Şimdiye dek Balkan Günlüğü’ndeki araştırma yazılarının biraz dışında olmakla beraber büyük düşünen yatırımcılara hitap eden bir konuyu kamuoyu dikkatine sunmak istiyorum.
Arnavutluk Balkanlar’ın Güneybatı’sında uzun kumsallara sahip bir ülkedir. Adriyatik Denizi kumsallarının hemen gerisinde ise Arnavutluk Alpleri’ni görürsünüz. Kuzey’de Alpler’den Güney’de Ksamili Adaları’na dek, dünyada eşine az rastlanır bir yığın keşfedilmemiş güzellik ve antik zenginliği içeren bu ülkede dağlar ve deniz kimi yerde birbirine o kadar yakındır ki, dağda kayak yapıp aracınıza binip kıyıda güneşlenmeniz dahi mümkündür. Mümkündür mümkün olmasına ancak ne dağda kayak imkanı sağlayan donanımlı tesisler vardır ne de kıyılarda kaliteli ve düzeyli hizmet veren oteller. Arnavutluk 1990 yılında kapılarını dünyaya açalı beri ülkeye misyonerler dışında ciddi bir insan akınına da sahne olmamıştır. Hatta “Ekonomik zorluklar sebebi ile vatanından kaçarcasına ayrılan insanların ülkesi idi burası” dememizde dahi abartı yoktur. Ancak durum artık çok değişti. Ne Arnavutluk eskisi kadar ekonomik açıdan kötü ne de ülke yatırımsız. Aksine her geçen yıl dünya devi firmalardan beşi onu ülkede yatırım yapmakta. Ülkede sayısı bini geçen Türkler’in yatırımları ise daha çok Bankacılık, İletişim, Eğitim, Madencilik ve İnşaat gibi sektörlerde yoğunlaşmış olsa da henüz çok önemli bir sektörü keşfedemediler. Turizm sektörünü. Buna rağmen 2004 yılında ülkeye gelen 300 bin kişilik turist rakamı 2009’a gelindiğinde 3 milyonu çoktan bulmuş bile. Kısacası ülkenin çok ciddi reklâm imkânları olmasa dahi turistin kendi ayağı ile geldiği bir kişisel gayreti ile ulaşılan rakamdır bu. Tabii yurt dışındaki milyonlarca Arnavut’un ülkelerinin reklâm acentesi gibi hareket etmesinin de payı yok değil.
EMSAL YATIRIMLAR GÖRMEK
Bazen bir ülkede belli bir yatırım için zaman kollayan firmalar kendilerine emsal teşkil edecek bazı ülkelerin yatırımlarını görmek isterler. Örneğin bir başkentin ortasına beş yıldızlı otel inşa etmek isteyen kimi firmalar daha önceden burada yapılmış benzer bir yatırımın olup olmadığından cesaret alarak bu işe girme eğiliminde olurlar. Ancak bu tecrübesiz firmalara ait bir özelliktir. Tecrübe sahibi olanları risk analizi de yaparak fizibilite çalışmasını detaylı kriterlere dayandırır ve ülkede emsal bir yatırımın olmamasını avantaj olarak görür. Riski ne ise buna çekinmeden girişir ve ülkede ilk olmanın getireceği bütün onursal ve maddi manevi ve hatta devletsel teşviklerinden de yararlanarak adını duyurur ve kısa sürede markalaşır. Arnavutluk’tan her sene ülke dışına 25 bin insan kayak yapmaya yurtdışına gidiyor. Yurt dışı ama öyle uzak ve pahalı mekânlar değil. Karadağ, Slovenya ve Bulgaristan gibi ülkelere gidiyorlar. Bir diğer deyişle yaklaşık 15 milyon dolar kadar bir para Arnavutluk’tan yurt dışına sadece kış turizmi için gidiyor. Yaptığımız bir ankete göre ülkesi dışında en az bir kez ömründe kayak yapmış olan ve sık sık da bu iş için ülkesinden kalkıp yurt dışına gitmek istemediğini belirten çokça insan, nüfusun yüzde 10 kadarını oluşturuyor bu ülkede. Yani Arnavutluk’tan yurtdışına kayak yapmaya giden insanların sayısının en az bir kaç katı kadar insan da Arnavutluk’a bir kayak