DOLAR 34,5467 0.18%
EURO 36,0147 -0.62%
ALTIN 3.005,411,48
BITCOIN 0%
İzmir
20°

HAFİF YAĞMUR

06:24

SABAHA KALAN SÜRE

Kemal Yamankaradeniz

Kemal Yamankaradeniz

10 Ocak 2016 Pazar

    2015’te Patent Başvuruları Arttı

    0

    BEĞENDİM

    ABONE OL

    Patent başvurularında artış yaşandı. 2014’ün ilk 11 ayında 13 bin 961 olan toplam patent ve faydalı model başvurusu, 2015 yılının aynı döneminde 14 bin 900’e ulaştı. 2014’ün ilk 11 ayında 97 bin 473 olan toplam marka başvurusu, 2015’in aynı döneminde 97 bin 139’da kaldı. Geçtiğimizin yılın ilk 11 aylık döneminde 37 bin 500 olan tasarım başvuruları ise, 2015’in aynı döneminde 34 bin 607 olarak gerçekleşti Geliştirdiği buluşun patent alabileceğini fark etmeyen çok sayıda girişimcimiz var. Kamuoyunda her parlak fikrin patent konusu olabileceğine dair bir yanlış anlama olduğu da bir gerçek, Parlak fikirler elbette çok değerli ama bir fikrin patent olabilmesi için dünyada geçerli belli koşullar var. Bir buluşun patent olabilmesi için üç temel kuralı yerine getirmesi gerekiyor: Birincisi, dünya çapında yenilik olacak. İkincisi, sanayiye uygulanabilir olacak. Üçüncüsü, bu konuda uzman bir kişinin hemen yapabileceği basitlikte olmayacak. Bu kuralları ihtiva etmeyen yenilikler kesinlikle patent alamaz. İnsanların hemen aklına geliveren her parlak fikrin korunması, patent’in konusu değil. Ama bir kez patent alınacak buluş yaparsanız, size ekonomik getirisi çok büyük olur. Mesela en az 7 en çok 20 yıl süresince o ürünü üretme ve satma hakkı, sadece sizindir. Türk halkının önemli olan özelliği yenilik üretme becerisine sahip olduğuna, yürekten inanıyorum. Henüz yerli patent başvurularında bunun yansımaları tatmin edici düzeye ulaşamadı. Faydalı model ve buluş geliştirmek konusunda dünyanın sayılı uluslarından biri olmayı gerçekten istersek, bunu başarabiliriz. Patent konusundaki istekliliğimiz, topyekün kalkınmamızın motor gücü olabilir.

    Devamını Oku

    KAYSERİ PATENT BAŞVURULARINDA ATAĞA KALKTI

    0

    BEĞENDİM

    ABONE OL

    Türkiye’nin en kalabalık 15’inci şehri olan Kayseri, aynı zamanda sosyo-ekonomik gelişmişlik açısından da ilk 15 il arasında yer alıyor. Şehir, Türkiye’nin en büyük serbest bölge alanına sahip… Kayseri’de 6 organize sanayi bölgesi var ve her yıl 20 kadar sanayi kuruluşu, İstanbul Sanayi Odası tarafından yayınlanan ‘Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu’ listesine girmeyi başarıyor. Türkiye ekonomisinde bu kadar aktif rol üstlenen şehrin lider sektörü, şehri peşinden sürükleyen sektörü ise mobilya. Yurt genelinde mobilya sektöründe üretim yapan 20 büyük firmanın 13’ü Kayseri’de ve Kayseri’deki mobilya tesisleri, yılda 500 milyon dolar civarında ihracat yapıyor; Türkiye’nin toplam mobilya ihracatının yaklaşık yüzde 30’unu gerçekleştiriyor. Türkiye’nin 12,5 milyar dolar değerinde olduğu düşünülen üretim kapasitesi ise dünya mobilya üretiminin yüzde 3,6’sını oluşturmakta. Mobilya ticaretinde en fazla göze çarpan gelişim, dışa açılma oranının her geçen yıl artması. 2050 yılında dünya mobilya pazarının 1 trilyon doları geçeceği tahmin edilmekte. Patent Enstitüsü’nün 2014 verilerine göre; ev aletleri 724, fabrikasyon metal ürünleri 555, motorlu kara taşıtı ve römork imalatı 536, mobilya 492, özel amaçlı makineler 438 patent başvurusu ile ilk beşte yer alıyorlar. Patent söz konusu olduğunda yükselişe geçen sektörlere baktığımızda; savunma sanayi, mobilya ve makine sektörlerinde, deyim yerindeyse patlama görüyoruz. Mobilya sektöründe 2000 yılında 52 olan patent başvuru sayısı, 2014 yılında 9 kat artış göstererek 492’ye ulaşmış durumda.

