DOLAR 32,6766 0.33%
EURO 35,4170 0.3%
ALTIN 2.506,671,61
BITCOIN 1851357-1.83847%
İzmir
31°

PARÇALI AZ BULUTLU

SABAHA KALAN SÜRE

166 okunma

Dershaneler Tamamlayıcıdır

ABONE OL
03/09/2020 00:53
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Osmanlı’nın yükseliş dönemi sonrasında bozulan eğitim sistemimiz bir türlü toparlanamadı. Sistemin başarısı için çareler daima dışarılarda arandı. Dışarıdan getirtilen uzmanlardan medet umulur oldu. Sistem onların insaf ve merhametine bırakıldı. Hal böyle olunca da “Milli Eğitim”deki sorunlarımız her geçen gün çığ gibi büyüdü. Hassaten de uzun yıllardır devlet okullarının hali ortada. Verilen eğitimin kalitesi sınav sonuçların da kendini gösteriyor. On binlerce öğrencinin sıfır çektiği bir eğitim düzeninden bahsediyoruz. Birde bu okullarda okumak zorunda kalan öğrencilerin ekonomik yapısına baktığınızda neredeyse tamamının orta ve dar gelirli aile çocukları olduğunu görüyorsunuz. Hiçbir anne ve baba istemez ki, yıllardır dirsek çürüten evladının bir baltaya sap olamamasını. Hiçbir ebeveyn dilemez ki, yıllarca mürekkep yalayan evladının sonunda, merdiven altı işletmelerde köle misali çalışmasını. İşsizlikten bunalıma düşmesini hangi birimiz isteriz. Ülkenin yitip giden bu genç neslini kurtarmanın yolları yıllar boyu arandı durdu. Mamafih bu kötü gidişata net bir çare bulunamadı.  Geçmiş hükümetler bu işin formülünü önce Anadolu Liselerinde aradılar, olmadı. Akabinde dershaneler o yıllarda yaraya merhem olur düşüncesi ile fırsat eşitliğine katkı sunar görüşleri ile devreye sokuldu. Bu kez maya yüksek oranda tuttu. Dershaneler, genel sınav sonuçlarında devlet okullarına nal toplatır oldular. Her yarışı açık ara önde tamamlamayı bildiler.

 

DAR GELİRLİ AİLE ÇOCUKLARI

 

Dar gelirli aile çocukları ülkemizin önde gelen üniversitelerinde ki yerlerini bir bir almaya başladılar. Mezun oldular. Değerlerine bağlı, inançlı bu beyinler sayesinde ülkemiz güçlendi, itibar ve para kazanmaya başladı. Dershaneler bu anlamda devletin payandası, halkımızın ortak paydası oldu. Yanı sıra ülkemizin ücra köşelerinde yaşayan umudunu yitirmiş yoksul birçok gencimizin yegâne umudu da yine onlar oldu. Şimdi ne oldu da devlet kendi eğitim sistemini düzeltemeden tıkır tıkır işleyen sistemi yok etmeye kalkıyor? Elinin altında on binlerce iş vermediği öğretmeni varken, buna bir ordu öğretmeni daha eklemenin kime ne faydası olur? Kimileri olanlar için“hükümetin dershane piyasasında önemli bir yere sahip hizmet hareketi ile hesaplaşması “dedi. Kimileri,“eğitim sistemi baştan sona yenilecek, dershaneler kapanıp yerine özel okullara ağırlık verilecek” dedi. Kimileri, “ dershaneler zaruretten doğdu şimdi bu zaruret ortadan kalktı” dedi. Kimileri de “sınav sistemi kalkacak, çocuklarımız yarış atı konumundan çıkarılacak” dedi. Söylentiler böyle.

Biz yaşadığımız gerçeklere bakalım. Hayatın yaşanmışlığına dönelim. Hizmet hareketi bu değişiklikten en az zarar görecek kesimdir. Aralarındaki dayanışma, paylaşma ve fedakârlık ruhuyla maddi anlamda kendini toparlaması uzun sürmez. Manevi anlamda bu iş hizmet erlerinin yüreklerinde eriyip gider. Hizmet hareketinin dünya insanlığına sağladığı her alandaki katkılar ortada. Kaldı ki, hizmet hareketinin kime ne zararı dokunmuş?  Sorusuna verilecek tek bir cevap var, terör örgütünden başka hiç kimseye. Bu da dağa çıkan, tedhiş ve terör olaylarına karışan insan sayısının azaltılmasına sunduğu fevkalade katkıda ifadesini bulmakta.  Ancak bu işi sırf para için yapan işletmeler için durum böyle olmayacaktır. Birçok insan bir lokma ekmeğe muhtaç hale gelebilecektir. İşsizler ordusuna yenileri ilave olacaktır.  Toplumsal huzurumuz bu işten olumsuz etkilenecektir. Varsayalım ki, dershaneleri ve ücretsiz hizmet veren okuma salonlarını kapattınız. Güzel.  Özel okula çevirdiniz. O da güzel. Bu okullara hangi seviyedeki ailelerin çocuklarını gönderebileceğini hiç düşündünüz mü? Yıllık 15-20 bin TL’ yi sadece bir çocuğunun eğitimi için verebilecek kaç aile var bu ülkede? Kaç ailenin yıllık geliri 35–40 bin lira seviyesinde bu hiç düşünüldü mü? Bu memlekette on binlerce insan ayda 200 lira dershane taksiti ödeyip çocuğunu dershaneye gönderirken bile iki büklüm olmakta. Bu ülkede asgari ücretle çalışmaya mahkûm kaç ebeveyn var? Bunların hesabını en iyi hükümet edenler tutmakta ve bilmekte. Dershaneye verilen aylık taksitler dershanelerin kapatılması ile aile bütçesine ek gelir olacağından bahsedildi bir dönem. Buna kargalar bile gülmüştü. Ortalama aile gelirini arttırmanın bir yolu da bu mudur?  İstihdamı arttırmadan bu çarenin ne denli etkili ve faydalı olacağı zannediliyor? Bunu da anlamak çok zor. Ayrıca dershanelere olan ihtiyaç oranı artan nüfusumuz karşısında daha fazla. Görünen köy kılavuz istemez. Ayrıca dershaneler Milli Eğitimize bağlı onu tamamlayan olmazsa olmaz bir unsurdur.  Alternatif eğitim sistemi değildir. Haaa hükümet şunu derse ki; tüm özel okullar ve devlet okulları, üniversiteler ücretsiz, üniversitelere ve diğer okullara girişler sınavsız, aileler eğitime beş kuruş masraf etmeyecek, açıkta kalacak insanların yeni görev yerleri şuralardır, derhal yatay geçiş yapın diyebiliyorsa işte o zaman hiç kimse sesini çıkarmaz. Ufukta böylesi bir ihtimaller zinciri var mı? Sorusunun cevabını da sizlere bırakıyorum değerli okurlar. Kalın sağlıcakla.

 

    En az 10 karakter gerekli