merkezi yapılması halinde tercihlerinin bu yönde olacağını belirtiyor. Düşününüz ki İsviçre, Avusturya, Fransa, İtalya ve Slovenya gibi ülkelerden geçen Alp Dağları, kar kalitesi ve doğal güzelliği hiç değişmeden Arnavutluk’ta da yükselen bir devasa dağ sırası halinde yerli yerinde duruyor. Şu ana dek Arnavutluk dağlarında yapılmış bir tane dahi kayak pisti yok ve bu olmadığı gibi bir tane dahi kış turizmi için inşa edilmiş otel yok. Üstelik ülkenin kuzeyinde kış turizmi için yatırım yapmak isteyenlere bir tiyo da ben vereyim. Devletin en etkili ismi olan kişi yani Başbakan Sali Berişa da bir kuzeyli Arnavut. Tropojalı ve bu bölge Arnavut Alpleri’nin tam kalbinde yer alan bir bölge. Kısacası yatırım için seçtiğiniz saha konusunda ardınızda Arnavut Devleti’nin en etkili kişisini bulacaksınız. Sali Berişa’nın bölgesine yatırım yapmak konusunda ne derece titiz davrandığını ben şahsen biliyorum. Zira gerek Tropoja ve gerekse diğer onlarca kuzey beldesi Enver Hoca döneminde adeta kaderine terk edilmişliğin çaresizliği ile sürekli göç vermişti. Tropoja’nın tam ardındaki dağlarda Karadağ’ın ve Sırbistan’ın kayak tesisleri boy gösterirken dağın bu tarafına yapılacak yatırım için şu an müsait hatta fazlaca müsait bir dönemdeyiz. Avrupa’daki ekonomik resesyon, kış turizmini tekelinde tutan başlıca Avrupa ülkelerini ciddi şekilde vurdu. İsviçre’de geçtiğimiz yıla göre yüzde 9, Avusturya’da ise yüzde 11 daha az turist gecelemesi gerçekleşmiş. Fransa ve İtalyan Alpleri’nde de kapanan otellerin bir kısmı kimi Arap yatırımcılar tarafından devasa malikânelere çevrilmiş durumda. Bu gümbürtüde ise tek iş yapan ve yıldızı parlayan ülke Slovenya gibi kayak ve geceleme maliyetleri daha düşük ülkeler. Bosna Hersek ise hala adına yapışan savaş ile birlikte anılmanın getirdiği şöhreti ile yeteri kadar turist çekemese dahi hazır altyapısı ve belli bir bölgesel müşteri kitlesi ile çoktan yüzlerce milyon Euro para kazanıyor bu sektörden. Şimdi geriye bir tek ülke kalıyor bu da Arnavutluk. Arnavutluğun bir farkı var ve bu fark diğer hiç bir ülkede yok. Alpler’den inip bir kaç saat ötede denizde ayaklarınızı suya sokabileceğiniz bir ülke yok. Çünkü diğer ülkelerin ya kıyıları çok kısa ya da çok uzakta. Örneğin İsviçre’nin ve Avusturya’nın denize kıyısı yok. Fransa’da ise kayak yaptıktan sonra denize gitmek isteyenler kayak sonrası bir kaç yüz kilometre dağların, virajların ve tünellerin arasından yol alıp Nice, Cannes ve St. Tropez gibi kentlerde kazıklanmayı göze almak zorunda kalıyor. Slovenya’nın ise 35 kilometreyi geçmeyen dar bir kıyı hattı kendi ihtiyaçlarını dahi ancak karşılama fırsatı veriyor. Bosna Hersek’te ise daha da az 18 kilometrelik bir kıyı mevcut ve onu da unutun gitsin. Karadağ’a ise birçok dünya ülkesinden direkt uçuş yok. İşte burada Arnavutluğun önemi ortaya çıkıyor ve yatırımın ikinci ayağı başlıyor zira Arnavutluk’ta hiç bir şekilde nitelikli kıyı turizmi yatırımı da yok. Yani ülkede denize girilecek onca güzel ve boş kıyı bakir kumsallarla yahut kalitesiz pansiyonlar ile dolu. Arnavutlar’ın her yıl komşu ülkelere ve hatta Türkiye’ye gönderdikleri kıyı turisti sayısı ise kabaca 140 bin kişi. Arnavutluk dışında yaşayan milyonlarca Arnavut ise ülkelerine