DOLAR 34,1657 0.08%
EURO 38,2175 -0.21%
ALTIN 2.917,95-0,51
BITCOIN 22466230.22928%
İzmir
31°

AÇIK

16:19

İKİNDİYE KALAN SÜRE

133 okunma

Şekilsiz Ortadoğu’nun Çarpık Aktörleri -1

ABONE OL
03/09/2020 00:54
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Epeyce bir süredir Ortadoğu’da kazan kaynamaya, kaynayan kazana oluk oluk Müslüman kanı akmaya devam ediyor. Global anlamda “saygınlık ve güvenilirliğine” toz kondurmayan BM., NATO, AB v.b. adlarla kurulmuş yüzlerce kuruluş ise asli sahiplerine zaman kazandırmak adına, insanlık can çekişirken beyhude planların peşine koşuşturmakta. Asli kuruluş amaçlarına üstü kapalı da olsa renk vermeden hizmet etmekteler. İnsanlığın selameti gibi bir dertleri olmadığı aşikâr. Yahudi asıllı Kurt Weldehım, Butros Gali sonrasında Kofi Annan insanlık için işgüzarca koşanların başını çekenlerden. Peşi sıra halefi, Ban Ki Moon da aynı çizginin pasif, yönetilir elemanı oldu bile. Belki de dünyanın en büyük işgüzar ve parsayı en iyi toplayan takımına verilebilecek en iyi örnektir bu zatlardan oluşturulan takım. İnsan, düşünmeden edemiyor; bu Birleşmiş Milletler’in hiç mi hakiki mümin, samimi Müslüman bir genel sekreteri olmayacak? Hal böyle sürerse sanırım ilelebet olma şansıda pek görünmüyor. Şu var ki, birileri, bu günlerde selef ve haleflere, “pedal bastıkları bisikletin zincirinin kopuk olduğunu ve kellerinin çoktandır hiç bu denli net görünmediğini” söylemesi zamanıdır.  Ki, maazallah enerjilerini boşa harcamasınlar. Zira,  insanlık âleminin onlara daha çok ihtiyacı var. Onlardan çok şey beklemekte bu âlem. Âlemin kralı onlar. Onlar olmazsa ne yaparız?  Yedi milyar zavallı insan. Aç bi ilaç, değil mi? Yani değerli okurlarım. Haksız mıyım? Bugüne kadar hiçbir planları insanlık âlemine merhem olmasa da, onlar, kan revan içindeki ülkeleri oyalamak adına, birilerine yol vermek adına uygulanma şansı neredeyse hiç olmayan, her birinin de adı “barış planı” olan planlarını, sanki bile bile ısrarla yapmaya devam etmekteler. Ortadoğu insanının hayrından ziyade işler için çalışıldığı ortada. (Yazımı kaleme alırken de Kofi Annan’ın, BM’nin ve Arap Birliği’nin Suriye Özel Temsilciliği’nden de istifa haberi duyuldu. Çok da iyi oldu.) Haçlı seferleri başladı bir kere. Bunu Bush kendisi zaten ifade etmişti. Aslına bakacak olursak, Ortadoğu’nun değişim ve dönüşüm temellerinin son tabliyesi, sahte milat olarak ilan edilen 11 Eylül düzmecesiyle, Müslüman kılıklı birkaç kiralık uluslararası gizli servis ajanlarına attırılmıştı. Amerika’nın göbeğinde, hem de Newyork’ta, Pentagon’a saldırı düzenlenmişti. İçerisindeki binlerce masuma rağmen ikiz kuleler yerle bir ettirilmişti. Paraya tapan tetikçiler ve azmettiricilerinin gözü kan, kin ve nefretten başka bir şey görmüyordu. En büyük zararı;  hiç bir şeyden haberi olmayan masum, mazlum ve mağdur binlerce kişi gördü. “Dört binden fazla insanını nasıl olurda bir devlet gözden çıkarır?” demeyin. Çıkaramaz elbet. Çünkü ortada devlet diye bir şey yok. Gözden çıkaran devletten değil, çıkarmak zorunda bırakılan kapital diyarı bir ABD’den bahsediyoruz burada.