    ÖNEMİNİ KAVRAMIŞ ŞEHİR

    Kayseri, patent, marka tescil ve faydalı model başvurularının önemini kavramış bir şehrimiz: “Üretime büyük değer katan bu konulardaki büyümeyi devam ettirmek gerek. Ama miadını doldurmuş patent kanunumuz, önümüzü kesiyor. Patent ile ilgili işler, 90’lı yıllarda çıkarılan kanun hükmünde kararname ile yürütülmekte. 3 yıldır mecliste bekleyen bir patent kanunu var ve bu kanun tasarısı, konulan ekonomik hedeflere ulaşmamız için oldukça gerekli. Hızlı düşünüp, hızlı hareket etmemiz gereken konuların başında gelen patent kanunu, ülkemizin küresel rekabette yerini alabilmesi için ön koşullardan en önemlisi. Velev ki kanunun çıkarılmaması halinde, ülkemiz ekonomisine dair büyüme beklentileri çok da gerçekçi olmayacaktır. 21. yüzyıl Türkiye’sinin ihtiyaçlarına cevap verebilecek şekilde hazırlanan yeni patent kanunu, Türkiye’de marka, patent, endüstriyel tasarım tescil süreçlerinin iyileştirilmesini kapsıyor.

    Devamını Oku

    PATENTLİ ÜRÜNLER HEM KAZANIYOR HEM KAZANDIRIYOR

    0

    BEĞENDİM

    ABONE OL

    Patent portföyünde gerçekleşen sadece yüzde 1’lik artış yüzde 0,11’lik bir ekonomik büyümeye karşılık geliyor. Ülkemizdeki firmaların ortalama karlılığı yüzde 3,9’dur. Patent başvurusu yapan KOBİ üstü firmalarda ise bu rakam, yüzde 6,6 civarında. Fikri mülkiyet bilinci ve yenilikçi kültüre sahip firmalar hem kendileri kazanıyor, hem de ülkelerine kazandırıyor. Patent ve tasarım firmalara daha çok kazandırıyor. Patent ile buluşun sağladığı ekonomik faydalardan sadece buluş sahibi yararlandığı için rakiplere karşı hem finansal hem de teknik yönden avantaj sağlanmış oluyor. Bu doğrultuda patent tescilli ürünlere sahip firmaların yurt dışı pazar paylarının patent tescili yapmayan firmalara oranla, 2 kat fazla olduğunu söyleyebiliriz. Tasarım tescili yapan firmalar da yapmayanlara oranla iki kat fazla faaliyet karı elde ediyor.

    ÜLKE EKONOMİSİNE KATKI

    Patent portföyünde gerçekleşen sadece yüzde 1’lik bir artış yüzde 0,11’lik bir ekonomik büyümeye karşılık geliyor. Bundan dolayı alınan her patent firmalara kazandırdığı gibi ülke ekonomisinin de gelişimine büyük katkı sağlıyor. TBMM Başkanlığına sunulan Onuncu Kalkınma Planı’na göre, 2018 yılında yerli patent başvuru sayısının 16 bine çıkarılması amaçlanıyor. 2014-2015 yılları ilk 4 ayının toplam patent ve faydalı model başvurularını kıyasladığımızda yüzde 5,2’lik artış olduğu gözlemlenmektedir. Umuyorum ki 2015 yılı sonunda bu artış oranı daha da fazla olacak. Fikri haklar sistemi konusunda kamuoyunun her düzeyde bilgilendirilmesine yönelik tanıtım ve eğitim faaliyetleriyle toplumsal bilincin artırılması gerekiyor. Firma düzeyinde fikri mülkiyet bilincinin ve yenilikçilik kültürünün, bu konudaki bilgi ve birikimin artırılması gerekiyor. Toplum temelinde bu algının oluşturulması, kurumların da marka ve patente olan algılarını değiştirecektir. Haklarını koruma bilincine erişen bireyler, ülke kalkınmasında da önemli rol üstlenmiş olacak.

