Gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Bakan Dönmez, Türkiye’nin kendi kıta sahanlığında sismik arama ve sondaj faaliyetlerini yürüttüğünü dile getiren Dönmez, Doğu Akdeniz’de şu ana kadar 7 sondajın tamamlandığını ve sekizinci sondajın devam ettiğini bildirdi.
Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki tezlerinin uluslararası hukuka uygun olduğunu vurgulayan Dönmez, şöyle devam etti:
“Kıta sahanlığı bir ülkenin karadaki topraklarının deniz altındaki doğal uzantısıdır. Doğu Akdeniz’de en uzun kıyısı olan ülkelerden birisiyiz. 1740 kilometrelik kıyı uzunluğumuz var. Uluslararası deniz hukukuna göre kıta sahanlığı belirlenirken, ülkelerin kıyı uzunluğu dahil olmak üzere çeşitli parametreler kullanılıyor. Biz de adanın dışında kalan bölgede coğrafyamızın da verdiği üstünlüğü kullanarak kıta sahanlığımızı ilan etmişiz.”
‘Hakkımız var’
Yunanistan’ın Doğu Akdeniz’deki tutumuna değinen Dönmez, Yunanistan’ın 2011-2012 yıllarında İspanya Sevilla Üniversitesine ısmarlama bir çalışma yaptırdığını ve Sevilla Haritası’nın bu çalışmadan çıktığını anlattı. Dönmez, bu haritanın temel fikrinin adaların da ana karada yerleşik ülkenin bir uzantısı olduğunu ifade ederek, “Buradan hareketle de Meis Adası’na aynı hakkın verilmesini istiyor. Meis Adası 9-10 kilometrelik bir alan. Böylece, Yunanistan burada 40 bin kilometrelik bir alanı kapatarak ‘buraya giremezsiniz’ demek istiyor. Biz de adaların kara sularına saygı duyduğumuzu söylüyoruz. Türkiye’nin burada uluslararası hukuk açısından da hakkı var” diye konuştu.
‘Karadeniz gazı ekonomik olacak’
Bakan Fatih Dönmez, Karadeniz’de keşfedilen 320 milyar metreküplük doğal gaz rezervinin önemine değinerek, “Yaptığımız hesaplamalara göre bugünkü şartlarda ithal ettiğimiz gazlara göre çok daha ekonomik olarak biz bunu mal edeceğiz” dedi. Dönmez şunları söyledi:
“Bu tip sahalarda yıllık üretimi belirlemek için başlangıç üretimine ve 3-4 yıl içinde maksimum üretime geçene kadar süreye ihtiyaç var. Bu planlamalardan sonra yıllık ve günlük üretimleri hesaplayacağız.”
‘Adalet doğruyu buldu’
Dönmez, Fransa’nın da Yunanistan’ın tarafında yer aldığını fakat geçmişte benzer bir sorunla karşı karşıya kaldığını belirterek, 1977’de Manş Denizi’nde İngiltere ile yaşadığı sorunu şu şekilde özetledi:
“İngiltere de bir ada ülkesi ve Fransa ana karada yerleşik bir ülke. O zaman İngiltere’ye bağlı ve Fransa’ya yakın Kanal Adaları var. İngiltere, bu adaların ana ülkenin uzantısı sayıldığını ve kıta sahanlığının bu adalardan başladığını söylüyor. Fransa ise buna itiraz ederek, adaların sadece kara suları olduğunu ve ancak eşit mesafede bir paylaşım yapılabileceğini ifade ediyor. Nitekim anlaşamıyorlar ve Uluslararası Adalet Divanı’na başvuruyorlar. Adalet Divanı, Fransa’yı haklı buluyor. İngiltere’ye ‘adaların kıta sahanlığından bahsedemeyiz, sadece kara suları olabilir. Bunun dışında siz alanlarınızı belirlemek durumundasınız’ diyor. Fransa aslında o zaman Türkiye’nin bugünkü tezlerini savunuyor. İngiltere de Yunanistan’ın bugünkü sözlerini savunuyor ama adalet doğruyu bulmuş. Bu aslında bir emsal karar da teşkil eder.”
BALKAN YEMEKLERİ
18 saat önceHABERLER
9 gün önceKÖŞE YAZARLARI
19 gün önceHABERLER
05 Kasım 2024