Eski Yugoslavya için kurulan Lahey’deki Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi (ICTY), 24 yıllık faaliyetten sonra kapılarını kapattı. Ama geride pek çok soru işareti bıraktı.
ICTY, Avrupa’da 2. Dünya Savaşı sonrası yaşanan en korkunç mezalimin faillerinin adalet önüne çıkarıldığı bir platform olarak tüm dünyada yakından takip edildi. Salonlarında toplu katliamlar, etnik temizlik, tecavüz, sürgün, işkence ve daha bir çok korkunç öykünün yankılandığı ICTY, kuruluşundan 24 yıl sonra kapılarını kapattı.‘RAKAMLARIN ÖTESİNDE, KURBANLARIN SESİ’
1990’larda Balkanlarda yaşanan savaşlarla ilgili toplamda 161 davaya bakan, 90 kişiyi mahkum eden, 19 kişinin beraatine karar veren ve 4650 tanığı dinleyen mahkemenin yargıçları 10800’den fazla gün çalıştı ve 2.8 milyon sayfa transkript okudu. Kapanış törenine katılan BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ”Bu rakamların ötesinde, mahkeme kurbanların sesi oldu” dedi.
‘TANIKLARIN CESARETİ OLMASAYDI’
Tanıkların cesaretini selamladığını vurgulayan Guterres, 1995’te Srebrenitsa katlamında cesetlerin üzerinde emekleyerek hayatta kalan bir erkek çocuğu ile defalarca tecavüze uğrayan bir kız çocuğunu yıllar sonra mahkemede tanıklık edip ifade vererek gösterdikleri cesaret için övdü. ”Bu dehşetleri yeniden yaşamayı göze almak çok büyük yürek gerektirir” dedi.
SAVAŞ DEVAM EDERKEN BAŞLADI
ICTY, 2. Dünya Savaşı’nın ardından Avrupa’da kurulan ilk uluslararası mahkeme. BM Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) 827 sayılı kararı ile 1993 yılında kuruldu. Ama kuruluşu gibi kapanışı da tartışmalı oldu. Başından itibaren yoğun eleştirilere hedef olan mahkeme, faaliyetlerine oldukça yavaş başlamıştı. Yugoslavya’da iç savaşın devam etmesi nedeniyle savcılar, yerinde kanıt toplama ve tanık dinleme konusunda yeterince çalışma yapamıyordu. Nisan 1995’te ilk kez Dusko Tadiç, Lahey’de hakim karşısına çıktı. Esir kamplarındaki suçlardan dolayı 20 yıl hapis cezasına çarptırılan Bosnalı Sırp politikacı, cezasının üçte ikisini tamamladıktan sonra tahliye edildi.
MİLOŞEVİÇ VAKASI
ICTY, uzun süre düşük rütbe ve yetkili kişileri yargılamakla eleştirildi. Üst düzey birçok suçlu, iç savaştan yararlanarak izini kaybettirmeyi başardı. Ancak BM’nin onayı olmamasına rağmen ABD’nin öncülüğünde NATO’nun Kosova’daki çatışmaları ve ihllalleri gerekçe göstererek Yugoslavya’dan geri kalana hava harekatı başlatmasıyla bu durum değişti. Eski Yugoslavya ve Sırbistan lideri Slobodan Miloşeviç 2001 yılında Belgrad’da tutuklanıp Lahey’e gönderildi. Gelgeleleim Miloşeviç, 2006’da Lahey yakınlarındaki Scheveningen cezaevindeki hücresinde ölü bulundu. Hakkındaki dava düşen Miloşeviç’in ölüm nedeni kalp krizi olarak açıklandı.
KARACİÇ’E 40 YIL
Ardından, uzun süredir alternatif tedavi merkezinde saklandığı ortaya çıkan Bosnalı Sırp lider Radovan Karaciç, 2008 yılında Belgrad’da yakalanarak Lahey’e gönderildi. Uzun süren yargılama sonunda Karaciç, mahkemenin ‘soykırım’ olarak tanıdığı Srebrenitsa’da 8 binden fazla Müslüman erkeğin öldürülmesi nedeniyle 40 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
MLADİÇ’E MÜEBBET
Mahkeme sürecinin en uzun süre kaçan sanığı Bosnalı Sırp general Ratko Mladiç oldu. Srebrenitsa’daki ‘soykırımın’ planlayıcısı olarak aranan Mladiç, 16 yıl sonra yakalanarak 2011’de Lahey’e gönderildi. Mladiç, Kasım 2017’de savaş, soykırım ve insanlığa karşı suçlardan ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı.
SON PERDE İNTİHARLA İNDİ
Mladiç ve Karaciç, davanın sonucunu temyize götürdüler. Ancak ICYT’nin kapanması nedeniyle temyiz davasına başka bir özel mahkeme bakacak. Mahkemenin kapanışını simgeleyen son temyiz davasında, savaş suçu nedeniyle 20 yıllık hapis cezası onanan eski Hırvat general Slobodan Praljak, 29 Kasım’da duruşma salonunda siyanür içerek intihar etti.
SIRBİSTAN’DA DA YARGI SÜRECİ
ICTY sürecinde çoğunluğunu Boşnakların oluşturduğu kurbanlar ve kurban yakınları adaletin tam manasıyla yerini bulmadığından yakındı, çoğunluğu Sırp olan davalılar ise haksızlığa uğradıklarını, içlerinde bulundukları şartların gözardı edildiğini, dış güçlerin etkisiyle eski Yugoslavya’nın dağılmasının yarattığı siyasi arka planın kaale alınmadığını savundu. Sırbistan, ICYT’yi uzun süre ‘Batı komplosu’ olarak görse de sonunda geçmişle yüzleşme ve kendi mahkemelerinde de yargılamaya gitme yoluna girdi.
‘KARARLARI BASİT GİBİ GÖRÜNSE DE ÇOK ÖNEMLİ’
Hollanda Savaş ve Soykırım Araştırmaları Enstitüsü’nden (NIOD) Thijs Bouwknegt’e göre, mahkemenin kararları basit gibi görünse de çok önemli. Bouwknegt, ”ICYT, insanlığa karşı işlenen en büyük suçlardan birinin cezasız kalmaması için delikleri tıkadı” iddiasında bulundu.
Kaynak: Sputniknews
HABERLER
3 gün önceHABERLER
3 gün önceKÖŞE YAZARLARI
7 gün önceKÖŞE YAZARLARI
12 gün önceKÖŞE YAZARLARI
18 gün önce