Gedik Piliç yatırımlara doymuyor

7 Mayıs 2024 - 13:23

Gedik Piliç yatırımlara doymuyor

Gedik Piliç yatırımlara doymuyor
Son Güncelleme :

02 Temmuz 2012 - 22:00

677 okuma
(Last Updated On: 03/09/2020)

35 yıldan beri beyaz et sektörü içinde olan Gedik Piliç Genel Müdür Yardımcısı Tercan Özkaracaabatlıoğlu, ihracat alanında rekabet edilebilmesi için, devlet’in   sektörü sübvanse etmesini istiyor.

Gedik Piliç ne zaman doğdu?

Gediz Piliç, Uşak İli’nin Eşme ilçesinde, 1968 yılında Halil Gedik tarafından küçük yerel bir işletme olarak kuruldu.  Şu anda 82 yaşında olduğu için oğlu Osman Gedik fabrikanın başında bulunuyor. Osman Gedik’in üretim ve satış anlamında katkısının çok büyük olduğunu söyleyebilirim. Gedik Piliç’te işe başlamadan önce İzmir Pınarbaşı’nda tavuk kümesleri ve çiftliklerim de üretim yaptığım bir dönemde, oğlu ile işletmeyi büyütmek adına bir araya geldik.1998 yılında işbirliğimiz başladı ve yaklaşık 14 yıldan beri işletmemiz Türkiye sıralamasında 500 sanayi kuruluşu arasında 280’inci sıralara yükseldi. 3-4 yıldan beri çok ciddi atak yaptık. Eşme’den çıkarak önce İzmir’e benim başında olduğum işletme olarak İzmir’de dağıtıma başladık. Daha sonra Konya, Denizli, Afyon, Kütahya, Eskişehir, Antalya, Ankara, Gaziantep, Adana, Bursa, Balıkesir, İstanbul’da ise, üç bölge olmak üzere ciddi olarak yayıldık. Son iki yıldan beri de ihracata ağırlık verdik. Irak başta olmak üzere Arap ülkelerine ihracatımız var.

 

Kapasiteniz ne kadar?

 

Adet olarak sayacak olursak, günde 170–180 bin adet kesiyoruz. Tonaj olarak ise, 280–300 tonlara tekabül ediyor. Bu da bize yetmeyince bir buçuk yıl önce yeni başlattığımız kesimhane fabrikamız da 170 dönüm arazi üzerine kurulu olan Türkiye, Ortadoğu ve Balkanların hatta Avrupa’nın en büyük tesisi olma yolunda ilerliyor. Tesisin şu anda yüzde 95-97’lik kısmını bitirdik. Hollandalılar  montajı geciktirmesinden kaynaklanan, yüzde 3’lük dilimi kaldı. Geçen ay açılması gereken tesisimiz biraz da kış şartlarının ağır geçmesi ve montajın uzun sürmesinden dolayı gecikti diyebiliriz.

 

Üretim için Uşak-Eşme sahası daha mı uygun?

 

Uşak ve Eşme sahası hava olarak çok temiz. Piliç ve tavuğun üretim açısından en uygun olduğu ve risksiz yaşayabileceği bir bölge. Sonra insanları çalıştırmak ulaşım açısından daha kolay. Ama o bölgeler de bize yetmediği için Denizli ve Kütahya’ya açıldık. Biraz Salihli ve Manisa taraflarına yayılmaya başladık. Alanımızın genişlemesini büyüdüğümüzün göstergesi olarak görüyoruz.

 

Yeni yatırımınız ne zaman hayata geçiyor?

 

Tahmin ediyorum, ağustos ayı içerisinde bitecek. 25 ağustos’ta fabrikayı çalıştırmaya başlayacağız. Ancak üretimlerimiz belki iki ay sonra başlayacak seneye yaz aylarında günde yaklaşık 250–300 bin kapasiteye ulaşacağız. 150–170 mevcut kesimhanemizle birlikte 450–500 kapasiteye ulaşacağız. Bu da yaklaşık günde 8 ton et civarındadır. Ülkeye ciddi bir ekonomik gelir olacağı görüşündeyim.

 

Gedik Piliç olarak ürün çeşitleriniz neler?

 

Türkiye’de satılan tüm ürünler bizde de aynıları üretiliyor. Normal bir piliçten 50–55 ürün çıkıyor. Bunun haricinde yeni fabrikada işlenmiş, yani pişmiş ürün ve pratik ürünler var. Çalışan kesimler için üretilen üç dakikada pişirilen ürünler olacak. Ayrıca kendi içimizde yaptığımız Ar-Ge çalışmalarımız bir yıldan beri devam ediyor. Bu süreç içerisinde 10 taneye yakın ve Türkiye’de olmayan yeni ürünlerimiz var.

 

Kaç kişiye istihdam sağlıyorsunuz?

 

Şu anda çalışan sayımız 970. Ancak yeni fabrika için alımlara başladık. Hem teknik kadromuzu hem de idari kadromuzu güçlendiriyoruz. Mavi yakalılar diye tabir ettiğimiz işçimiz, yaklaşık 350–400. Bununla beraber çalışan sayımız 1400–1500 kişiye ulaşacak. Ancak seneye bu kapasitemizle beraber 2000’leri bulacağımızı tahmin ediyorum.

 

Ailelerle birlikte çalışanlarınız var mı?

