DOLAR 32,2053 -0.22%
EURO 35,1156 -0.22%
ALTIN 2.498,171,32
BITCOIN 2161521-0.11838%
İzmir
27°

AZ BULUTLU

SABAHA KALAN SÜRE

Avrupa’nın en eski Yahudi cemaati Yunanistan’da

Avrupa’nın en eski Yahudi cemaati Yunanistan’da

ABONE OL
30/01/2014 21:00
Avrupa’nın en eski Yahudi cemaati Yunanistan’da
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Avrupa’nın en eski Yahudi cemaatini oluşturan Yunanistan’daki Yahudilerin kaderi, ülkenin kaderi, XX yüzyılın ilk yarısındaki çalkantılı olaylar ile Balkan Savaşları, I. Dünya Savaşı, Küçük Asya’da Savaşı, İkinci Dünya Savaşında ve Anti-faşist direnişindeki çok sayıda asker ve subayın kurban olmasına bağlı.

 

 

Sophia Nikolaou

 

5Yahudiler Yunanistan’da 2300 yılı öncesine ait, Avrupa’nın en eski Yahudi cemaatini oluşturuyor. Kendilerini “Yunanlı Yahudiler” olarak tanıtıyorlar, onların hikâyesi Yunanistan’ın tarihinin içine sıkıca dokunmuş olduğunu söylüyorlar. Topluluğun çoğu Atina’da yaşıyor (2 bin 500 kişi). Atina’daki topluluk Yunan devleti tarafından resmen 1889 yılında tanınmış. 1970’lerde Atina merkezinden başlayan göç eğilimi ile çoğu Atinalılar gibi şimdi varoşlardaki beton bloklarda yaşamaktadırlar. 1977 yılında kurulan ve Yunanistan’da Yahudi topluluğun tarihi, mirası ve günlük yaşamını bilmek istiyorsanız kaçırmamanız gereken bir yeri oluşturuyor. Müze kültürlerarası anlayışa yaptığı katkılardan dolayı ödüle layık görüldü. 1997 yılından itibaren daimi sergi ve düzenli eğitim faaliyetlerinin ihtiyaçlarını karşılamak için yenilenmiş neoklasik tarzı bir binaya yerleştirilmiş. Orieta Treveza – Susiis hanım 10 yıldan fazla eğitim programından sorumlu kişidir. Orieta’ya göre Yunanistan’ın her yerinden gittikçe sayısı artan okullar haftada 3-4 gün müze ziyaretleri örgütlemektedirler. Müze ayrıca öğretmenler için seminerler (normal eğitim programı çerçevesinde çocuklar Holocaust ile ilgili bilgi almakta) örgütlemektedir. Bunun yanı sıra ülke çapında 10 ile 15 yaş çocuklar için eğitim paketleri ve ziyaretler düzenlemektedirler. Bizi karşılayan Trevela hanım olağanüstü müze koleksiyonunda özel bir tur yapmamızı teklif etti. Kalabalık eski sinagoga’nın bulunduğu yeraltı bölümünü doldurdu. Önceden Sinagog Yunanistan’ın güneybatısında Patras’taki bir binada bulunuyormuş. Her iki çeşit geleneksel giysiler Rum-Yahudi mirasının ana kökenini temsil etmektedir: Romanioti (“Rom”- Roma İmparatorluğu altında olan tüm Yunanlıları jenerik ismi) ve Sefardi ( “Sefarad’tan” – İspanya’dan) ülkenin Kral Ferdinand tarafından fethedildikten sonra İspanyol hükümdarlar tarafından sınır dışı edilmişler (1942). Romanoitler eşsiz Yunan-Yahudi karışımını oluşturmaktadır. Onlar derinden günlük hayatın bütün temel yönleriyle Rum toplumuna entegre edilmişler, fakat dinlerini korumuşlar. Karakteristik olan durum onlar Yunanca konuşuyor ancak Yahudi alfabesini kullanıyorlarmış. XV yüzyılda 20 bin Sefarad’ın İspanya, Güney İtalya ve Portekiz’den mülteci olarak taşınmasına kadar, 1800 yıllarda Yahudi halkının egemen temsilcilerini oluşturuyorlarmış.  Sefarditler, Sultan İkinci Beyazıt’in politikaları uyarınca, Osmanlı İmparatorluğu’nda diğer tüm gayrimüslimler gibi eşit haklara sahiptiler, örneğin dini ve diğer haklar. Onlar  Judeo-İspanyolca veya Ladino (Kastilya konuşulan bir lehçe) ile konuşuyorlarmış, gelişmiş bir kent kültürüne sahip olan ahali yerleştikleri yerlere yeni kozmopolit bir görünüm getirmişler. Çoğu Selanik’e yerleşmiş (“İsrael’in Anası” olarak adlandırılıyormuş). O dönemden bu yana Selanik, Yunanistan, Balkanlar ve Akdeniz Yahudi diasporası mirasının önemli beşiği olmuş. Şarap ve Yunanistan’daki birçok sinagoglardan Sabbath duası gereçleri. İstisna Makedonya’nın Bitola şehrinden gelen ekmek için alt işlemeli örtü. Bugün Selanik’teki merkez sinagog, Bitola (Manastır) Yahudilerinin bağışlarıyla inşa edilen Monastiriotes (1925) sinagogudur.