her yıl gurbetçi olarak yaşadıkları ülkeden geri döndüklerinde kalacakları evleri dışında ülkede eldeki mekânları kullanmaktan başka çare bulamamaktalar. İşte bir diğer para potansiyelini de bu insanlar oluşturuyor. Zira bu kişilerin adedi ise yaklaşık 1,3 milyon kişi. Dahası Arnavutluğun hemen arkasında bulunan ve denize kıyısı olmayan 2 milyon nüfuslu Kosova’dan da her sene denize girmek ve güneşin tadını çıkarmak için takriben 200 bin insan en yakındaki Arnavutluk yerine daha ötedeki Karadağ ve Hırvatistan kıyılarına gitmekteler. Sadece Kosova değil 2,5 milyon nüfuslu Makedonya da aynı durumda. Hatta Makedonlar sınırı geçip Yunanistan’da tatil yapmak yerine Arnavutluğa gelip daha ucuza daha yakın mesafede ve kısa sürede evlerine dönecekleri bir tatili tercih etmekteler ancak yine aynı noktaya geliyoruz ki Arnavutluk’ta bu konuda bir yatırım yok. Uzunlamasına bir ülke olan İtalya ise Arnavutluk kıyılarına oldukça yakın ve feribotla bir kaç saatlik mesafede. Dahası çoğu güney İtalyan için kendi ülkelerinin kuzeyine yol almak ve çokça para ödemek yerine Arnavutluk’ta yapılacak düzeyli bir yatırımın müşterisi olmak ise tercih sebebi.
ARNAVUTLUK’UN RİVİERASI
Ülkedeki başlıca kıyı turizmi, ülkenin güneyinde Arnavutluk Rivierası olarak da bilinen Himara ve Vlora arasındaki bölgede yoğunlaşmış durumda. Kalite çok düşük ve turist çekmekten son derece uzak. Zaten buraya da başka bir yere gitme şansı olmayan Arnavut orta sınıfı geliyor. Ancak bu kısım, Hırvatistan’ın Dubrovnik kenti yakınlarında inşa edilecek bir diğer Rixos’u çoktan hak eden bir bölge. Tek dezavantajı ise Alpler’e bir parça uzakta kalması. Ancak ilave etmemizde fayda var ki Arnavutluk zaten kendisi küçük bir ülke. Bir ucundan diğer ucuna bir günün çeyreğinde ulaşabiliyorsunuz. Ve dahi dünyada turizmin yönü artık bu işin kaymağını uzun yıllar boyu yemiş Yunanistan gibi ülkelerden çok daha bakir doğaya sahip Arnavutluk, Tunus ve Fas gibi ülkelere kaymakta.
Kısa vadeli karları hedefleyenler uzun yıllar boyu markalaşacak bir gelecekten mahrum kalırlar. Şüphesiz burada profilini kısaca çizdiğimiz Arnavutluk, orta vadeli kar arz eden bir ülke. Hatta önemle belirtmekte fayda var ki konunu başında saydığımız sektörlerden şu ana dek Arnavutluk’ta yatırım yapıp zarar eden bir firma yoktur ve her sene karlarını katladıklarını haber almaktayız. Arnavutluk’ta son bir kaç yıldır devam eden ve geçen sene doruğa ulaşan gerçekte ise Sosyalist Parti Lideri Edvin Rama kaynaklı yarı kişisel siyasi kriz sonucu ülke AB sürecinden kopma noktasına gelmiş ve sırf bu süreci koruma motivasyonu ve bir parçada dışarıdan motivasyon ve uyarılar ile şu sıralar istikrarlı bir siyasi atmosfere kavuşmuştur. Şu sıralar ise Arnavutluk hem Avrupa Birliği’nin ortak vize sistemi olan Schengen’e dahil olma aşamasında sırasını beklemektedir hem de Avrupa ülkeleri Arnavutluk vatandaşlarına vize uygulamamaktadır. Ülkede yatırım yapmak isteyen Türk yatırımcılar, arkalarında Türklerce satın alınmış Arnavut bankalarını ve otellerini inşa ettirecekleri inşaat şirketlerini bulabilecekleri gibi ülkede yayınlanan Türk dizilerinin arasına serpiştirilecek reklamlar ile de yatırımlarını halka rahatlıkla arz etme fırsatı yakalayabilirler.
