0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

2006 yılından bu yana, prestijli kurumlardan aldığı ödüllerle de başarısını tescilleyen Baydöner, yurtdışında da Türk dönerini hakkıyla temsil ediyor. 2012 yılında Dubai’de Dünya Endevour Girişimcisi seçilen Baydöner, 2014 yılında Ernst and Young’ın dünya genelinde düzenlediği girişimcilik yarışmasında “Yılın Girişimcisi” ödülüne layık görüldü. Ayrıca Baydöner, 60 ülkede 145’ten fazla şehirde düzenlenen 2014 EY Entepreneur Of The Year ile Monte Carlo’da Türkiye’yi temsil etti.

Türkiye’nin en çok döner satan Restoran Zinciri Baydöner, farklı bir konseptle sunduğu yeni markası Baydöner Burgola’nın, ikinci mağazasını İstanbul’dan sonra İzmir’de açtı. Yönetim Kurulu Başkanı Levent Yılmaz şöyle konuştu.

Baydöner Burgola ile birlikte retro endüstriyel stilindeki dekorasyonu ve fast-food döner konseptindeki ürünleriyle, döner kültürünü daha modern bir konsepte taşıyoruz. Zaten büyük bir Pazar payına sahip. Dolayısıyla bu tarihten itibaren artık Baydöner büyümesini iki kulvar da yapacak. Hem İskender döner, hem de yeni Burgola ile fast-food konsepti markamızı büyüteceğiz.

Hedefiniz nedir?

Biz sadece büyük şehirleri değil de, bütün Türkiye’nin markası olabilmek. Yaklaşık 5 yıl içerisinde 250-300 civarında mağaza açmayı planlıyoruz. Yurtdışında da büyüme planlarımız eskiden beri vardı ve önümüzdeki 5 yıl da hızlandırmayı planlıyoruz. Özellikle Almanya’dan başlayan bir Avrupa büyümesi planımız var. Hem yeni hem de eski konsepte çok daha hızlı bir büyüme yakalayacağımızı düşünüyoruz.

Yabancıların sos ve tereyağı alışkanlıkları nasıl?

Biz Türk’ler kadar yabancıların sos ve tereyağı alışkanlıkları çok fazla değil. Halihazırda bu konseptin özellikle Almanya ve yurtdışında çok fazla tüketimi var. Baktığımız da Avrupa’da bu dönerin kilosu yıllık 3 milyar Euro, ama dönerin fiyatı oldukça düşük, satış çok ama kar anlamında çok fazla katma değer yaratamıyoruz. Ancak bu kadar arz ve talep edilen bir ürünün, Türkiye’de olmadığı gibi henüz markası yok. Aslında bizim temel vizyonumuz, hem Türkiye’de hem de yurtdışın da dünya’nın en büyük fast-food zinciri olan dönere bir marka sağlamak. Bakıldığın da bu gün global büyük fast-food markalarında daha büyük bir zincir. Bizim Türk toplumunun yarattığı ve ürettiği ve gurbetçilerle yurtdışına ihraç ettiği bu güzel ürünü bir marka ile daha hızlı bir şekilde büyütmek.

PİZZA VE HAMBURGER RAKİBİMİZ DEĞİL

Kaç şubeye ulaştınız?

Şu anda 85 şubeye ulaşmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Ama çok kısa zamanda 100’lü şubeli rakamlara hızlı bir şekilde geçeceğimize inanıyorum. Çünkü bu yeni kulvarla iki boyutta birden ilerlemeye başlayacağız. Zannediyorum, 5 yıl içerisinde 250-300 şube civarında bir rakama ulaşacağız.

Aslında büyük bir rakam değil, değil mi?

Türkiye gibi, genç bir nüfusa sahibiz. Bu kadar güçlü bir mutfağa sahip ülkede yaşıyoruz. Hamburgerciler ve pizzacılar bizim kültürümüzün temelinde olmayan ürünlerle binli rakamlarla şubelere sahipler. Bizim en büyük döner zinciri olarak sahip olduğumuz rakam sadece 85 böyle bakıldığın da aslında koyduğumuz hedefler büyük gibi görünse de, aslında büyük değil. Şimdilik hedefe bu rakamı koyduk ama gözümüz çok daha yukarılar da.

Her semtte şube açma düşünceniz var mı?

Almanya ile ilgili aslında her şehir de bu ürün tüketiliyor. Dolayısıyla her şehre girme planımız var. İzmir’de Kıbrıs şehitlerinde başladık, Karşıyaka çarşı ile devam edeceğiz. Aynısını Berlin’de, Frankfurt’ta da yapacağız.

Dönerin dışında ne tür ürünler olacak?

Sadece döner olacak, ama biz döneri çok farklı yorumlarla sunacağız tüketiciye. Yani döneri hem klasik, alıştığımız kaliteli, düzgün en iyi haliyle sunduğumuz gibi. Onun yanın da daha çok gençlerin ve hanımların seveceği ürün ile ilgili farklı yan ürünlerle şekillendirdiğimiz 7-8 çeşit sandviç çeşit ürettik. Dolayısıyla burada da sandviçlerle sunmayla birlikte, hem de geleneksel köz patlıcan gibi ürünler kullandık. Ayrıca Luziano soslu, Chedar peynirli olarak gençliğin ilgisini çekecek farklı segmentler de yaptık. Dolayısıyla birçok insanın kendinden bir şeyler bulabileceği ama sadece döner sever bir insanın da kaliteli ve düzgün döner yiyebileceği bir dükkân konsepti üzerine çalıştık.

Franchise sistemi oluşacak mıdır?

İlk önce kendimiz yaparak markayı, yeni konsepti bir yere getirdikten sonra, Frenchise devredeceğiz. Tabi ki, doğru Frenchise uygulandığın da çok hızlı bir büyüme sağlanabiliyor. Zaten bir sonraki adımımız Frenchise olacak.

Sektör de rakip olarak gördüğünüz var mı?

Sektör de gördüğümüz en büyük rakip, Hamburgerciler ve Pizzacılar. Açıkçası, biz dönercileri kendimize rakip olarak görmüyoruz. Bunu küçümsediğimiz için falan değil, aksine onların başarılı olması bizi de mutlu ediyor.  Fakat tüm döner pazarının markalı oranı yüzde 3 olduğunu söyleyebilirim. Yani Türkiye’de 15-20 tane dönerci var, sadece pazarın yüzde 3’ü markalanmış. Yüzde 97 oranında no name dönerci var. O bakımdan bizim asıl rakibimiz, şu anda bin tane civarına ulaşmış hamburgerciler zinciri ve pizza zincirler. Biz daha çok onlarla çekişeceğimizi düşünüyoruz.