerle paylaşmak istiyorum. Öncelikle Almanya”ya geldiğim günden bu güne kadar beni ve eşimi gerek telefon ile arayarak ve gerek bizzat ziyaretimize gelen tüm gönül dostlarıma ayrıca sosyal medya üzerinden bana ‘Hoş geldiniz’ mesajları göndererek iyi dilek temennilerinde bulunan kardeşlerime
en kalbi duygularımla şükranlarımı sunarım.
AĞACIN BESLENDİĞİ YER KÖKLERİDİR
Unutmayalım ki !!!
” Bir ağacın dalları ne kadar uzarsa uzasın, beslendiği yer yine kökleridir.
İnsanoğlu da biraz böyle değil mi? Nerede yaşarsa yaşasın, ekmeğini nerede kazanırsa kazansın, yine de; köklerini beraberinde götürür .!
Saygıdeğer okurlarım; Makedonya Rekalar Kazasında Türk İzleri isimli kitabimin
kapağında yazmış olduğum şu dizelerin vatan, gurbet ve göç bağlamında
adeta konuyla ne kadar örtüştüğünün ifadesidir. Gurbet ve Göç bizim hayatımızın bir parçası gibi. Yugoslavya’dan 1950″li yıllarda önce Anavatanımız
Türkiye’ye ve 1960″lı yıllarda ekmek parası için başta Almanya olmak üzere Avrupa ülkelerine iş ve emek göçü. Yaklaşık iki aydır Almanya, Hollanda ve Belçika’nın pek çok kentlerini dolaşarak hemşerilerimle görüşüp sohbet ederek onların yaşamlarını ve sıkıntılarını tespit ederek sizlerle paylaşmak istedim.
Gördüğüm kadarıyla vatan hasreti dışında büyük çoğunluk buradaki yaşamlarından memnun. Vatandaşlarımızın, ki bunlardan birisi de kızım ve ailesi burada konut satın alarak ve yahut arsa alıp konut inşa ettiklerini ve buralarda kök saldıklarına tanık oldum. Özellikle ” Euro” ortak para birimine geçildikten sonra alım gücünün azalması sonucu gençlerimizin uyum ve işsizlik sorunlarını gözlemledim.
Almanya’da pek çok sektörde ve özellikle de gıda sektöründe işadamlarımızın
çok başarılı olduklarını ve Alman ekonomisine katkı sağladıklarını gördüm.
Hele hele Anadolumuzun döner ve kebaplarını açtıkları restoran ve
dükkânlarında markalaştırdıklarını gördüm. En önemlisi dini vecibelerini yaşayabilmek için hemen her kentte Camiler inşa etmişler. Gidip görerek müşerref olduğum Duisburg Şehri’nde bulunan “DİTİB” Diyanet İşleri Türk İslam Birliği ve Kadirşinas hayırsever kardeşlerimizin ve hatta duyduğuma göre Alman Devleti’nin ve Duisburg Belediyesi’nin de katkılarıyla, Kubbeli ve Minareli olarak inşa edilen ve ibadete açılan Duisburg Merkez Camisine hayran kaldım. Sebep olan ve katkıda bulunan herkesten Allah razı olsun. Göç bizlerin kaderi olmuş. Balkanlardan göç nedenlerimizden bir tanesi de Gurbet idi. Türkiye’de artik Gurbetçilik yapmayız dedik amma….
Gelin görün öyle bir gurbet ki !..
Gidenler geri gelmiyorlar. Burada yaşayan milyonlarca Türk kardeşlerimiz bizim canımızdan birer parçadırlar. Türkiye’de yaşayan bizlerin hemen her birimizin mutlaka bu topraklarda bir yakınları vardır. Bizler buralara ilgisiz ve duyarsız kalamayız. Dostlarım; Yazımın sonunda bir Manisalı olarak
Manisamızın Soma ilçesinde meydana gelen ve 301 kardeşimizi şehit olarak Allah katına gitmelerine sebep olan maden faciası tüm milletimizi olduğu gibi,
beni de derin bir acıya sevketmiştir. Milletimizin ve ölen kardeşlerimizin ailelerinin başı sağolsun. Rabbim aziz milletimize bir daha böyle felaketler ve acılar yaşatmasın. Almanya”dan selam ve Saygılarımla…
HABERLER
Az önceHABERLER
Az önceKÖŞE YAZARLARI
3 gün önceKÖŞE YAZARLARI
8 gün önceKÖŞE YAZARLARI
14 gün önce