DOLAR 34,5467 0.18%
EURO 36,0147 -0.62%
ALTIN 3.005,411,48
BITCOIN 34078390.01601%
İzmir
20°

HAFİF YAĞMUR

15:24

İKİNDİYE KALAN SÜRE

Gençliğimin Üsküp’ünü Özlüyorum
279 okunma

Gençliğimin Üsküp’ünü Özlüyorum

ABONE OL
02/09/2020 13:54
Gençliğimin Üsküp’ünü Özlüyorum
0

BEĞENDİM

ABONE OL

 

Memleketim Makedonya’nın başkenti Üsküp’ten ayrılalı 17 yıl oldu. İnsanoğlu nereye giderse gitsin her an kendi yaşadığı,büyüdüğü, çalıştığı, arkadaş edindiği yerini arar ve eskiye dayalı hatıralarını asla unutamaz. Ankara’da ikamet ediyorum. Seviyorum Türkiye’mi, Türklüğümle gurur duyuyorum. Hayatım boyunca hep Türkiye’de yaşamayı hayal ettim. Sonunda hayallerim gerçek oldu. Mutluyum buralarda. Ancak memleketimi, Üsküp’ümü özlüyorum. Özlemimi oralara gitmekle gideriyorum. Zor oluyor yolculuklar, ancak güzelim Vardar nehrinin şırıltısı yolculuklar esnasında beliren her zorluğu bir bakıma unutturuyor.

Çalışmaya başladığımda ilk görevim, Köprülü yakınlarında Dorfullu köyünde oldu. Dorfullu bir Türk köyüydü. Okulda Türkçe sınıfında görevliydim. Az da olsa bir altı aylık öğretmenlik yaptım. Sevdim öğretmenliği, öğrencilerimi. Ancak ailem Üsküp’te olduğundan oralarda kalamazdım. Öğretmenlikten sonra Makedonya Meclisinde de altı yıllık bir zaman dilimini geçirdim. Ve sonra ‘Birlik gazetesinde gazeteciliğe başladım. Gazetenin Baş ve Sorumlu yazarı Prof.Dr. Arif Ago döneminde gazeteye geldim. Gazetecilikte ilk adımlarımı atmamda değerli yazar İlhami Emin’den yardım aldım. Böyleydi gazeteciliğe attığım ilk adımlarım. Tabiki gazetecilik özel bir meslek, bu işi yaparken çok sevdiğiniz birçok şeyden vazgeçebilmeyi göz önünde bulunduracaksınız ve hayal ettiğiniz başarılarınız da geride kalmayacak. ‘Birlik’ gazetesini Makedonya Türkleri tabiki bilir, çoğu da gazeteyi okuyarak ülkemizde, dünyada olup bitenleri öğrenmiştir. Ancak günümüz gençlerinin bazıları gazete hakkında pek çok da bilgileri olmayabilir. Geçenlerde gazetenin 73. Yıldönümü öncesinde yazı yazmama rağmen tekrarlamakta fayda olduğunu düşünüyorum. 1944 yılının Aralık ayında gazete ilk sayısını yayınlıyor. O dönemin Yugoslavyasında Türk dilinde çıkan ilk resmi gazeteydi. Gazetenin ilk sayısının heyecanı, o dönemin aydınları, Mustafa Karahasan, Türk Dili öğretmenimiz sonraları gazetenin genel yayın yönetmeni Necati Zekeriya, Celal Tuna, babam Şerafettin Nebi’nin anlattıklarından duymuştum. Yıllarca Makedonya Türklerinin sesi olan ‘Birlik’ gazetesi 2004 yılından çıkmaz oldu. Bana göre, gazete çalışanlarına ve Bizler Makedonya Türklerine haksızlık oldu, üzüldük.

