Bir önceki yazımda Türkiye ekonomisinde görülen iyileşmeyi borsa yansımaları ile değerlendirmeye çalışmıştım. Borsamızda görülen iyimser havanın, ekonominin ve dolayısıyla ülkenin geleceğine dair genel bakışın bir yansıması olduğunu ifade etmeye çalışmıştım. Bu doğrultuda 2013 yılı borsa anlamında iyi bir performansla başlamış, ardı ardına gelen yükselişlerle tarihi rekor denilecek değerlere ulaşan bir İMKB100 endeksini gördük. Ancak, geçtiğimiz hafta Kredi derecelendirme şirketi Moody’s Türkiye raporunda yeni not artırımını öteleyen ifadelere yer verince rekor fiyatlamaları gördüğümüz Ocak ayı gelen satışlarla rekor düşüşleri de gördüğümüz bir ay oldu. Endeks neredeyse yılbaşından bu yana verdiği kazanımların tamamını 2 günlük düşüşle geri almış oldu. (86438 ay içi en yüksek değer iken 78784 ay sonu kapanış değeri). Kısa zaman dilimi içerisinde yüzde 10 gibi bir değer kaybı gören İMKB100 endeksi kısa süreli sert düşüşle yatırımcısını endişelendirdi. Düşüşün başlangıcı olan Moody’s açıklamaları aslında daha önce notumuzu artıran Fitch’in açıklamalarından çok ta farklı değildi. Moody’s sadece not artışını için biraz daha beklemek gerektiğinden bahsetti o kadar. Dış ekonomilerde sular hala durulmamışken yapılacak not artırımının çok erken olacağını Türkiye ekonomisinin kendi içinde sorunsuz ilerlese de cari açık konusunun hala kırılganlık arz ettiğini, bu yüzden de Yatırım yapılabilir ülke notu için biraz daha bekleyeceğini ifade etti. Bir başka ifade ile İMKB de Türkiye’nin parlak geleceğini fiyatlayanlardan farklı olarak Moody’s e göre fiyatlanan gelecek daha gelmemiş ve gelmesine biraz daha zaman vardı.
FARKLI ALGILAMA
İşte Türkiye’nin geleceği adına bu farklı algılama borsasında ani boşluklara neden olurken gerçek algılamanın fiyatlanması maalesef ki bir takım türbülanslardan geçmeyi gerektiriyor. Sıcak para hareketinin borsada ortaya çıkardığı bu tahribatı görünce diğer para piyasalarında neler olabileceğini tahmin etmek zor olmayacaktır. Neyse ki hisse senedi piyasası dışında korkulan olmadı. Tahvil ve kur yatay seyrini sürdürürken hafta sonuna doğru her ikisinde de Türk Lirası lehine gevşemeler görüldü. Hafta içi gelen dış ticaret açığı rakamları cari açığın azaldığı yönünde sinyaller verme devam ettiğini gösteriyor. Bunun yanında Dünyada da parasal genişlemenin devamı yönünde gelen açıklamalar ( hafta içi FED açıklamaları) içeride ve dışarıda gelişmelerin Türkiye geleceği adına beklentilerin değişmediğine işaret ediyor. İMKB deki sert hareketlerde olduğu gibi, döviz ve faizde dalgalanmaların olmaması İMKB den çıkan paranın Döviz talebine dönüşmediği ya da Tahvil piyasasına sirayet etmediği saptamaları da yukarıdaki Türkiye algılamasını destekler nitelikte. Sadece dikkat edilmesi gereken Merkez Bankası Başkanı Erdem BAŞÇI’nın ifadesiyle esnek para politikalarının uygulanmaya devam edilmesi gerektiğidir. Sıcak paranın tahrip gücünün reel ekonominin performansını sekteye uğratacak boyuta ulaşmasına izin verilmemesi gerekir. Düşüşte İMKB geleceğe dönük erken fiyatladığı iyimserliğin köpük diye tabir edilen fazlalıkları attı sadece. Türkiye ekonomisi, İMKB’de girdiği türbülanstan çıkıp, geleceğine inananlarla çıktığı yolculuğuna aynı istikamette devam etmektedir. Bu hafta gelmeye devam edecek bilançolar bu gidişin ilk işaretleri olacak.
ARAŞTIRMA-İNCELEME
1 gün önceBALKAN YEMEKLERİ
3 gün önceBALKAN YEMEKLERİ
3 gün önceHABERLER
5 gün önceHABERLER
10 gün önce