Biz Kurabiye ikram edelim,Onlar kuyumuzu kazsınlar

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Daha önceki yazılarımda Türk ve Yunan halkları arasında kalıcı barışı tesis etmek için her iki tarafa da görevler düştüğünü siz değerli okuyucularımla paylaşmıştım. Türkiye’nin sürekli maddi ve manevi desteklerle Yunanistan’a zeytin dalı uzattığını ancak buna Yunan hükümet kanadından bir cevap gelmediğini, hatta kabinenin her üyesinden Türkiye karşıtı söylemler yükseldiğine hep beraber şahit olduk. Sadece Atina Belediye Başkanı’nın Atina’ya bir cami yapılması için çaba göstermesinin bu olumsuz gelişmeler arasında bir umut ışığı olduğunu söylememekte olmaz. Ancak Pire Metropoliti Serafim’in, Atina ve çevresinde yaşayan Müslümanların ibadet etmeleri amacı ile Votanikos semtinde bir camii inşa edilmesi ile ilgili yasanın iptali için Danıştay’a başvurması Türk düşmanlığının Komşu’da geçerli akçe olmaya devam ettiğini gösterdi.

AİHM’YE BAŞVURACAKLARMIŞ

Ardından Yunanistan’da geçtiğimiz yıllarda çıkan orman yangınlarının Türk ajanları tarafından çıkartıldığı yalanıyla Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurma kararı almaları Komşu’nun akıllanmaya niyeti olmadığını bir kez daha gösterdi. Türkiye ise masumane girişimlerine devam ediyor. Son olarak 4. Büyükelçiler Konferansı’na katılan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun sınırı geçerek Yunan askerine kurabiye ikram etmesi ve Yunan Savunma Bakanı ile telefonla görüşerek iyi dileklerini iletmesi Türkiye’nin komşularıyla sıfır sorun politikasından vazgeçmeye niyeti olmadığının bir göstergesi olarak kabul edilebilir. Ancak Komşu sıfatını verdiğimiz Yunanistan’ın ekonomik kriz ve siyasi çalkantılara rağmen, Türk düşmanlığını devam ettirmesinin bir izahı olmadığı kanaatindeyim. Alışmış, …………….. beterdir’  atasözümüz bu davranışların açıklaması olsa gerek. Şahsi kanaatim ise Türkiye’nin Yunanistan’la olan bu politikasını bir kez daha gözden geçirmesi gerektiği. Batı Trakya’daki soydaşlara elinden gelen kötülüğü yapan Yunan yönetimine bir karşılık verilmesi düşüncem bazılarının hoşuna gitmeyebilir ama unutulmamalı ki iyilikten anlamayana, anladığı dilden davranmak gerekir.