Ortadoğu ve Kuzey Afrika’yı saran halk isyanları aldı başını gidiyor. Kuzey Afrika’da Tunus, Mısır, Libya derken ateş Orta Doğu’ya sıçradı ve Bahreyn, Katar, Irak içinde ki bazı kesimler kendi yönetimlerine karşı gösteri faaliyetlerine geçerken Suriye iyice kaynamaya başladı. Sırada Lübnan, Ürdün, Suudi Arabistan ve hatta İran’ın olduğu kesin. Seksenli yılların başından beri Türkiye’de estirilmeye çalışılan bu ayrılıkçı rüzgârlar, yıllarca dış güçler tarafından iyice kaşındı ve ısıtılıp ısıtılıp, yıllar içinde tekrar tekrar defalarca masaya kondu. Ortadoğu ve Kuzey Afrika’yı saran bu halk isyanlarının adeta birbirine bağlıymış gibi sistematik bir hal alarak oldukça geniş bir coğrafyaya yayılması ve gelişme şekillerinin birbirine çok benzemesi, arka planında da bir gücün olduğu ve sanki de önceden planlandığı ve uygulamaya konulduğu izlenimini vermekte. Benim aklıma ilk aşamada hemen ABD, Bush, Rice, “Büyük Orta Doğu Projesi” ve yeni Orta Doğu haritası gelirken, Rusya faktörü çok pısırık kalıyor. Fas’tan Asya içlerine kadar olan geniş bir coğrafyada yer alan ülkelerin ve rejimlerin Batı dünyasına entegrasyonunu savunan “Genişletilmiş Ortadoğu ve Kuzey Afrika Bölgesi ile Müşterek bir Gelecek ve İlerleme için Ortaklık İnisiyatifi” adı ile anılan “Büyük Ortadoğu Projesi”, 2003 yılı sonlarında ABD eski Başkanı George W. Bush ve ABD eski Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice tarafından dile getirilmeye başlanmış, 2004 yılında gerçekleştirilen G-8 zirvesi ve NATO toplantılarında da resmen tartışılmıştı.
ARMED FORCES JOURNAL
Bu tartışmalardan sonra ABD Silahlı Kuvvetler Dergisinin (Armed Forces Journal) Haziran 2006 sayısında, Büyük Ortadoğu Projesi ile ilgili olarak Yarbay Ralph Peters tarafından kaleme alınan bir makale ve ekinde de bir harita yayınlandı. Yarbay Peters’in makalesine ve yayınladığı haritasına göre, Bağdat’da bir şehir devleti kurulurken, Lübnan Suriye’nin batı kıyılarının tümünü alarak Türkiye’ye komşu olmakta, Ürdün Suudi Arabistan’dan toprak alarak alanını büyütürken Mekke ve Medine bölgesinde ayrı bir Vatikan benzeri devlet kurulmakta. İrak, Sunni İrak, Şii İrak ve Kürdistan olarak üçe bölünürken, özellikle Şii İrak hem İran’dan hem de Suudi Arabistan’dan İran Körfezine kıyı toprakları alarak İran körfezine tamamen hakim olmakta ve Azerbaycan da İran’ın kuzeyindeki topraklarını kendine katıp Nahcivan ile birleşmekte. Afganistan’ın güneyinde Belucistan devleti oluşurken, İsrail 1967 sınırları gerisine çekilmekte ve bölgede bir Filistin devleti kurulmakta. Türkiye ise bu oluşumda Doğu ve Güneydoğu bölgesinin büyük bir kısmını Kürdistan devletine bırakmakta ve Karadeniz’den Bağdat’a kadar bir Kürdistan devleti hayata geçmekte. Her ne kadar bu haritanın kapsadığı alandaki ülkelerden itiraz sesleri ve hoşnutsuzluk nidaları yükseldiyse de, yapılan resmi açıklamalar bu makalenin ve haritanın Yarbay Peters’in kendi düşüncesi olduğu ve ABD’nin ulusal politikası ile yakından uzaktan bir ilgisi olmadığı iddia edildi. 2011 yılında bölgede yaşanan zincirleme halk hareketleri ve esen değişim rüzgarları, Orta Doğu’yu ve Kuzey Afrika’yı kapsayan bu geniş bölge içinde, geçen yüzyılın başında Osmanlı Devletinin dağıtılması ile batılı ülkelerce yapay olarak hayata geçirilmiş bazı dengelerin misyonunu tamamladığı ve değişmesi için de düğmeye basıldığını gösteriyor. Bölgede yeni dinamiklerin ve yeni yönetimlerin oluşması için masum kanların akacağı, gözyaşlarının sel olacağı ve fırtına bittikten sonra da kaybedecek ve gelecekleri esir alınacak kişilerin de her zamanki gibi bölgenin masum insanlarının olacağı kesin. Tabii, herkesin inanışı ve değerlendirmesi kendine. Bu yeni oluşumda Kıbrıs’ın ne olacağı pek belli değil. Küçüklüğünden dolayı dikkate bile alınmamış. Şimdilik!
HABERLER
15 saat önceHABERLER
15 saat önceKÖŞE YAZARLARI
4 gün önceKÖŞE YAZARLARI
9 gün önceKÖŞE YAZARLARI
15 gün önce