 

OSMANLI DÖNEMİNDEN KALMA ESERLER

 

7Osmanlı döneminden düğün töreni banyo ekipmanı (su kabı ve ahşap nala Türkiye, İstanbul’da tarihi hamamlarda bulunanlara benziyor. Öğeler İstanbul, Mısır ve Yunanistan’dan geliyor. Yunanistan’daki yahudilerin kaderi, ülkenin kaderi, XX yüzyılın ilk yarısındaki çalkantılı olaylar ile Balkan Savaşları, I. Dünya Savaşı, Küçük Asya’da Savaşı, İkinci Dünya Savaşı’nda ve Anti-faşist direnişindeki çok sayıda asker ve subayın kurban olmasına bağlı. Müze, 1940 yılında Mussolini’nin askerlerinin ülkenin önünde savunurken yaşamını yitiren ilk Yunan subaylarından biri – Müze Mordehaj Fricis için özel bir yer ayırmış bulunmaktadır. Avrupa’da Yunan Yahudi olmayan kurumlar tarafından açık ve koordineli hareket ederek binlerce Yahudi’nin kurtarıldığı bilinmektedir. Aslında, Rum kilisesi, polisi, akademisi, yüksek eğitim enstitüleri, teknik ve meslek odaları ve çeşitli yerel kuruluşların hareketleri müzede özellikle belirtilmektedir. Yahudiler kendi vatandaşları tarafınca gizlenmiş, Yunan Hıristiyan isimleri ile yeni kimlik kartları verilmiş, böylece bir toplama kampı zulmünden ve ölümden kurtulmuşlar. Bu durum İtalyanlar tarafından işgal edilen ve Atina’da 1940′larda yaşayan Yahudilerin çoğunda böyleydi (Selanik’te yaklaşık 4 bin yerli ve 3 bin mülteci Almanlar tarafından işgal edilmiş).  Onlar “vatandaş olarak görülür ve insanlar ona güveniyormuş” (Yunanistan Merkez Yahudi Konseyi kroniği). Onlar, Atina – Plaka, Monastiraki, Petralona ve Tisian gibi kültürel karışık ortamda yaşıyor ve çalışıyorlarmış. Kronik ve Yahudi Ansiklopedisi yerel yönetimler ve antifaşist hareketin üyelerinin yardımı ile Haham Barzilai’i “kaçırmak” (ve güvenli bir yerde gizlemek) komplosunu kaydetmektedir. Ancak, hahamın yerel sakinlere yaptığı muazzam yardıma rağmen, yaklaşık 1500 Yahudi, Auschwitz-Birkenau kampında tutuklama ve zulmü önlemeyi başaramadı, bunların 800 sinagog önünde ele geçirilmiş.

ATİNA’DAKİ İLK YAHUDİLER

Bizim grup III yy’dan kalma eski bir sinagogun kalıntıları bulunan antik Agora (arkeolijik alan) önünde durarak rehberimiz / araştırmacımızın yaptığı tarihle ilgili kısa bir konuşmasını dinledik. Tarihçi M. Molko göre, Yunanistan’a yerleşimin Helen döneminde, İskender’in Ortadoğu’daki fetihleri esnasında başlamasına rağmen, VI yüzyılda Atinalılar ve Yahudiler arasında irtibat sağlanmış. Roma ve Bizans döneminde Rumlar ve Yahudiler ortak bir İmparatorluk içinde yaşayarak, ortak bir dil olarak Yunancayı kullanıyorlarmış. Grup rehberi bizlere, eğer İncil’de (Apostlenin eserlerinde) ararsak kolayca tüm Yunanistan üzerinde geç antik Yahudi yerleşim yerleri bulabileceğimizi söyledi, özellikle Apostle Paul’un Yahudi Birliklerini I.ci yüzyılda gönderdiği mektuplarda bulunması ihtimali daha yüksek. III y.y. Atina’daki Agora’da Menora ve palmiye yapraklarının (lulav) resmedildiği alçak kabartma parçası (kabartma) bulunmuş. Yahudiye’de isyan ve Romalılar tarafından Solomon tapınağının imha edilmesinden sonra da Yahudiler Yunanistan’a yerleşmeye devam etmişler.