 

PAÇALARI LOBİLERE KAPTIRMAK

 

Eli kolu lobilerce sağlam yerlere kelepçelenmiş bir uçan balondan söz ediyoruz. Özel sermayenin kölesi Amerika’dan bahsediyoruz. Üs olarak son iki asırdır Amerika’yı seçenler istedikleri gibi at oynatır olmuşlar dünyada. Paçayı lobilere, bobilere kaptırırsan, ülkenin ve dünyanın ekonomik ve siyasi geleceğini karanlık ellere teslim edersen, bu yaşananların işten bile olmadığı görülecektir. Bu ana kadar ki olayların müsebbibi Siyonistler ile hakk’ı bilmez, hukuk tanımaz İsrail yönetimi, Amerika’da yaşayan kendi dindaş ve soydaşları olan Yahudilerin bile tepkisine neden olmuştur. Hatırlayacağınız gibi up uzun sakal ve perçemleriyle ün yapmış Yahudiler dünyanın gözü önünde, İsrail bayrağını, kendi ülke bayraklarını yakarak bugünkü İsrail yönetiminin cunta vari, terörist bir yapılanma olduğunu haykırmışlardır. Düşününüz ki, olaylar samimi Yahudiler için bile bu derece vahim noktalara ulaşabilmiştir. Onları dahi insanlık namı hesabına isyan noktasına getirmiştir. Aksi takdirde insan kendi ülke bayrağını neden yaksın? Neden, kendi ülke yöneticilerini yerden yere vursun? Sözün kısası, Siyonistler için kendilerinden olmayan insanların hayatının zaten zerre miskal önemi yoktur. Kendilerinden başkası insan bile değildir onlar için. Lügatlerinde para ve güçten başka bir şeyleri de yoktur. Haaa.., birde global dengesizlik ve kaygan zeminler.

 

KAĞITTAN KAPLAN SSCB

 

80’ li yılların sonuna değin dünya Sovyet Rusya ve az da olsa Çin ile dengede durabiliyordu. Aslen kime hizmet ettiği sonradan anlaşılan Gorbaçov’un, Glasnost ve Prestroika politikaları ile Marks ve Lenin’in Sovyetleri, aynen Osmanlı’ya reva gördüğü ve fazlasıyla hak ettiği böylesi kötü bir kadere bu kez kendisi boyun eğmek zorunda kaldı. Sonunda da 3-5 yıl gibi kısa bir sürede paramparça oldu. Meğer kâğıttan kaplanmışlar. Siyonistler koskoca bir imparatorluğu daha böylelikle yutmuş oldu. Eskinin az da olsa var olan dengesi artık tamamen yok olmuştu. Bu Siyonistlerin ekmeğine yağ ve kaymak sürmüştü. Denge, istikrar, paylaşma, insan hakları, demokrasi ve özgürlükler onların nefret ettiği yegâne kelimelerdendir. Çok kullanırlar fakat uygulanmasına tahammül edemezler. Her türlü dengesizlik, haksızlık ve hukuksuzluk, keşmekeşe bel bağlayanların yegâne beslenme ve yaşam kaynağının ilk basamağını oluşturmakta. Önceleri böylesi dengesizliklerle ekonomileri ele geçirilmek istenen ülkelerde yerel kaoslar oluşturulur. Kardeş kardeşe vurdurulur, kan gövdeyi götürür. Ülkede yer yerinden oynar. Taş üstünde taş bırakmazlar. Nümayişler bir anda yerelden genele sıçrayıverir. Yani artık o ülkede ateş paçayı sarmıştır. Tıpkı bugün Ortadoğu devletlerinde olduğu gibi.

 

 

    En az 10 karakter gerekli