Bir önceki yazımızda, 5 Haziran 1964 tarihli meşhur ABD Başkanı Jonhson’un mektubunun özetini yayınlamıştık. Jonhson mektubunda küstahça ifadeler kullanarak, Türkiye’nin Kıbrıs’a Amerikan menşeli silah ve araçları kullanarak askeri müdahale yapamayacağını, böyle bir durumda Sovyetlerle bir çatışmaya girebileceği, ihtimalinden söz ediyor. Ayrıca, Türkiye NATO’ya ve müttefiklerine danışmadan ”onların rıza ve onayını” almadan böyle bir harekete girişmeden önce düşünmeli diyor… Neticede Türkiye her şeye rağmen, Erenköy’deki beş yüzün üzerindeki Kıbrıslı üniversite öğrencisine, hava bombardımanları ile müthiş bir askeri destekte (adeta onların imdadına yetişti) bulundu. Şanlı Erenköy müdafaasında, beş yüz Kıbrıslı üniversite öğrencisine karşı, General Grivas yönetiminde beş bin kişilik tam teçhizatlı Rum-Yunan ordusu saldırmışlardı. Türk Hava Kuvvetlerinin bombardımanları ile püskürtülüp, tarihe Şanlı Erenköy destanı olarak geçmiştir.
ABD’NİN YAPTIĞI
Amerika daha sonraki yıllarda NATO çerçevesinde, Türkiye’ye değil yardım etmek, askeri ambargo uygulamaya başladı!!!. Türkiye’ye en basit askeri parçaları, ödemek kaydıyla bile vermedi. Parası önceden ödenmiş savaş gemileri ve savaş uçaklarının teslimatını ambargo süresince yapmadı. Bütün bunlara rağmen, Türkiye Sovyetler ve Varşova paktına karşı NATO ve Avrupa’nın bekçiliğini yapmıştır. Bu süreç içerisinde Türkiye çok zor dönemler geçirmiştir. Ancak bu olaylar Türkiye’ye çok şeyler de kazandırmıştır. Türkiye Gölcük tersanelerinde, yüzlerce çıkarma ve öteki savaş gemilerinden yapmaya başlayaraktan, kısacası harp sanayinin temelleri ”Amerikan ambargosu” sayesinde oluştu. O sıralarda yapılan çıkarma gemilerinin Kıbrıs Barış Harekâtındaki başarı payları büyüktür. O zaman atılan savaş sanayi temellerine daha sonra ASELSAN ve öteki, tank, top, silah tesisleri eklenmiştir. Bugün Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ihtiyaçlarının yüzde altmışının üzerini kendi üretimimizle karşılanmaktadır. Bugün az da olsa ihracat da yapılmaktadır. Soğuk savaş döneminde, Bulgaristan’daki Türk Halkına karşı, Rus uşağı Todor Jivkof
idaresince yapılan ”SOYKIRIM’A” karşı da, ne Amerika’dan ne de NATO’dan hiçbir etkili ses bile çıkmamıştı. Geriye baktığımızda, şimdi öyle görülüyor ki, soğuk savaş döneminde NATO bünyesinde o kadar büyük ordu beslemesi boşuna imiş! Türkiye tek başına NATO’nun güneydoğu kanadını, o günün batı Avrupası’nı ki, bugün bize kıçını dönüp, bizlerle AB oyunu oynayaraktan alay edenleri, nükleer başlıklı Rus füzelerine karşı boşu boşuna yıllarca hedef olmuşuz, ordumuzu bunlar uğruna heba etmişiz. Yine ayni Amerika, 1 Mart tezkeresinin TBMM tarafından reddedilmesinin intikamını, 4 Temmuz 2003’de Irak Süleymaniye’deki irtibat bürosunda görevli 11 Türk askerinin başına çuval geçirterek almıştır. Türkiye ise 1950’de, sırf Amerikan dostluğu uğruna
1000 küsur vatan evladı ne için ve nerede hangi coğrafyada olduklarını bilemeden şehit olmuşlardır. Yine aynı Amerika (sözde STRATEJİK-ORTAK ve müttefik) Suriye’deki, Türkiye karşıtı YPD, PYD içerdeki PKK terör örgütleri ile hatta şeytanla nasıl işbirliği yapabiliyor? ”Tarih tekerrürden ibarettir” sözü çok doğru imiş. Merhum İsmet İnönü 1964’de, Amerika’ya karşı ”Yeni bir dünya kuruluyor, Türkiye de orada yerini alır” demişti. Ama BM Güvenlik Konseyi ve onun 5 daimi üyesi olduğu müddet, o özlenen ve beklenen dünya asla olamayacak…
BALKAN YEMEKLERİ
2 gün önceHABERLER
5 gün önceHABERLER
10 gün önceBALKAN YEMEKLERİ
18 gün önceHABERLER
27 gün önce