“Emniyet Kuvvetlerinin mademki her yere yetişmesine imkân ve ihtimal yoktur ve olamıyor, Türk halkının hak ve hukukunu koruyamıyor, o halde sadık dost ve müttefiki bulunan Türkiye’den yardımcı polis kuvvetlerini vakit geçirmeden adaya göndermesini istemeden daha tabi bir şey olamaz. Bizim kadar hükümette emin olmalıdır ki Türk askerinin adaya ayak bastığı gün sulh ve sükûn iade edilecek, dökülen kanlar duracak, akan gözyaşları dinecektir.“ 1958
Dr. Fazıl KÜÇÜK
Avrupa Birliği, ortak para birimi olan Euro konusunda zor günlerden geçiyor. Yunanistan’da başlayan ekonomik açmaz, ülkeyi iflas noktasına doğru sürüklüyor. Adı geçen ülkede üretimin yeterli olmadığı biliniyor. Bu durumda ülkenin iflas etmesine izin verilip verilmeyeceği tartışılıyor. Ülkenin bu duruma gelmesi için dışarıdan yapılan desteklerle geçici bir refah düzeyini yaşatanlar şimdilerde ortalık yere çıkan durumun düzeltilmesi için adeta çocuklar gibi mızıkçılık yapıyorlar. Yunanistan’da başlayıp İspanya ve İtalya ekonomilerinin aynı noktaya gelmesi rastlantı olmanın ötesindedir. Yaşanan sıkıntı diğer üye ülkelerin sorunlarının da göstergesi oluyor. Ortak para birimi Euro’nun şimdilerde kırılmadığı buna karşın çatladığı kabul ediliyor. AB dönem başkanlığı koltuğuna oturtulan mendil büyüklüğündeki ülkenin önde gideni Bay Dimitris Hristofyas’da yüksek perdeden konuşmaya devam ediyor. AB’nin dayattığı ekonomik açmazın aşılması önerilerine fazla itibar etmeden Rusya’dan para istediği ve isteklerinin Birlik içinde rahatsızlık yarattığı biliniyor. Buna karşın adı geçen ülkeden istedikleri paranın henüz verilmediğini açıklayan Bay Hristofyas “Bize kredi verilmiş olsa bile, para yeterli olmayabilir” diyor. Her iki ülke bir yandan para toplayıcılığına çıkmalarına karşın silahlanma konusuna ara vermeden sürdürüyor olması toplayıcılığın alışkanlık yaptığının göstergesi oluyor. “Alışmışın kudurmuştan beter olduğu” Anadolu’da dillendiriliyor.
EROĞLU’NUN SEÇİLMESİ
Bay Hristofyas adadaki uyuşmazlığın çözülememesinin sorumlusunun Türkiye olduğunu her zamanki gibi Londra’da konuşuyor “Yapılan doğrudan müzakerelerde ilerleme sağlanamamasından dolayı hayal kırıklığına uğradığını ve mutsuz olduğunu, Eroğlu’nun seçilmesinin görüşme ve çözüm sürecini altüst ettiğini” belirtiyor. Uyuşmazlığın çözümünden mutsuz olduğunu söylüyor olmasını inandırıcılıktan uzak bir değerlendirme olarak görüyoruz. BM Güvenlik Konseyi’nin 04 Mart 1964 tarihinde aldığı 168 sayılı kararla devlet olmanın bütün olanaklarını kullanarak çözümsüzlüğü körüklemekten geri durmuyor. Kendinden öncekilerin de benzer durumu sergiledikleri unutulmamıştır. Gerçeklerden uzak açıklamalarla dünyayı kandırmaya devam ediyorlar. Mutluluk çubuğunu edinemediğinden olacak mutsuzluğunu Kıbrıs uyuşmazlığının çözümü ile ilişkilendiriyor olabilir. Bir başka mutsuzluğu da muhteşem üçlünün sıkı ekonomik önlemlerin alınmasını istemesinden kaynaklanmadığı gerçeğidir. Uluslararası hukuk kurallarını yok sayanlar münhasır ekonomik bölge diyerek bulunan yeraltı zenginliğinden bir şekilde yararlanacaktır. Uluslararası Para Fonu, Avrupa Merkez Bankası ve AB üçlüsünün acil önlem isteklerini yeraltı zenginliklerini ortalık yerlere çıkararak aşmak için oyunlar sergiliyorlar. AB Ekonomik ve Mali İşlerden sorunlu Komiseri Bay Olli Rehn’in, Kıbrıs’ın çok ciddi makro ekonomik dengesizliklerle karşı karşıya bulunduğunu söylemesini bile dikkate almadıkları görülüyor. Bay Hristofyas Eroğlu’nun müzakereler temelinde bir değişikliğin yapılmasını istemesini ülke adına felaket olacağına vurgu yaparken aynanın karşısına geçmeden “Kıbrıs sorunu, ilkeleri savunduğumuz için çözülmedi” diye konuşabiliyordu. Ada’da çözüm isteyenlerin bundan sonra Kıbrıs Türkleri’nin temsilcilerinin ortalık yerlere koyacakları önerileri dikkatle okumalarının zamanının geldiğini düşünüyoruz. Kapı kapı gezerek para toplayıcılığına soyunanlardan çözüm adına fazladan beklentiye girmemeleri gerekiyor mu ne…
ARAŞTIRMA-İNCELEME
4 gün önceBALKAN YEMEKLERİ
6 gün önceBALKAN YEMEKLERİ
6 gün önceHABERLER
9 gün önceHABERLER
13 gün önce