İzmir’e yukarıdan, aşağıdan ve yandan baktığınız zaman, gördüğümüz fotoğraf hoşumuza gitmiyor, bilakis üzülüyoruz. Bizim işimiz beton, ama ben yeşillik için gerçekten mücadele veriyorum, vermeye de devam edeceğim.
Mimar Murat Esat Zabıtçı’nın, baba tarafı aslen Fethiyeli. 11 yaşında ilkokuldan sonra İzmir’e gelen baba, Türk Koleji’nde yatılı okumaya başlamış bir yüksek mimar. Anne tarafı ise eski Karşıyakalılardan. İkinci jenerasyon Murat Esat Zabıtçı, kendini bildiğinden beri inşaatın içinde, şantiyelerde alaylı olarak büyüyerek baba eğitiminden geçmiş, dolayısıyla iş hayatın da başka alternatifi olmamış.
Zabıtçı İnşaat olarak sektör de ne zamandan beri varsınız?
İkinci jenerasyon olarak, on bir yıldır faaliyetteyiz. İnkim İnşaat’ın devamı olarak da turizm sektöründe de faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Ancak inşaat sektöründe babadan süregelen 50 yıldan beri sektörün içerisindeyiz. Zabıtçı İnşaat olarak takriben 600 civarında konuta imza attık. Bunların arasında iş hanları, otel renevasyonları, şuanda yaptığımız Mavişehir’de A Plus bir projemiz var, çok üst düzey ve butik bir projemiz. Projenin amacı ilk bastan beri bölgeyi seven ve o bölgede yaşamak isteyen ama bölgede ağırlıklı olarak 600-700 konutlu hatta 1000 konutlu projeler var. Bu kalabalığı ve keşmekeşi sevmeyen ve daha lüks standartlarda yaşamak isteyenlere yönelik bir proje oluşturduk.
MAVİŞEHİR NO 3 GÖZBEBEĞİ PROJEMİZ
Mavişehir No 3 projenizden bahseder misiniz?
Bu proje için çok özel malzemeler kullanıldı. Toplam 28 daireden oluşuyor. En küçük dairemiz, 198 metrekare olarak 3+1,4+1 dubleks dairelerimiz var. Teraslı opsiyonları olanlar var. Nerede ise 28 daire içerisinde ona yakın ayrı çeşitlerimiz var. Tüm fayans seramiklerini İtalya ve İspanya’dan getirdik. Ankastrelerini Almanya’dan, Gagenau markasından seçtik. Sektörün en üst seviyesinden seçtik. Tüm dairelerdeki hidro masaj küvetleri, bu işin lideri olarak Jakuzi marka, bataryalarımız Alman, aydınlatmalarımız. Temelinden, betonarme kısmı hariç, temelden başladığımız izolasyonda ki Amerikan Greis ürünlerinden oluştu. O da dünyanın bir numaralı markası durumunda. 1200 metrekare kapalı oto parkımız, 800 metrekare açık oto parkımız, 130 metrekare açık havuzumuz, sekizinci katta 130 metrekare barbekü terasımız var. Binanın altında eksi bir olarak geçiyor ve çok özenerek yapıyoruz. Bunun yanı sıra, Türk hamamı, sauna, masaj odası, SPA’mız mevcut. Ayrıca 250 metrekareye yakın fitness salonumuz var. Bu cihazlarımızın hepsi spor salonlarında kullanılan, life fitness ürünlerini kullanıyoruz. Açıkça bu binada A’dan Z’ye hangi malzemeyi kullanıyorsak, hep sektörünün lideri markalarını tercih ettik. Ayrıca otomasyon sistemimiz var, dairemizin tamamının cep telefonunuzdan, evde ya da dışarıda, hatta Amerika’da olsanız bile, dairenizi kontrol edebiliyorsunuz. Vanaları açıp kapatmaktan tutun da, perdelerinize, aydınlatmaya, klima sistemine kadar. Ya da seyahatten döneceksiniz diyelim. Daha gelmeden salonunuzu ısısını önceden ayarlayabiliyorsunuz. Tüm