Ekonomik gelişim sürecinde banka sistemi üzerindeki hareketlerin finansal sektörde izler bırakarak devam ettiği görülmektedir. Banka sistemi verilerinden yola çıkılarak yapılan toplu vergi incelemelerinde pek çok kimsenin vergi kaydı olmadığı hatta herhangi bir şirkette ortaklığının bulunmadığı görülmektedir. Banka hesaplarından yola çıkılarak yapılan vergi incelemelerinde hesap sahibi adına yüksek montanlı paraların girip çıktığı görülebilmektedir. Bu gibi durumlarda vergi müfettişleri hesap sahibine çeşitli sorular yöneltmektedirler. Bu sorular kısaca şöyledir:
Banka sistemi verileri üzerinden hareket edilerek yapılan toplu vergi
incelemelerinde hesap sahiplerinin bizzat görüşlerine müracaat edilerek bu paraların içerikleri sorgulanmaktadır. Ülkemizdeki kayıt dışılık ve istihdam üzerindeki vergi ve sigorta primleri dikkate alındığında kayıt dışılığın yüzde 65’in üzerinde olduğu ve vergi ve sigorta yükünün ise yüzde 42 civarında olduğu ifade edilmektedir. Diğer yandan, kayıtlı çalışanların düşük tutardan bordrolarda gösterilmesi ve bunlara açıktan fiili ücretlerin ödenmesi önemli bir kayıt dışılığa neden olmaktadır. Ülkemizde, KDV oranlarının çok yüksek olduğu yıllar itibariyle giderek bu oranların düşmesine rağmen belli sektörlerde KDV oranları çok yüksektir. Özellikle, inşaat ve tekstil sektöründeki KDV oranlarının aşağı çekilmesi ile beraber bu sektörlerde kayıt dışılık önlenememektedir. Bankalar ve finans sektörü üzerinden yapılan para transferleri çoğu zaman vergi kaçağına neden olabilmektedir. Maliye banka verilerinden hareketle toplu vergi incelemeleri 4 – 5 yıldır sürdürmektedir. Bu vergi incelemelerinde yaygın olarak kayıt dışılık takip edilmektedir. Bu incelemeler neticesinde kayıt dışı işlemler yaparak veya bu işlemlere aracılık edenler banka sistemi üzerinde iz bırakanlar yüksek vergi, ceza ve gecikme zamları ile karşılaşmalarına neden olacaktır. Özellikle incelemelerin zamanaşımı süresi olan 5 yıla yayılması halinde pek çok kimse vergi kaydı açılarak yüksek cezalı tarhiyatlara maruz kalmaktadırlar. [1] İşletme ile bağlantılı kayıt dışı banka hesabı ve işlemi saptandığı takdirde konu kendi içerisinde analiz edilerek yapılan uygulamalar işletmenin gelir tablosunda yer alan satışların maliyetinden işçilik maliyetleri arındırılarak ortaya çıkan tutar bulunmaktadır. Brüt satışlar, bu kaleme bölündüğü takdirde brüt satış kar marjı hesaplanmaktadır. Kayıt dışı hesaba giren ve açıktan hasılat değerlendirilen tutar yukarıdaki şekilde bulunan brüt kar marjı ile çarpılarak hesaplanan açıktan kazanç vergi tarhiyatına esas kazanç olabilecektir. Kayıt dışı hasılat nedeniyle hesaplanan KDV de hesaplanmak suretiyle işletmenin KDV beyannameleri yeniden düzenlenebilmektedir. Kayıt dışı hasılata ait olarak tevsik zorunluluğuna uyulmadığı için de açık hasılatın yüzde 5’i nispetinde VUK md. 355 hükmü gereğince özel usulsüzlük cezası kesilebilir. Kesilen bu gibi cezalar açısından tarhiyat öncesi uzlaşma talebi mümkündür. Bu gibi cezalar inceleme raporuna dayalı olarak kesilmiş ise tarhiyat öncesi uzlaşma kapsamında olduğu bilinmelidir.
[1] YAZ Dursun Ali, “Maliyeciler Nerden Buldun Sorusunu Sorabilirler mi?”, Vergide Doğru Bilinen Yanlışlar, HUD Yayınları, İstanbul 2011, s.214-218.
HABERLER
6 saat önceHABERLER
6 saat önceKÖŞE YAZARLARI
3 gün önceKÖŞE YAZARLARI
8 gün önceKÖŞE YAZARLARI
14 gün önce