Bulgaristan Yüksek Mahkemesi kararıyla eski BaşMüftü Nedim Gencev görevine iade edilmesiyle birlikte, Müslümanlar tarafından genel kurulu toplantısında seçilen BaşMüftü Mustafa Aliş Hadji’nın görevini ifa etmesi engellenmeye çalışıldı. Özel icra dairesi memurları polis eşliğinde BaşMüftülük binasına gelip borç bahanesiyle eşyaları tespit etmek istiyorlar. Ellerinde mahkeme kararını bile gösterme nezaketinden bulunmuyorlar. Olay duyulur duyulmaz ülkenin çeşitli yerlerinden Sofya Baş Müftülük binasına Müslümanlar akın ediyor. Bulgaristan Parlamentosu milletvekilleri de BaşMüftü binasının önüne geliyorlar. Israrlarına rağmen binaya alınmıyorlar.
AB ÜYESİ ÜLKEYE YAKIŞMIYOR
Olay savcılığa intikal ediyor. Savcı yetkililerini kullanarak binayı mühürlüyor. Bu olay özellikle Avrupa Birliği üyesi bir ülkeye yakışmayacak kadar çirkin. Baş Müftü binasında suni olaylar yaratarak yasal olmayan yollara bina savcılık tarafından mühürleniyor. Yasal yollarla seçilmiş BaşMüftü ve ekibini görevinden uzaklaştırmak için adeta Bizans oyunlarına başvurmak anayasal hakları olan seçme ve seçilme ilkelerine aykırıdır. Ülke çapında yasal BaşMüftü Mustafa Aliş Hadji’nın yönetiminde olan cami yöneticilerine karşı mahkemeler davalar açmaya başladı. Kırcaali müftüsü ile Koşukavak müftüsüne karşı Kırcaali idare mahkemesi camilerde harcamaların yasal olmadığı gerekçesiyle mahkeme yolu göründü. Mayıs 2010 itibarıyla iki müftülüğün harcamaları geçersiz kılınmak suretiyle banka hesapları durduruldu ve harcamalar incelemeye alındı. Bulgaristan’da mevcut hükümet, ülkede yaşayan Müslüman azınlığın seçme ve seçilme idaresini hiçe sayarak, ayrıca kanunlar çerçevesinde seçilmiş BaşMüftü ve ekibini tanımayarak, yerine kendilerinin belirlediği BaşMüftü atamasını Anayasa’ya aykırı bir şekilde değerlendirmeye aldı. 1974 yılı Eski Zaara’da askerlik yapmıştım. Şehir merkezindeki cami iskelelerle çevrilmiş ve dolayısıyla çevreye restorasyon imajı verilmişti. İmaj diyorum; çünkü cami bugünde 1974 yılındaki gibi aynı halinde duruyor. Cami tarihi eser olarak ibadete ve ziyaretçilere kapalıydı. Eski Zara tarihi camisinin, kaderine bırakılmış şekilde yıkılması bekleniyor. Ne yazık ki Gotse Delçev’de bulunan Osmanlı’dan kalan tarihi cami, Eski Zaara’daki cami kadar şanslı değil. Gotse Delçev kasabası gözlerden uzak ve Bulgaristan’ın güneybatısı Yunanistan ile Makedonya sınırları yakınında. Tarihi cami, binaların arasında kaybolmuş gibi yapayalnız duruyor. Müslümanlığa olan tarihi düşmanlıkla kaderine terk edilmiş Gotse Delçev’deki caminin tavanı 04 Ocak 2011 tarihinde zamana dayanamayarak çöküyor. Karşıdan virane hale gelen manzaraya bakıldığında ise sadece ayakta kalmış minareden bir cami olduğu anlaşılıyor. Balkan yarımadasında Osmanlı’dan kalan eserler en çok Bulgaristan sınırları içinde bilinçli olarak yok ediliyor. Türkiye’de ise tam tersine Bulgar kiliseleri restore ediliyor. Edirne’deki Bulgar kilisesi “ Seveti Sveti Konstantin ile Elene” bahçesine Bulgar Ekzarhı Antim anıtı bile dikiliyor. Bulgaristan’da herhangi bir cami avlusunun içine Osmanlı Şehzadeleri’nin bir anıtının dikilmesi için izin verecekler mi acaba? Türkiye Cumhuriyeti devleti, Bulgaristan Hıristiyan mabetlerine saygı duyduğu gibi, neden Bulgaristan’daki hükümetler ülkelerindeki Müslümanlara ait mabetlere saygı duymuyorlar? Fani dünyada toplumlar ayrı dinlere mensup olsalar da birbirlerine saygılı, hoşgörülü ve huzur içinde yaşasalar hayat daha anlamlı olmaz mı?
HABERLER
15 saat önceHABERLER
15 saat önceKÖŞE YAZARLARI
4 gün önceKÖŞE YAZARLARI
9 gün önceKÖŞE YAZARLARI
15 gün önce