bunların hepsini önceden organize etme şansınız var. Bunun yanında vale parking, hause keeping hizmetlerini veriyoruz. Masörden, masöz hizmetinize kadar verebiliyoruz. Dairelere bırakacağımız ekranlardan, taksi çağırma, çiçek, kuru temizleme vs bunları sadece birer tuşla direk yapabiliyorsunuz. Yani sadece daireyi teslim etmeyeceğiz, aynı zamanda A Plus standarttaki yaşantıyı da sürdürülmesi için gerekli her türlü zemini hazırlayıp, onun devamını biz sağlayacağız. Bu hizmetlerimiz minimum 5 yıl süreyle devam edecek. Projemiz de, finale kadar bütün ürünler marka ürünlerden oluşuyor. Örneğin dairenin dış kapılarını İtalya’dan getiriyoruz. Binanın dış cephe kaplaması, Almanya’dan ithal ettik. Şu anda uygulama için hazırlığını yapıyoruz, Türkiye’de ilk defa kullanılacak kupon bir ürün ve çok özel bir malzeme. Muhtelif projeler de kullanıldı ve üç dört yıldan beri bu malzemeyi takip ediyorum. Mavişehir No 3 projemiz de Türkiye’de ilk defa biz kullanacağız. Şimdiye kadar bu yükseklikte de kullanılmadı. Daha önce ufak ve alçak alanlar da kullanılan bu ürün, şimdiler de 40 metre yüksekliğe kadar bu malzeme ile dış cephemizi kaplayacağız. Oldukça bir fark yaratacağını düşünüyorum. Bir anlamda tamamen görsellik için bu kadar masraf ve çalışma yaptığımızı söyleyebilirim.
Mavişehir No 3 projeniz için gözbebeğiniz diyebilir miyiz?
Bizim çok anlamda içimize sinen kesinlikle gözbebeğimiz. Diyebilirim. Tarzımızı ve kendimizi rahat ifade edebileceğimiz, şu ana kadar yapılan projeler içerisinde en iddialı olduğumuz ve firmamızı en iyi temsil eden lisanımızı en iyi anlatan bir proje oldu.
Ultra lüks malzeme kullanmak arz ve talep üzerine mi oluyor?
Bu tamamen kişisel bir seçim. Yurtdışı fuarlarını takip ediyorum. Bu malzemeyi görünce mutlaka bir projem de kullanmak istedim. Çok pahalı ve çok özel bir malzeme, normal de beton levha ile binanın cephesini kaplanıyor ama gece farklı sürprizleri ve değişik görüntüleri var.
Son trendler nasıl?
Üç odalı daireler mutlaka isteniyor. Ama son zamanlar da trend daha küçük alanlarda yaşamaya doğru da gidiyor diyebilirim. İki hafta sonra Ankara asfaltı üzerinde Bayraklı 17 projemiz başlayacak. O da 80 dairelik konsept bir proje olacak. Orada da 1+1, 2+1,3+1 dairelerimiz olacak. Zemin artı birinci katta kapalı bir havuzumuz olacak. Bunun yanın da Squash yapmak için bir tenis kortumuz var. Fitness ve sauna hizmetlerimiz olacak. Yine eksi 1-2 binanın iki kat altına iniyoruz otopark alanlarımız var. Bahçe de tenis kortu, basketbol sahalarımız var. 71 metrekareler 1+1 ile başlıyor, +1 170 metrekareye kadar gidiyor. Lansman da çok uygun fiyatlarla çıkıyoruz. Bu da bölgenin çok altında rakamlar çıkacağız demektir. Tahminen bir ay içerisinde lansmanımız olacak. Bu da bölgenin özel projelerinden birisi, Mavişehir 3 projemiz kadar olmasa da,bölge de yine ses getirecek güzel bir proje olacağını düşünüyorum.
AVM projeniz nasıl oluştu?
Muğla’da bir alışveriş merkezi yapıyoruz. Bölgeden teklif geldi ve biz de kabul ettik. Tahminen ilkbahar da hayata geçecek.