    Devamını Oku

    MARKA VE PATENT BAŞVURU ARTIŞI

    0

    BEĞENDİM

    ABONE OL

    2015’in ilk 7 ayında yurt içinde yapılan marka, patent ve endüstriyel tasarım başvurularındaki olumlu artış ile Türkiye’deki reel sektörün Ar-Ge ve inavosyona giderek artan yatırımlar yaptığının bir işaretidir. Türkiye ekonomisi, yılın 2’inci çeyreğinde 3,8 oranında büyürken, ülke ekonomilerinin büyümesindeki en önemli göstergelerden biri de patent, marka ve endüstriyel tasarım müracaatlarındaki artıştır. 2015’in ilk 7 aylık verilerine baktığımızda, marka, patent ve endüstriyel tasarım başvurularında, geçtiğimiz yıla oranla önemli bir artış söz konusu. Marka, patent ve endüstriyel tasarım alanında yapılan başvuru sayısındaki artış, ekonomik anlamda güç kazanan ülkemizin Ar-Ge ve inovasyon yatırımlarını da ciddi oranda artırdığı sonucunu ortaya koyuyor.

    BÜYÜME TAHMİNİ AŞILDI

    Türkiye ekonomisi, yılın 2’inci çeyreğinde 3,4 olan büyüme tahminini aşarak 3,8 oranında büyüdü. 3,5 milyar doların üzerinde olan cari açık beklentisi ise 3,15 milyar dolar ile beklentilerin altında gerçekleşti. Ekonomik gelişmelerin hareketlendirdiği marka, patent ve endüstriyel tasarım başvurularında ise geçmiş yıllara oranla istikrar ve büyüme söz konusu. Bu artış ülke ekonomimiz açısından umut vaat ediyor. Yaşanan olumlu hareketliliği irdelemek amacıyla, 2014 ve 2015 yılına ait ilk 7 aylık verileri karşılaştırdık. Buna göre, 2014’ün ilk yedi ayında 54 bin 557 olan yurtiçi marka başvuru sayısı 2015’in ilk 7 ayında 54 bin 961’e; 4 bin 508 olan yurtiçi patent ve faydalı model başvuru sayısı 4.550’ye yükseldiğini gözlemledik. Marka, patent ve endüstriyel tasarım alanında yapılan başvuru sayısındaki artış da ekonomik anlamda güç kazanan ülkemizin Ar-Ge ve inovasyon yatırımını da artırdığı sonucunu ortaya koyuyor. Dolayısıyla tam da bu noktada, milli gelirden (GSH) Ar-Ge’ye ayrılan payın artırılması önem arz etmekte.

    Devamını Oku

    YENİ TASARIM TEŞVİKLERİ REKABETE GÜÇ KATACAK

    0

    BEĞENDİM

    ABONE OL

    Ülke ekonomimizin gelişimi için markalarımızın tasarım, Ar-Ge ve inovasyona yatırım yapması gerekiyor. Global pazardaki rekabet ortamında aktif olarak varlığımızı hissettirebilmemiz için, kendi tasarım ve ürünlerimizin olması gerekiyor. Dünyanın en gelişmiş ekonomilerine, en büyük markalarına baktığımızda, Ar-Ge’de ve inovasyonda zirvede yer aldıklarını görüyoruz. Ekonomi Bakanlığı tarafından potansiyeli olan yerli firmalara, firma başına sağlanacak olan 1,4 milyon dolarlık teşvik, ihracatta oluşturacağı ivme açısından çok büyük bir adım. Katma değeri yüksek ürünlerin üretilmesi, ülkemize markalaşma yolunda önemli avantaj sağlayacaktır. Farklı teknolojiler kullanılarak üretim yapılması, hem ekonomik gelişimimiz ve ihracat gelirlerimizi arttıracak hem de markalaşma yolunda atacağımız adımları hızlandıracaktır.

    FİRMA BAŞINA 1,4 MİLYON DOLAR

    Tasarım ve Ürün Geliştirme Projesi’nde, teşvikler 3 başlık altında toplanıyor. Firmalar, mühendis, tasarımcı ve modelist istihdamı için 1 milyona kadar, yazılım ve tasarımda gerekli olan teçhizat için 250 bine kadar, seyahat masrafları için de 150 bin dolara kadar teşvikten yararlanabilecekler. Üst limiti 1,4 milyon dolar olan teşvikten, firmalar bir defaya mahsus olmak üzere, en fazla 5 yıl süre ile faydalanabilecekler. Tasarım teşviki ile 2023 hedeflerimize bir adım daha yaklaştık. Belirli sektörlerdeki şirketlerimizin doğrudan teşvik edilmesi ve bu teşviklerin de doğru kullanılması 2023 hedeflerine ulaşabilme adına atılmış en önemli adımların başında geliyor. Ciddi çalışmaların gerçekleştirildiği tasarım ofislerimiz ve teknoparklarımızın önünü açan teşvik, üretme kabiliyeti ve kapasitemizi artıracak, markalaşma vizyonumuzu sağlam temellere oturtmamızı sağlayacak.

    Devamını Oku