Birlik’ gazetesi dahilinde çocuklara hitap eden ‘Sevinç’ , ‘Tomurcuk’ dergileri ile kültür-sanat dergisi ‘Sesler’ de yayınlanıyordu. ‘Birlik’ gazetesi kadar her üç derginin de Türk gençleri ve öğrencileri için içeren yazılarıyla değerli örneği teşkil ediyordu. ‘Sesler’ dergisi, ben ‘TEFEYYÜZ’ sekizyıllık okulundayken ilk sayısını yayınladı. Tek sözle ‘SESLER’ dergisi basın hayatının ilk adımlarını benim öğrenci yıllarımda atmış oldu. Sonralar yazılarıyla ‘Birlik’ gazetesinin önemli kültür-sanat dergisi olmayı başardı. Türk dilinde yayınlanan gazete ve dergiler sadece Makedonya Türklerine değil de Kosova Türklerine de hitap ediyordu.
‘BİRLİK’ gazetesinden sonra Makedonya’da gençlerin hazırladıkları gazete ve dergiler yayınlanmaya başladı. Bu tür gazete ve dergileri hazırlayan gençleri kutluyorum, yayıncılık hayatlarında başarılar kaydetmelerini yürekteden dilerim.

Ancak ‘BİRLİK’ gazetesi bizim, Makedonya Türklerinin ilk göz ağrımız olduğunu hatırlatarak, hayatımızın sonuna kadar değeri yüreğimizde yaşayacaktır.

Bunları yazarken, eskileri anımsarken, Üsküp’ün bugünkü görüntüsüne de değinmek istiyorum. Üsküp’e yılda en azından iki sefer gidiyorum. Her gidişimde de, büyüdüğüm, eğitimimi aldığım, çalıştığım şehrimi maalesef tanıyamaz oldum. Her defasında yeni bir kentle karşılaşıyorum. Kendi tarihi kültürüyle yakından ilgisi olmayan bir şehirle göz göze geliyorum.

Kentin şimdiki görüntüsü maalesef üzücü . Yeni inşaat edilen yapılar, heykeller, bayağılığı hatırlatacak türden. Ne zamandan Makedonya yeni bir mimari kültürüne kucak açtı ki? Öz tarihi eserlerimize uzak olan bu tür yapılara tutkuluk ne zamandan yetkilileri sarıp sarmaladı. Benim memleketim çok uluslu bir ülke. Her milletin geçmişine ait tarihi eserleri ne oldu? Örneğin, Osmanlı Devleti 6oo yıla yakın hükmettiği bu topraklarda , o döneme ait olan eserlerin birçoğu ne oldu? . Yıkılan camiler yerine inşaat edilen yapılar neyin nesi? Madem ki Makedon milletine ait olmayan yapılar inşaat ediliyor, Osmanlı dönemine ait olan ve yıkılanların yerine o döneme ait bazı kültürel yapıların da inşaat edilmesi gerekmez mi?

Üsküp’ün meşhur –TAŞ KÖPRÜSÜ- nasıl bu hale getirildi? Bunların cevabını tabiî ki birileri vermelidir…Üsküp’ün meşhur tarihi Taş Köprüsü, yıllarca ayakta durmuş nice savaşlara boyun eğmemiş, 1963 yılı depremine bile direnen kendinden bir taşını kaybetmeyen bu tarihi eser son yıllarda bazı kişilerin vahşetine uğrayarak çökmeye başlamış.Üsküp’e her gelişimde Taş Köprüsünden geçerken içim sızlıyor. Taş Köprüsü Vardar nehrinin ölümsüz simgesi,yüzyıllarca tarih yazan bu yapı ne yazık ki son dönemde yaşadıklarını Makedonya’nın en kötü dönemlerinde bile yaşamamış.Bunu yapanlara ve bu vahşete göz yumanlara yazıklar olsun. Milletleri Millet yapan, sahip olduğu kültür mirasıdır. Bu kültür mirası sadece orada yaşayan Türklerin değil de insanlığın ortak miras değeridir. En çok da devletler ve iktidarlar böylesi tarihi değerlere sahip çıkmalıdırlar. Tüm bunları yazarken eski Üsküp’ün güzelim varlığını arzu etmemde haklı olduğuma Siz değerli okurlarım hak vereceksiniz. İnanın ki, Üsküp’e her gelişimde bu ucube heykellerden nefret ediyorum. Neyin nesi bu heykeller?

