DOLAR 34,1657 0.08%
EURO 38,2175 -0.21%
ALTIN 2.917,95-0,51
BITCOIN 2246837-0.26811%
İzmir
30°

AÇIK

05:27

SABAHA KALAN SÜRE

209 okunma

Efsanelerin Dilinden Balkanlar -4

ABONE OL
03/09/2020 00:54
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Geçen haftaki Kesik Baş Baba Efsanesi’nden devamla; Kuyunun dışına çıktıklarında aynı kuyu yanında bekleyen Kesik Baş’ı ve Hz. Ali’nin (r.a.) bineğini görmüşler. Kesik Baş’ın eşi, kocasının halini görünce çok üzülmüş. Hz. Ali de (r.a.) bu üzüntüye tahammül edemeyip bütün esirlerin topluca dua etmeleri için ellerini kaldırmalarını emretmiş. Toplu dualar okunduktan sonra Kesik Baş’ın da vücudu yerine gelmiş ve böylelikle iki âşık yeniden birbirine kavuşmuş. Uzun yıllar mutlu mesut yaşamışlar. Uzunca bir zaman güzel bir hayat yaşayan bu ikili vadeleri yettiğinde aynı yerde vefat etmişler. Daha sonra burada yaşayan halk onların anısına, mezarlarının yan yana ilelebet kalmasını temin için bir de türbe inşa etmişler.” Yörede bu türbe “Kesik Baş Türbesi” olarak bilinmektedir. 400 ila 500 yıllık olduğu rivayet edilen Kesik Baş ile ilgili olarak anlatılan bu efsane yöre de hem “Cerman Kuyusu”, hem de “Kesik Baş Baba Türbesi” adlı iki ayrı ziyaret yerinin oluşmasını sağlamış. Türbeyle ilgili ilginç bir detay daha var. Osmanlıca yazılan Büyük Mevlid-i Şerif kitaplarında bu türbe ve kuyu ile ilgili “Hikâye-i Kesik Baş” adı altında, yörede yaşayan yaşlı kimselerin anlattıklarına çok benzer türde bir hikâye anlatılmaktadır. Hikâyede yazıldığına göre, türbede yatan Kesik Baş. Babanın Prizrenli ve adının da Şeyh Abdullah Efendi olduğu mevlidin mısralarından anlaşılmaktadır:

Kale- i Zerrin idi behrim benim

Şeyh Abdullâh idi adım benim…

Balkanların bitmek tükenmek bilmeyen sayısız efsanesinden Prizren’de yaşanan yeni bir tanesi daha, Cafer Baba (Yarım Baş Baba) Efsanesi. Miladi 1585 yıllarında yaşadığı mezar taşından yazılı olan Cafer Baba, bir savaş esnasında kopan başını koltuğunun altına alarak, Prizren yeni Mahalle Camii’nin yanında ki türbesinin bulunduğu yere kadar gelmiş. Ruhunu tamda bu noktada Rahmana teslim etmiştir.

 

YARIM BAŞ BABA

 

Türbe içerisindeki mezarın “Cafer Baba” adında mübarek bir zata ait olması nedeniyle efsanede türbede bu adla anılmakta. Fakat Prizrenliler, üst tarafı türban, diğer kısımları sarık şeklindeki mezar taşının yarısının kırık olması nedeniyle “Yarım Baş Baba” olarak da anmaktadırlar bu mübarek zatı. Türbenin ziyareti ile akıl hastalıklarının ve baş ağrısının iyileşeceği gibi bir inanışta hâkimdir yöre insanında. Yüzeysel olarak yaptığım Balkanlara dair efsanelerde inanılmaz bir derinlik gördüm. Doğrusu bu denli yoğun olacağını ben bile kestirememiştim. Binlerce efsane adeta birbirini peşi sıra izliyor. Araştırdıkça duygulanıyorum duygulandıkça araştırma şevkim artıyor. Hepsini burada belirtmem de olası değil. Balkanlar o dönemlerde vatan eylemiş. Tıpkı usta şair Mithat Cemal Kuntay’ın dizelerinde;
“ Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır,

Toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır.”

O devirlerde Balkan toprakları için şehit olan çok olmuş. Her can üstüne binler can eklenmiş. Böylelikle Balkanlar vatan eylenmiş. Ama bugün, yazmak dahi istemiyorum, ancak yazmak zorundayım ki,

“ Sahipsiz vatanın batması haktır,

Sen sahip çıkarsan bu vatan batmayacaktır.”

Dizelerinin sahibi, şairlerin ustası, şairlerin şairi, milli şairimiz merhum Mehmet Akif Ersoy’un dizeleri vaki olmuş. Sahip çıkılamamış, sahip çıkamamışız. Sonucunda da Balkanlar bizim için “kâğıt üzerinde” vatan olmaktan çıkmış. Birileri, bu Aziz Milletin, bu Yüce Milletin makberini çok derin kazmış. Ya da öyle kazdığını zannetmiş. Ancak tarih bunun aksi sedalarıyla doludur. Şairleri dile getiren bu kahramanlıklar makeslerini adeta dizelerde bulmuştur. Merhum Akif bazı dizelerinde buna da vurgu yapmış.

“ Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,

Bir hilal uğruna, ya Rab, ne güneşler batıyor!

Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker!

Gökten ecdad inerek öpse o pak alnı değer.

Ne büyüksün ki, kanın kurtarıyor Tevhid’i…

Bedr’in aslanları ancak, bu kadar şanlı idi.

Sana dar gelmeyecek makber’i kimler kazsın?

“Gömelim gel seni tarihe” desem, sığmazsın.”

Bu Aziz Millet, yazmaktan usanmadığımız binlerce efsaneye konu olmuş.  Olmaya da devam edecektir inşallah. Yeter ki bizler, imanımızı, inancımızı, dirlik ve birliğimizi kaybetmeyelim.

 

 

    En az 10 karakter gerekli