SEMİNER YAPACAK OTEL YOK
Tiran’da en son geçtiğimiz sene bir araştırma yapmıştım ve konferans turizmi için yani en basit bir Tıp Konferansı için dahi ülkeye gelen doktorların seminer yapacak otel bulamadıklarını öğrenmiştim. Otel çok sayıda aslında. Ancak 200 kişilik bir kalabalığı alabilecek ve hatta sıkıştırarak 400 kişiyi alabilecek kapasitede salona sahip tek bir otelleri var o da Tirana İnternational Oteli. Burası da genellikle dolu olduğundan ülkedeki konferans turizmi de doğal olarak kendisine yetecek mekânlardan yoksun denilebilir. Hatta geçtiğimiz günlerde Arnavut televizyonlarında bir entelektüelin yorumu çok ilgi çekiciydi. “Eurovizyon’u kazansak o kadar insanı, seyirciyi ulusal kongre merkezimiz dışında koyacak yerimiz bile yok” diyordu ve bu noktada başka bir yatırım eksikliğinin serzenişini duyuruyordu. Dünyada belli ülkelere bazı ülkelerin siyasi hesapları doğrultusunda puanlar veren Moody’s ve Standard&Poors gibi firmaların yönlendirmesi ile her yıl binlerce firma girdikleri ülkelerde batırdıkları anaparalarına bin pişman hale gelmektedir. Oysa yakın zamanda Başbakanımızın da siteminde dile getirdiği gibi bu ülkelerin kredi değerlendirme notlarının da çok fazla bir önemi yoktur. İşte Arnavutluk denen bir ülke var önümüzde. Adını her nedense asla duyuramamış. Belki Müslüman bir ülke olmasındandır gelişmesine müsaade edilmemiş. Ancak yatırımcıya her türlü desteği veren ve çok fazla bürokrasi ile uğraştırmayan davetkâr anlayışı ile de ülke ayrı bir cazibe sunuyor. Ve biz Türkleri de seven bir ülke Arnavutluk. Ve asla unutmayınız ki Arnavutluğa yapılacak turistik yatırımlar, sadece bu 3 milyonluk ülkenin değil, arkasındaki 2 milyonluk Kosova, 2,5 milyonluk Makedonya ile bütün bu ülkeleri ziyaret eden toplam 5 milyon turistin yani kabaca toplamda 10–12 milyon insanın turistik potansiyelini hedeflemesi açısından büyük bir yatırım cazibesi manasına da geliyor. İşte iktisat ve yatırım dahilerine sunduğumuz bir kaç satırdır bunlar. Yatırım geometri gibidir kimi zaman. Çizgiler ve açılar görenin görebilme yetisi ve algısına yönelik olarak sonuca gitme fırsatı verir ya da vermez. Önemli olan ise bir başkası görmeden önce çizgileri birleştirip açıyı yakalamak ve pergeli oturttuğunuz noktadan global bir marka olarak çapınızı genişletmektir. Arnavutluk’ta turizm yatırımı yapmak isteyen kimselere Arnavutluk dostu bir Türk olarak, her bir yatırım çeşidi için gerekli bütün rehberliği yapabilir ve hatta en yetkin kişilere de yönlendirebilirim. Bu konuda ciddi düşünen kimseler de daima bana rahatlıkla ulaşabilirler.
HABERLER
2 gün önceHABERLER
2 gün önceKÖŞE YAZARLARI
5 gün önceKÖŞE YAZARLARI
10 gün önceKÖŞE YAZARLARI
16 gün önce
Merhabalar Arnavutlukta yatirim yapmak isteyen turk sirketlerine veya isadamlarina her konuda yardimci olabiliriz bilginize, cep no 00355692737569