HOLOCAUST’UN YENİ ANITI

14Grup, Tisio yerleşim yerinde, Ermu sokağının sonunda Agora’nın yanında Holocaust’un en önemli anıtına devam etti. Heykeltıraş Diana Magania mermerden yapılan anıt üzerine beş yıl çalışmış. Anıt  2010 yılında kurulmuş. Yunanistan’da Yahudi cemaatinin can kaybı toplam nüfusun yüzde 87 ve Avrupa’nın en yüksek oranlardan biri, dolayısıyla Davut Yıldızı ışınları kırık, çekirdekten ayrılmış ancak hala devam ediyor. Işınlarda kazınan Yunan şehirlerinin isimleri eski önde gelen toplulukları hatırlatmaktadır.  Selanik, Kavala, Drama, Serres, Xanthi, Larissa, Veria, Volos ve Halkida’dan bahsediliyor. Yunanistan’ın kuzeybatısındaki Yanina (Romanitlerin merkezi) ve Girit Adasındaki Hania şehri Yahudi mirasının kaybolması yaralarını hala sarmış değiller. 2004 yılında Yunan Parlamentosu 27 Ocak tarihini Rum Yahudiler, mağdur ve Holocaust kahramanlarını Anma günü olarak ilan etti.

SİNAGOGLAR SOKAĞI MELİDONİ

Anıtın yakınlığında iki aktif sinagogu bulunan küçük, zarif Melidoni sokağı bulunmaktadır. Bizim keşif grubu Haham Mizan ve düzenli çalışan Beth Shalom Sinagogu’nun (1935 yılında inşa edilen) Atina Yahudi cemaati üyeleri tarafınca karşılandı. Sinagog’un mimari özellikleri Yunanistan’daki diğer normal sinagoglara kıyasen daha farklı, benzersiz. Yahudi olmayan sanatçılar tarafından çizilen ve iki vitraj içeriyor. Sinagoga girdiğimizde vatandaşlarımda ani bir değişiklik fark ettim, konuşmalarını keserek sessizce oturdular. Bu nedenle Haham sinagogun bir kilise olmadığını söyleme ihtiyacı duydu, bu yüzden sessiz olunması gerekmediğini söyledi. Gayet rahat bir atmosferde ziyaretçilere sinagogun arkadaşlar arasında gayri resmi toplantılar dahil olmak üzere sosyal etkileşim için çok fonksiyonlu bir alan olduğunu aktardılar. Dinin korunması ile ayakta kalan dilin Yunanistan’da yaşayan farklı Yahudi grupları arasında bağlantıların sağlanması için büyük önem taşımaktadır.  Larissa doğumlu Haham Mizan bizzat kendisinin satın aldığı ve restore ettiği ve sinagogda bulunan Tevrat’ın en eski örneğini görmelerine izin verdi. Romanoit Ec Haim Sinagogu (1904 yılında inşa edilmiş, Yanotiki “Yanya” olarak biliniyor) Beth Shalom’un karşısında Melidoni sokağında bulunmaktadır. Rum Romanoit topluluğuna hizmet eden tek Sinagog Manhattan, New York’ta bulunmaktadır. Kehila Kedosha Yanya XX yüzyılın başında ABD’de göçmenlerin büyük dalgası sonrasında Yanya romaniotitleri tarafından 1927 yılında yaptırılmıştır. Yunanistan’da Holocaust sonrasında etnik köken bölünmeleri neredeyse hiç yokmuş. Topluluk sadece kendi çağdaş ihtiyaçlarını karşılayacak sadece kimliklerini korumak için ilgi gösteriyorlarmış.

DÜŞÜNCE İÇİN GIDA

Keşfimiz sonunda, kocası Haham ile birlikte yeni bir Yahudi restoranı (Museviliğin gıda kurallarına uygun gıda hizmet veren) sahibi olan Fransız Nehama Handel ile bir araya geldik. Handel büyüleyici bir şekilde Fransız aksanı için özür dileyerek grubumuzu “Gostiyo” özel yemeğine davet etti. Sefarad restoranı Yahudi mutfağını sıkı hükümlerine bağlı olan yerli vatandaşlara ve turistlere hizmet vermektedir. Yemekler Yunan ve Akdeniz Yahudi geleneğinden esinlenerek hazırlanmaktadır. Kosher yiyecekleri, geleneksel Yunan yemekleri ile büyük ölçüde uyumlu olmakla sebze, şarap ve balıktan oluşuyor. Ne yazık ki, Yunan pazarında uygun belgeli maddelerin bulunması çok zor, dolayısıyla ithalatta bağlı. Kosher gıdasına artan bir eğilim olmasına rağmen, talebi artırmak için Yahudi topluluğu çok küçük, dolayısıyla Yunan yerel yemeklerinin Kosher sertifikası alması amaçlanıyor. Yadsınamaz bir gerçek daha var: Yunan Yahudilerin sayısı sadece karma evliliklerden değil genel bir yaşlanma eğiliminden (tüm Güney Avrupa ülkelerinde yaygın bir durum), ayrıca mali krizden etkilenen gençlerin yurtdışına çıkmalarından kaynaklanıyor. Yunanistan’da müzik tüm toplu arkadaş gezilerin vazgeçilmez bir parçası, dolayısıyla günün sonunda bir grup müzisyen Sefardi geleneğinden şarkılar seslendirdiler.

Balkon3web sitesinden alımmıştır.

 

 

 

 

 

    En az 10 karakter gerekli