Üsküp’üm güzel şehrim, Vardar’ın büyüleyici şırıltısı yine de eski güzellikleri anımsatıyor insana. Üsküp sokaklarını gezerken, eskiyi anımsatacak birşeyi görmek istiyorum, ancak nafile. Son gidişimde Üsküp’ün Türk Çarşısını geziyorum. Bizler Türk Çarşısı derdik buraya, şimdilerde ise Eski Çarşı diyorlar. Öyle olsun, Eski Çarşıyı bir de gezelim, vallahi oranın da tadı tuzu kalmamış, bir zamanların güzelim çarşısı gitmiş yerine bambaşka bir çarşı gelmiş.

Öyleki güzelim Üsküp gitmiş yerine tanımadığım bir Üsküp gelmiş. Tabiki Eski Üsküp’ümü ararken gözlerim ‘NOVA MAKEDONYA’ Yayın Evine takıldı. Bir zamanların güzelim yayın evindeki, gazeteler, dergiler yerine Bakanlıklar yerleşmiş. ‘NOVA MAKEDONYA’ yayınevindeki gazetelerden eser kalmamış. Bu güzelim binanın yanından geçerken eski güzelim günlerimi de hatırladım. Ne güzel bir yayıneviydi . ‘NOVA MAKEDONYA’,BİRLİK’, ‘FLAKA E VLLAZERİMİT’, ‘VEÇER’ gazetelerinin yuvasıydı burası. Makedonya’nın gözde gazeteleri, gazetecileri bu yapıda en güzel, yazılarını yazıyordu. Arkadaşlığımız da bir başkaydı. Hep beraber güçlüklerin üstesinden ortaklaşa gelirdik. Gazeteci arkadaşlarımızla görüştüğümüzde hep o eski günlerimizi, arkadaşlıklarımızı, sevinçlerimizi, hüzünlerimizi anmadan yapamayız.

Başkaydı eski Üsküp’üm. Bir başka güzeldi şehrim. Bir başkaydı gazeteciliğimiz. Bir başkaydı arkadaşlığımız. Herşeyimiz bir başkaydı. Havası da bir başkaydı. Vardar nehrin şırıltısı da bir başkaydı. Vardar’ım da sanki eski günlerini eski yaşantısını arıyor gibime geliyor.

Nostalji yazımı yazarken, tabi ki de Üsküp’ün etkileyici değerlerini de anmadan yapamadım. Üsküp Radyosu ve Televizyonu Türkçe yayınları ve gazeteciliği yaşatan, ‘TİME BALKAN, ‘YENİ BALKAN’, ‘KÖPRÜ’ dergisini anmadan geçemem. Türk gençleri gazeteciliği, edebiyatı yaşatmak amacıyla elbirliği olmuş yine de Makedonya Türkleri,nin sesi olmayı başarmışlar. Aynı zamanda Üsküp Türk Tiyatrosunun da faaliyetleri , sahnelerinin olmamasına rağmen sahne değerlerinin uzaklara da ses getirmesini başarıyorlar. Gençler tabiki Makedonya, Türklerinin sesini, gazete, edebiyat ve de sahneden duyurmaya başarıyorlar. Ancak Bizler, Eski Üsküp’te doğan, yetişen, gençliğimizin güzelim yıllarımızı anımsarken tabiki nostalji duygularına kapılmadan edemiyoruz.

Böylesi duygusal hatıralarda güzelim eski Üsküp’ümü aramaya başlıyorum. Eski Taş Köprüsü, eski Türk Çarşısı, bugün olmayan, yıkılan camilerimizden , yankılanan ezan sesleri, Ramazan aylarında sabırsızlıkla kandillerin yanmasını bekleyişimizi, eski Lonza çeşmemizi arıyoruz…Ancak bugünkü Üsküp’ümün ucube heykelleriyle istemeden göz göze gelmek beni ve de benim gibi birçok hemşehrilerimi eminim ki mutsuz ediyor. Belki bir gün yeniden Üsküp’ümüzün tarihi eserlerine kavuşuruz ne belli.

Kaynak: Time Balkan

    En az 10 karakter gerekli


    HIZLI YORUM YAP