Bilindiği gibi Batı Trakya Türkleri 1363 yılında Sultan 1.Murat döneminde Batı Trakya’ya yerleşmeye başladılar. Bunun öncülüğünü ise Lala Şahin Paşa ile Gazi Evrenos Bey yapmışlardır. Batı Trakya Türkleri 1920 yılına kadar bu topraklar üzerinde güzel günler geçirmişlerdir. Türk-Rus, Balkan Savaşları, Bulgar işgali (1912–1918) çileli ve zor zamanlarımızdır. Tarihte ilk Türk Cumhuriyeti (31 Ağustos 1913) burada kurulmuştur. Bulgarlar, Balkan Savaşı’ndan sonra, Batı Trakya’da 1. Dünya Savaşı’na kadar kalmışlardır. 1. Dünya Savaşı’nı kazanan İtilaf Devletleri adına (İngiltere, Fransa ve İtalya) General Sharpi komutasındaki Fransız ordusu Batı Trakya’yı işgal etmiştir. Bu dönemde uluslararası bir yönetim kurulmuştur. Batı Trakya’nın başında General Sharpi bulunmaktadır. General Sharpi Wilson prensiplerine uygun olarak (Bölgede hangi millet ve dine mensup çoğunluk varsa, yönetimi o çoğunluğa teslim etmek) Fransa’ya bağlı, içişlerinde serbest manda sisteminde bir “Türk Devleti” kurulmasını sağlamaktı. Bunun için Batı Trakya’da plebisit yapılması öngörülmüştü… Plebisit iki dereceli olarak hazırlanmıştı. Önce temsilciler halk tarafından seçilecek, daha sonra seçilmiş olan temsilciler Batı Trakya’nın kaderini oyları ile tayin ve tespit edeceklerdi. 12 Mayıs 1919 da temsilciler seçimi yapılmış ve seçilmesini arzuladıkları kişiler (Peştereli Tevfik Bey, Hakkı Bey, Bekir Sıtkı Efendi, Avukat Mustafa Efendi, Hasan Tahsin Argun) kazanamamıştır. Yapılan seçimde, 5 Türk (1. Hafız Galip 2. Tabak Halil Ağa 3.Ortacılı Ali Bey 4. Karamusalı Osman Ağa 5. Hacı Yusuf), 1 Yunan (Nikolau Zoidis), 1 Bulgar (Petko Dacef) ve 1 Yahudi (Muiz Karasu) temsilci seçiliyor. Seçim esnasında davullar zurnalar “Annem beni yetiştirdi bu yerlere yolladı” marşını çalıyormuş. Seçilen bu 8 temsilci, Batı Trakya’nın kaderini tayin edeceklerdi. O tarihte Batı Trakya’da yüzde 87 oranında ezici bir Türk çoğunluğu vardı. Halkın bütün isteği 1913’te olduğu gibi bağımsız “Batı Trakya Türk Devleti” kurmak idi. Eğer bu gerçekleşemezse, o zaman General Şarpi’nin önerdiği şekilde, politik bakımdan Fransa’ya bağlı içişlerinde serbest “Manda şeklinde” bir “Türk Devleti” kurulmasını tercih ediyorlardı. Türk milli çıkarlarına en uygun olanı, 1.plânda ifade edilen bağımsız “Türk Devleti” idi. 2. plânda, Fransa’ya bağlı bir “Türk Devleti” kurulmasını öngörüyordu.
YUNANLILAR LEHİNE OY KULLANAN TÜRKLER
Fakat ne yazık ki, milliyetçi vatanseverlerin tüm çabaları boşa gitmiş, her nedense gerçekleşememiştir. Bu arada Bulgar ve Yunan temsilcileri de boş durmayıp Batı Trakya’yı kendi topraklarına katmak için çeşitli girişimlerde bulunmuşlar. Bu çalışmalarda Yunanlı temsilci Nikolau Zoidis ile Vamvakas, Türklere birçok vaatler vermiştir… 13 Mayısı 14 Mayıs’a bağlayan gece, aklı başında olan Batı Trakyalı Türk’ün gözüne uyku girmemiş… Herkes şüpheliydi. Fakat yine de temsilcilerin, Yunanlıları tercih edeceklerine ihtimal vermiyorlardı…
14 Mayıs 1919 Batı Trakya Türklerinin kaderi bugün tayin edilecekti… Seçilmiş olan temsilciler, Mutasarrıflıkta (Osman Paşa tarafından yaptırılmış, şimdi istinaf mahkemesi olarak kullanılan bina, o zaman kaymakamlık konağı imiş) toplanacaklar ve Batı Trakya’nın kaderini tayin edeceklerdir. Halk sonucu öğrenmek için, sabırsızlanıyordu. Az sonra belediye başkâtibi Şerafettin Bey balkona çıkarak şunları söylemiş. “Hemşerilerim, temsilcilerimiz Yunanlılar lehine oy kullanmışlardır.”