 

Elbette asıl mevcut çalışanımız içerisinde 1000 kişi görünüyor, ama fason çalıştırdığımız aileler var. 500 tane üretim yapılan kümeslerimiz ve burada eşleriyle birlikte çalışanları ikiyle çarpacak olursak, 1500–2000 kişi sadece bizim fason olarak, yani civcivini verdiğimiz ve yemini gönderdiğimiz sözleşmeli ailelerimiz var. Yeni kapasitemizle birlikte 5 bin kişiye ulaşacağımızı düşünüyorum.

 

Bununla ilgili bilgilendirme toplantıları yapıyor musunuz?

 

Köylere giderek kahve toplantılarıyla köylüleri kümes yapmaları konusunda bilgilendiriyoruz. “Paranız yetmiyorsa yardımcı olalım” diyoruz. Zaten 20 yıldan beri işletmemiz bölgesel olarak biliniyor. Türkiye’de yaklaşık işimizi yapan 25 firma içerisinde firmamız Türkiye’de 8–9 konumunda. Ayrıca sektörde olmak istediğimiz hedeflerin içerisine girdiğimizi söyleyebilirim.

 

Gedik Piliç olarak lezzetin sırrı nedir?

 

Bir sırrımız var tabi. Öncelikle lezzet farkımız var. Türkiye genelinde yaptırdığımız anketlerle ortaya çıktı. Büyük şehirler olarak Ankara, İstanbul, İzmir, Antalya, Denizli gibi. Sırrımız, kullandığımız kaliteli hammaddeden kaynaklanıyor. Millet Hindistan ve Çin’den hammaddesini getiriyor. Biz dünya markalarını Pfizer, Bosch, Bayer gibi kendini ispatlamış ve markalaşmış, garantisini vermiş işletmelerden hammaddeler alıyoruz. Bir de kesimhanelerde soğuk zinciri kırmamaya çalışıyoruz. Ürünün istediği dereceyi veriyoruz. Maliyetlerimiz belki daha pahalı ama biz geri dönüşümünü kat kat aldığımızı  satışlarımızın günden güne artmasından anlıyoruz. Piyasadan ürün talepleri daha fazla gelmeye başladığı için ikinci fabrikamıza bu yüzden gerek duyduk. Diğer işletmelerden farkımız bundan sonra da olacaktır. Ama diğerleriyle rekabet içinde olmayacağız.

 

Şanslı bir sektör diyebilir miyiz?

 

İnsan çalıştırma adına şanslı bir sektör olduğunu söyleyebilirim. Ancak yetkisiz ağızların televizyonda günlerce konuşmalarını sabote edici buluyorum.

 

Hormonlu tavuk ya da yumurta konusuna ne diyorsunuz?

 

Hayır böyle bir şey yok. Yumurta tavuğu kilo almaz. Her zaman 1.200 gram olur. Çünkü fazla kilo alırsa yumurtlamaz. 25–30 gram olarak aldığınız civciv ise,40 gün sonra 2–2,5 kilo olacaktır. Hormon zaten çok pahalı ve masraflı bir üründür. Ayrıca tavuğa hormon vermek de zor. Güneş ışığı almayan tavuklara  vitamin verilebilir. Ancak yaptığımız yatırımlar 80–100 trilyonluk. Biz aptal mıyız, bu kadar yatırım yaptıktan sonra ayıplı bir malı üretelim ve satalım.

 

Peki günde 3 kez yumurtlayan tavuklar var mıdır?

 

Böyle bir şey olabilir mi. Tabiat kurallarına aykırı ve saçma bir şey. Bir tavuk yılda 170–180 yumurta yapabilir. Günde 3 tane yumurta nasıl yapabilir. Bir yumurta tavuğun bünyesinde 5-6 günde oluşuyor. Bunu söyleyen profesörü aptal buluyor ve nasıl profesör olmuş şaşırıyorum.

 

Kişi başına düşen tavuk tüketim miktarı nedir?

 

Yıllık baz da kişi başına tavuk tüketimi 23 kilo kadar. İnsanlar özellikle yaşlılar, beyaz etin sağlıklı olmasından dolayı piliç etine dönüş yapmaya başladılar.

 

Mesajınız neler?

 

Her zaman söylediğimiz bir şey var. Devlet, ihracat anlamında bizi sübvanse etmeli. En azından Irak ve Ortadoğu’da rekabet edebilecek düzeye gelebilelim. Ürdün, Amman, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Kuveyt gibi ülkelerde Amerika ve Brezilya piliçleri var. Türkiye’den piliç alıyorlar ama pahalı. Kalitesini görmelerine rağmen az ürün alıyorlar. Rekabet edebilecek gücümüz olsa tüm Ortadoğu’ya ve Arap Ülkelerine, Türki Devletlerine hakim olabiliriz. Sektör olarak Türkiye’de önümüz açık ve sektör zamanla büyüyecektir.

 

Başka bir sektörde yer almayı düşündünüz mü?

 

Bizim sektörde ki arkadaşlar başka sektörlerde de yer almalarına karşın, bizim işimiz sadece piliç ve bildiğimiz işi yapıyoruz. Enerjimizi bölmek istemiyoruz. Çünkü işimizi çok seviyoruz ve kendi alanımızda kalmak istiyoruz

 

 

 

 

 

 

 

 

YORUM YAP

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.