DOLAR 34,5467 0.18%
EURO 36,0147 -0.62%
ALTIN 3.005,411,48
BITCOIN 34096200.06493%
İzmir
20°

HAFİF YAĞMUR

12:55

ÖĞLEYE KALAN SÜRE

174 okunma

Balkan fıkraları ve Mizah öyküleri

ABONE OL
14/05/2014 17:40
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Bu hafta sizlere Balkan ve Rumeli türkülerinin usta sanatçılarından Havva ve Hasan Karakaş çiftinin yakın dostları olan, tam bir fıkra anlatma ustası Kosovalı Cumhur ağabeyimin İzmir ziyaretimde bizlere anlatmış olduğu güzel bir fıkrayı sizlerle paylaşmak istiyorum.

 

BENİM KARİ HASTA

 

60 yaş üstü, Kosovalı yakın arkadaş ve aile grupları kendi aralarında anlaşarak bir hafta sonu piknik düzenlemeye karar verirler. Katılım fazla olduğundan iki otobüs tahsis edilir. Birinci otobüse bayanlar bindirilir ve yola çıkar. 10-15 dakika sonra ikinci otobüse erkekler biner ve tam hareket etmek üzereyken birinci otobüsün yolda kaza yaptığını ve uçuruma yuvarlandığı haberi gelir. Kazada kurtulan olmamıştır. Kazayı duyan ikinci otobüsteki erkekler başlamışlar göbek atıp oynamaya! Yalnız içlerinden birisi derin bir üzüntü içerisine girmiş. Arkadaşları onu teselli etmek için ” More sevinsene bak bizim ihtiyar karilar uldi. Yerlerine yenisini alacayiz” der.

Üzüntü içindeki Kosovalı ” İyi dersiniz ama, benim kari (h)asta diye pikniye gelemedı. Evde kalmiş idi. Ben ona üzüleyım !!

 

50 LİRA BOZUK VAR MI? 

 

Yıl boyu ayda bir kaç kişinin bile uğramadığı kahvehanelere mübalağa etmiyorum, Ramazan ayında günde en az 10 dilenci uğramaktadır. İçlerinde çok nadirde olsa gerçekten ihtiyaç sahibi kişiler olsa da, birçoğu ne yazık ki Manisa ili dışından gelen duygu sömürüsü yapan belli gruplar. Her ne kadar belediye zabıtası ve emniyet önlem alsa da önüne geçmekte zorlanmaktadırlar. Bizim Rekalar bölgesinden olan Manisalı Selam Mico bu soruna nasıl çare bulmuş.

Yaşanmış bire bir gerçek bir öykü.

Ramazan ayı henüz yeni başlamıştı. Akşam iftar sonrası evinin yakınlarındaki kahveye çay içmeye giden bizim Manisalı Selam Mico’nun masasına Ramazan ayının müdavimleri olan dilencilerden birisi gelir.

“Allah rızası için Ramazan ayı hürmetine bir sadaka ” diyerek elinde tepsi ile masaları gezmeye başlar.

Dilenci Selam Mico’nun masasına geldiğinde yine ” Allah rızası için bir sadaka diyerek” tepsiyi uzatır.

Her akşam gelen dilencilerden bıkmış Selam Mico dilenciye dönerek ” Sen şimdi bütün kahveleri gezmeye çıkmışsın.  Bu kahvede de iyi kötü para topladın. 50 TL’ bozarsan bende sana para vermek istiyorum” der.

Dilenci ceplerindeki paraları çıkarmaya başlar ve ” Olmaz olur mu abi” dediğinde Selam Mico dilenciye dönerek:

” Ulan benim cebimde 50 TL bile yok. Sen bana 50 TL’yi bozarım diyorsun. Sen benden daha zenginsin ” diyerek dilenciyi bir güzel haşladıktan sonra kahve dışına çıkarır.

 

 

DÖNÜŞTE VERİRİM

 

Alamanyalı gurbetçi Kamil Aga mahalle yakınlarındaki yakın bir akrabasının çalıştırdığı markete uğrar. Satın aldığı gıda ve diğer ihtiyaçlarının bedelini ödemek için 100 lira uzatır.

Akrabası:

“Kasada bozuk para yok Kamil dayi sonra alırız.

Kamil dayi:

“Bir kaç yere daha uğrayacağım. O zaman dönüşte veririm” diyerek marketten ayrılır.

Gidiş o gidiş.

Seneler geçip, Kamil  dayı senelik izne gelse de bir türlü satın aldıklarının parasını ödemez.

Market sahibi de yakın akrabası olduğundan alacağını istemeye utanıyordu.

Tam Kamil dayıdan umudu kesmişken Kamil dayı birden markete girer.

” Kusura bakma akraba. Senden 12 sene önce alışveriş yapmıştım. Üzerimde bozukluk yoktu. Dönünce öderim demiştim. Şimdi Almanya’dan kesin dönüş yapıp Türkiye’ye geldim. Sana zahmet olacak benim borç ne kadardı?” der.

Bu teklif karşısında şok olan market sahibi Kamil dayıya dönerek:
” Abi acelesi yoktu ” diyebilmiş…

 

 

 

 

    En az 10 karakter gerekli


    HIZLI YORUM YAP