HALK SOKAKLARA DÖKÜLDÜ
“Türk-Fransız yönetimi 3. Yunan yönetimi 5 oy aldı. Türk-Fransız yönetimine oy verenler Hacı Yusuf, Musevi Mois Karasu, Bulgar Petko Dacef’ti. Öbür dört Türk ve bir Yunanlı, Yunan yönetimini kabullendiler. ”Halk şaşırıp kalmıştı. Bu olay protesto edilmiş. Batı Trakya Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti halkı mitinge davet etti. Miting, Softalar Medresesi bahçesinde yapıldı. Mitinge tahminen 8 bin kişi katıldı. Bu arada Eski Cami’de Hancı Mehmet Efendi tarafından hazin bir salâh okunuyordu. Camii’nin şerefesinden siyah bir bayrak, Türk halkının matemini ilân ediyordu. Kalabalık halk kitleleri sokaklara dökülmüş… Ama ne çare ki, olan olmuş, torbalar dolmuştu. Sonuç hazindi. Batı Trakya Türk’ün kaderini çizen o gün halkımızın bir matem günüdür. Güzel Batı Trakya’mızın, Yunan egemenliğine geçişi 27 Kasım 1919 tarihinde Paris yakınlarında Neull’de yapılan anlaşma ile olmuştur. İşgal tarihi 14 Mayıs 1920’dir. 1920’nin 24 Mayıs sabahı, General Zıverakis komutasındaki Yunan ordusu Gümülcine’ye girmeye başladı. Yapılan bu anlaşmayı ve Yunan işgalini kabul etmeyen milliyetçiler Hemetli Köyüne giderek, orada Peştereli Tevfik Bey başkanlığında dördüncü ve son “Batı Trakya Türk Hükümeti”ni kurdular. Kurulan hükümet sayesinde Yunanistan’ı büyük devletlere şikâyet ettiler. Bu hükümetin Devlet Başkanı Peştereli Tevfik Bey, İkinci Başkanı Bekir Sıtkı, Adalet Bakanı Bekir Sıtkı, Dışişleri Bakanı Mahmut Nedim, İçişleri Bakanı Hasan Tahsin (Argun), Maliye Bakanı Sabri (Tüten), Evkaf Bakanı Mustafa (Doğrul), Genel Kurmay Başkanı Yüzbaşı Fuat (Balkan), Genel Kurmay ikinci Başkanı Teğmen Fahri (General Özdilek) Beylerdi. Savaş yapmadan masa başında elde edilen bu egemenlik; kurtuluş günü olarak, her sene 14 Mayıs, resmigeçitlerle, çılgın eğlencelerle, kutlanmaktadır. Yunanlılar için bayram günü, bizim için ise matem ve kara gündür. Çünkü biz daha hâlâ orada yaşıyoruz ve yaşayacağız… 24 Temmuz 1923 Lozan Antlaşması ile resmi Azınlık statüsü kazanan Batı Trakya Türkleri, usanmadan, yılmadan, haklı mücadelelerini ve yaşamlarını bu topraklarda devam ettirmektedirler…
Geçmişini unutan topluluklar, geleceğin zorluklarına karşı koyabilecek gücü, kendilerinde bulamazlar. Millî ve dini hürriyetlerini kaybeder ve dağılırlar…
Şimdi uyanma vaktidir… Yarın, uyuyan milletler, uyanan milletlerin ayakları altında ezileceklerdir.
BALKAN YEMEKLERİ
17 saat önceHABERLER
9 gün önceKÖŞE YAZARLARI
19 gün önceHABERLER
05 Kasım 2024