Akdeniz Üniversitesi, 15 Temmuz Milli Birlik ve Demokrasi Günü kapsamında çevrimiçi paneller düzenleyerek konuyu tarih, uluslararası ilişkiler ve sosyal açıdan inceledi. Panelde konuşan ve 15 Temmuz’un hem Türk hem de dünya tarihinde bir ilk olduğunu söyleyen Türk Denizcilik ve Global Stratejiler Merkezi Başkanı, Müstafi Tümamiral Doç. Dr. Cihat Yaycı, “Bu bir Türk Silahlı Kuvvetleri Darbesi ya da Türk Silahlı Kuvvetleri’nin iktidara karşı yaptığı bir darbe girişimi değildir, bunu yapanlar da asker değildir, bunun altını çok net çizmek lazımdır ” dedi.
Akdeniz Üniversitesi, 15 Temmuz Milli Birlik ve Demokrasi Günü için dolu dolu bir program hazırladı. Pandemi koşulları nedeniyle online olarak gerçekleşen panellerde, konunun uzmanları tarafından 15 Temmuz’da yaşananlar tarih, uluslararası ve sosyal açıdan değerlendirildi. Sosyal Bilimler Enstitüsünün organize ettiği “FETÖ Yurtdışı Yapılanması ve Mücadele Yöntemleri” başlıklı panelin açılış konuşmasını Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Cengiz Toker yaptı. Prof. Dr. Toker, “1071’den Kurtuluş Savaşı ve 15 Temmuz’a kadar bu vatanı bizlere yurt kılan aziz şehitlerimize rahmet, gazilerimize minnet sunuyorum. Dünya tarihinde bir ilki yaşatarak darbecilere elleriyle karşı koyan büyük Türk milletinin önünde saygı ile eğiliyor, bu millete bir daha 15 Temmuz’lar, demokrasi ve milli iradeye saldırıların olmamasını diliyorum” diye konuştu.
Güven duygusu zedelenmemeli
Akdeniz Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü, TÜRPAV Mütevelli Heyeti Başkan Vekili Prof. Dr. Suat Kolukırık ise yaptığı konuşmada güven duygusuna vurgu yaptı. Prof. Dr. Kolukırık, “Günümüzde bütün terör eylemlerinin, savaşların kontrollü yapıldığını vurgulamak gerekiyor. 15 Temmuz’a buradan bakmak lazım. FETÖ’nün Türk toplumuna vermek istediği en büyük tahribatın ya da vermek istediği zararın toplumun güven duygusunu merkeze almış olması üzerinden değerlendirmek gerekiyor.” şeklinde konuştu.
Dünya tarihinde bir ilk
İlk oturum Akdeniz Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Başkanı Prof. Dr. Hayati Aktaş’ın moderatörlüğünde gerçekleşti. Oturumda FETÖ ile mücadele içerisinde en aktif rol alan isimlerden Türk Denizcilik ve Global Stratejiler Merkezi Başkanı, Müstafi Tümamiral Doç. Dr. Cihat Yaycı önemli açıklamalar yaptı. 15 Temmuz’un hem Türk hem de dünya tarihinde bir ilk olduğunu söyleyen Doç. Dr. Yaycı, “Bu bir Türk Silahlı Kuvvetleri Darbesi ya da Türk Silahlı Kuvvetleri’nin iktidara karşı yaptığı bir darbe girişimi değildir, bunu yapanlar da asker değildir, bunun altını çok net çizmek lazımdır” şeklinde konuştu.
FETÖ’nün işleyişi ve gruplaşması hakkında bilgiler veren Prof. Dr. Yaycı, “Haine merhamet vatana ihanettir. Bu nedenle merkezi bir FETÖ ile mücadele kurumu kurulmalıdır, bu sadece iç tehdit değil aynı zamanda dış tehdittir bunu bertaraf etmek için iktidar ve muhalefet birlikte hareket etmelidir” dedi.
Türk medyası demokrasiye sahip çıktı
Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Zakir Avşar da darbelerde medyanın rolü hakkında bilgiler verdi. Prof. Dr. Avşar, “Geçmişte darbeleri yapmak ve medyayı yönetmek kolay olmuştur, 15 Temmuz’la önceki darbeler arasında fark vardır. 15 Temmuz’da darbeciler istediklerini alamamışlardır çünkü FETÖ’ye karşı olan medya yapısı vardır. Türk medyası 15 Temmuz’da demokrasiye, insan haklarına sahip çıkmıştır. Meşrulaştırıcı operasyonların yerleşmesinde birinci rol medyaya düşmüştür” açıklamasında bulundu.
Panelin 2. oturumunun moderatörlüğünü Kazakistan Atırav Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Ofisi Koordinatörü Dr. Karlygash Ashırkanova gerçekleştirdi. Bu oturumda T.C. Azerbaycan ve Moldova Eski Büyükelçisi Hulusi Kılıç, MÜSİAD Yönetim Kurulu, DEİK Türkiye- Senegal İş Konseyi’nden Zeki Güvercin, Gazeteci- Yazar Agil Alesger, Akdeniz Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nden Muharem Shtavica katıldı.
Akdeniz Üniversitesi Eğitim Fakültesi ise Arap Baharı Sürecinde Türk Dış Politikası üzerinde FETÖ’nün olumsuz etkileri başlıklı çevrim içi konferans düzenledi. Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Köç’ün moderatörlüğündeki konferansta, Polis Akademisi Öğretim üyesi Doç. Dr. Hüseyin Arslan, 18 Aralık 2010 tarihinde Tunus’ta başlayan Tunus’un yanı sıra Mısır, Libya, Suriye, Bahreyn, Cezayir, Ürdün ve Yemen’de büyük çapta değişimlere neden olan Arap Baharı sürecinde FETÖ yapılanmasının Türkiye’deki etkileriyle ilgili konuştu.
Tarih ve sosyal perspektiften bakış
Kaynak: İhlas Haber Ajansı
Haberler.com
BALKAN YEMEKLERİ
18 saat önceHABERLER
9 gün önceKÖŞE YAZARLARI
19 gün önceHABERLER
05 Kasım 2024