İnşaat sektörü altın dönemini yaşıyor diyebilir miyiz?
Hayır diyemeyiz, her sektörün inişleri, çıkışları mutlaka olacaktır. Şu anda biraz yavaşlama dönemindeyiz. Sebebine gelince, bizim vatandaşımızın beklediği tarihler var. Bunu satış anlamında söylüyorum. Örneğin şimdiler de Kurban Bayramı geliyor. İnsanlar bayramı bekliyor. Bayramdan sonra yılbaşı gelecek ve yılbaşını bekleyecek. Daha sonra da genel seçimlerimiz var ve seçimleri bekleyecek. Bunları niye bekleyecek bilmiyorum. Herhalde insanlar önünü görmek istiyor ve bu gibi özel tarihlerden önce biz de inşaat sektörü olarak, biraz daha yavaşlama oluyor. Bu tarihler geçtikten sonra, daha yoğun dönemler yaşıyoruz. Ama Mavişehir’deki no 3 projemiz de bu güne kadar satış yapmadık. Sadece 15 Eylül itibariyle tanıtımlarına başladık. Yüzde 90 seviyelerine geldi, yılbaşında teslim edeceğiz. Özellikle neler yaptığımızı müşterilerimize sadece çizdiğimiz projelerle, resimlerle görmelerini istedik. Anlatılmakla olacak bir şey değil, ancak yaşanması gerekiyor. O yüzden biz orada satış yapmadık ve bekledik. Bunun yanında Bayraklı 17 projesinde elimizde çok uzun bir müşteri listesi var. Tahmin ediyorum, daha başlarken satışımızı bitireceğiz, gibi gözüküyor, çünkü çok ciddi bir talep var.
İŞİMİZ BETON, AMA YEŞİLLİK İÇİN MÜCADELE VERİYORUM
Zabıtçı İnşaat güzel projelere imza atıyor, burada faktör nedir?
Her şeyden önce, kendimizi devamlı geliştirmeye çalışıyoruz. Yıl içinde en az 3-4 kez, başta Almanya ve İtalya olmak üzere yurt dışı yapı fuarlarına gidiyoruz. Almanya bu işin teknik kısmında, çok ilerledi. İtalya görsel kısmında çok ilerde bulunuyor. Dolayısıyla takip etmeye çalışıyoruz. Yeni malzemeler ve yeni teknolojiler. Artık yeni projelerimiz de yenilenebilir enerji üzerine de çalışıyoruz. Daha yeşil binalar daha revaçta olacak gibi. Bu konuda Bayraklı 17 projemiz de buna eğiliyoruz. Yeşil bina sertifikası almak için müracaatlarımız oldu. Güneş enerjisi, ya da çöp toplanması geri dönüşümü ve motorlu taşıtlar yerine, bisiklet park yerine kadar yeşil binalara doğru giden çalışmaları teşvik etmek istiyoruz.
Yerel yönetimlere mesajınız neler olacak?
Bizim özellikle ruhsat aşamalarında zorlandığımızı söylemeliyim. Ancak buna itiraz etmiyorum. Çok ciddi olarak yol, ruhsat bedelleri ve muhtelif harçları ödüyoruz, ödemeliyiz de. Ama her yapılacak projeye daire sayısının çarpı 10 katı, ya da çarpı 20 katı kadar fidan dikme zarureti ve mecburiyetinin getirilmesini istiyorum. Bunu her fırsatta dile getirmeye çalışıyorum. Örneğin yapılacak olan bir proje,10 bağımsız bölüm ise 100 adet fidan faturası ya da dikilmiş belgesiyle ruhsat verilmesi şart olmalı diyorum. Çünkü İzmir’e yukarıdan, aşağıdan ve yandan baktığınız zaman, gördüğümüz fotoğraf hoşumuza gitmiyor, bilakis üzülüyoruz. Bizim işimiz beton, ama ben yeşillik için gerçekten mücadele veriyorum, vermeye de devam edeceğim.
