1.Dünya Savaşı esnasında Osmanlı Devleti Kuzey Afrika, Ortadoğu, Mezapotamya, Anadolu, Kafkasya bölgelerinde devasa toprak kayıpları yaşadı. Bu kayıplar her ne kadar trajik olsa da, savaşarak bir direniş mücadelesi sonucunda kaybedilmişlerdi. Fakat bu 4 yıllık büyük harp döneminde elden çıkan bir Osmanlı toprağı var ki, coğrafi büyüklük itibariyle pek dikkat çekici olmasa da kaybediş hikayesi itibariyle tüm kayıplardan daha acı; bugün Yunanistan sınırımızda karşıdaki küçük ilçe ”Dimetoka”.
Dimetoka yukarıdaki Yunanistan haritasının Türkiye kara sınırını oluşturan Evros ilinin doğu ucunda yer almakta. O yıllarda Osmanlının batıdaki tek kara sınır komşusu ise Bulgaristan. Edirne, Kırklareli ile birlikte Dimetoka Osmanlı-Bulgar sınırını oluşturuyor.
Dimetoka’nın elden çıkışı diğer topraklarımızın aksine işgal ya da başarısızlıkla sonuçlanan bir savunma savaşı ile değil, bir antlaşma ile olmuştur, hem de müttefikimiz Bulgaristan ile yapılan 1915 Osmanlı-Bulgar Hudut Tashihi antlaşması ile. Çanakkale Savaşları başladığı tarihte Bulgaristan tarafsızlığını korumakta, bir yandan da, diğer Balkan ülkeleri gibi hem Almanya hem de itilaf bloğu tarafından büyük bir istekle savaşa sokulmak isteniyordu. Bulgaristan ise 2.Balkan harbinde Romanya, Yunanistan ve Sırbistan’a kaptırdığı toprakları geri kazanmak için, savaşın galip tarafını kestirip, kazanan tarafta yer bulmaya çabalıyordu. Osmanlı’nın Çanakkale Savaşında büyük ve başarılı bir direnç göstermesi Bulgaristan’ın o güne kadar ki tarafsız duruşunu Alman bloğu yönünde bozma fikrini güçlendirdi. Bulgaristan 2.balkan savaşından sonra iyi ilişkiler geliştirmekte olduğu Osmanlı Devleti’nin, Çanakkale ve Boğazlar bölgesinde devam etmekte olan direnişinden etkilenmişti, ayrıca güçlü İtilaf devletleri’nin Çanakkale ve boğazları alması , Bulgaristan’ın sınır güvenliğini tehlikeye düşürüyordu. Bununla beraber Osmanlı kuvvetleri her ne kadar başarılı olsa da, İngiliz ve Fransızların mükemmel ikmal kabiliyetine sahip oluşları sebebi ile kesin zafer elde edilmediği sürece, durumun Çanakkale’de tekrar İngiliz-Fransız lehine döneceğinden şüphe duymuyordu. müttefik Almanya ve Avusturya’dan gelecek asker ve mühimmat desteğinin Çanakkale cephesinin kapanması için elzem olduğu düşüncesi hakimdi, bu da ancak müttefik ülkelerle köprü vazifesi görecek Bulgaristan’ın savaşa katılımıyla mümkün olacaktı. Bulgaristan ile aynı safta yer almak, hem Balkanlardan, İstanbul’a gelecek ve büyük ihtimalle durdurulamayacak bir saldırı tehdidini ortadan kaldıracak, hem de Almanya ve Avusturya-Macaristan ile kara bağlantısı oluşacak böylece, lojistik açıdan büyük bir avantaj elde edilmiş olacaktı. özetle zayıf Bulgaristan’ın bizim tarafımızda savaşa katılması hayat memat meselesiydi. Bulgaristan cephesinden bakıldığında ise, savaş meselesi hiçbir zaman Osmanlının aksine bir ölüm-kalım anlamı taşımadı. Bulgaristan’ın yegane amacı, Rumenler ve Yunanlara kaptırdığı yerleri geri almak ve bir gurur meselesi yaptıkları Makedonya hakimiyetini sağlamaktı.
Hal böyleyken bilhassa Anafartalar zaferinden etkilenen Bulgaristan ile anlaşma görüşmelerine başlandı. Kozların elinde olduğunu bilen Bulgaristan aşırı isteklerde bulunup Edirne, Kırklareli vilayetlerini de kapsayan yeni bir sınır belirlenmesini istedi, bu yüzden görüşmeler pek çok kez sonuçsuz kaldı. Nihayet 6 Eylül 1915 tarihinde, Sofya’da nihai bir antlaşmaya imza atıldı. Buna göre; Dimetoka ve çevresini kapsayan toplam 2600 kilometrekarelik bölge (günümüzde Edirne’nin 1/3’ü) Bulgaristan’a bırakılmış, karşılığında ise Bulgaristan İttifak blogunda savaşa katılmayı, toprakları üzerinde diğer müttefik ülkelerin silah ve diğer her türlü ulaşım araç-gereç geçişlerine izin vermeyi kabul etti. Bu antlaşma İngiliz-Fransız birliklerinin Çanakkale’den kesin olarak çekilme kararı almasını hızlandırdı, Almanya ve Avusturya’dan bir kaç parça modern top ve motorun Gelibolu’ya sevkini sağladı. Ancak bu kısmi faydalar gelip geçici hükmündeydi, Dimetoka’ya veda edişimiz ise kalıcı.
Neden mi?
Bu antlaşmadan yaklaşık 3 yıl sonra, büyük resimde kaybeden taraftaydık ve Osmanlı idarecilerinin, savaş sonunda nasıl olsa dengeler değişir, tekrar verdiğimiz toprağı alırız düşüncesiyle Bulgarlara hediye ettiği ve bir dönem Osmanlıya Rumelide başkentlik yapmış olan Dimetoka Neulliy Antlaşması ile Bulgaristan’dan alınıp Yunanistan’a bırakıldı. Şehit kanıyla sulanmadan hiçbir toprak kaybedilmez ezberini bu küçük Osmanlı şehri bozup tarihte izini bıraktı.
ARAŞTIRMA-İNCELEME
1 gün önceBALKAN YEMEKLERİ
3 gün önceBALKAN YEMEKLERİ
3 gün önceHABERLER
5 gün önceHABERLER
10 gün önce