DOLAR 34,5409 0.17%
EURO 36,0426 -0.55%
ALTIN 3.007,171,54
BITCOIN 34226561.13868%
İzmir
18°

PARÇALI BULUTLU

SABAHA KALAN SÜRE

416 okunma

Şiyak: Makedonya göçmenleri bu kitabı okumaya doyamayacak

ABONE OL
03/09/2020 00:58
0

BEĞENDİM

ABONE OL

rp-olarak-konacak-lber-iyakManisa Makedonya göçmenleri için çok önemli bir haftaya girmiş bulunmaktayız. Nedenini soracak olursanız, 1955 yılında yaşanan ve çoğunluk olarak Türkiye’ye yapılan “Büyük Göç” sonrası İzmir, Manisa, Bursa ve ülkemizin diğer kentlerine yerleşen hemşerilerimiz, Makedonya’daki akrabalarını, topraklarını, tarihlerini, mutluluklarını, acılarını, gelenek ve göreneklerini geride bırakmak zorunda kalmışlardı. 55 yılı aşkın geçen zaman dilimi içinde, Makedonya’da kalan yakın akrabalar ile karşılıklı ziyaretler mevcudiyetini halen korumaktadır. Fakat Makedonya’dan göç eden hemşerilerimizin tarihleri başta olmak üzere, Türkiye’ye göç’ün nedenleri, dini kökenlerimiz, Asimilasyon döneminde atalarımızın çekmiş oldukları acılar, ağızdan ağza dolaşmasına rağmen, sağlıklı bir şekilde kayıt altına alınamayan yine de ekonomik şartlar zorlanarak yapılmaya çalışılan gelenek ve göreneklerimiz, folklor’umuz, şarkılarımız ve türkülerimiz nelerdir? Sorularına aradığımız cevapları çok şükür bulacağımız bir kitap, Manisa’da araştırmacı yazar İlber Şiyak tarafından kaleme alındı. Kitabımızın ismi “Makedonya Reka’lar kazasında Türk izleri”

 

 

 

 

 

 

 

Siz değerli Balkan Günlüğü Gazetesi okurları için Sayın İlber Şiyak ile kitap hakkında küçük bir söyleşi yaptım.

Sayın Şiyak, söyleşiye başlamadan önce kısaca kendinizden bahseder misiniz?

Makedonya’nın Jirovnisa köyünde dünyaya geldim. Çocukluk yıllarım bu köyde geçti. 1960 yılında Manisa’ya göç ettim. İkisi kız biri erkek olmak üzere 3 çocuk babasıyım. Ayrıca 5 tane de torunum vardır.

Sizin Balkan müziklerine karşı büyük ilginiz olduğunu da biliyorum, Kitap ile ilgili sorularıma geçmeden önce bu konu hakkında neler söylemek istersiniz?

Balkan müziklerine karşı çok büyük bir ilgim vardı. Yakın arkadaşlarım olan Şaban Kaya ve Hasan Bahçe ile birlikte 1980 yılında bir saz ekibi kurduk. 1985 yılında TRT İzmir Radyo Müdürlüğü’nün açmış olduğu amatör sesler yarışmasında, Rumeli sanatçısı olarak 100 üzerinden 97 puan alarak birinci olduk. 1982 yılında ses sanatçıları Arif Şentürk, Soner Özbilen ve Fuat Erenoğlu ile tanıştım. Onlarla birlikte çeşitli zaman dilimleri içinde Bursa, Manisa ve İstanbul’da sahneye çıktım. 1992 yılında kurucu üyeleri arasında yer aldığım Manisa Mak-Göç Derneği’nin 2002 yılına kadar her türlü müzik ve folklor oyunları ile ekiplerinin hazırlanması görevlerini aralıksız olarak yürüttüm.

Bu kitabı yazma fikri sizde ne zaman ve nasıl oluştu?

2002 yılında sağlık sorunlarından dolayı, aktif olarak müzik ve halk oyunları eğitmenliğini bırakmak zorunda kalmıştım. 2005 yılında ise 30 yıllık birikimlerim olan ve atalarımızın öncesi ve sonrası ile Rumeli’deki yaşamları, tarihleri, gelenek ve görenekleri ile yaşadıkları acıları araştırıp bir kitap haline getirmeye çalıştım. Tek düşüncem, burada yaşayan hemşerilerimizin çocuklarına ve torunlarına kalıcı bir eser bırakabilmekti. Şükürler olsun ki rabbime bugünleri gösterdi bana…

Kitapta bahsi geçen “Reka”nın anlamı nedir?

Reka, Makedonca bir sözcük olup, kelime anlamı “ırmak”tır. 2080 metre rakımlı Korab dağının “Malkorab” yani (Küçük korab)ın zirvesindeki kar sularının ve kayadan çıkan bir kaynaktan önce aşağı toprağa süzülen ve eşsiz güzelliklere sahip Radika kanyonunun içinden coşkulu bir şekilde akıp giden Radika nehrinin Tanuşayne köyünden başlayarak Debre de Struga dan gelen ve “Kara dirim” nehri ile birleştikten sonra Arnavutluk toprakları, oradan da Durus kentinden Adriyatik denizine kadar dökülen bu nehrin etrafında sağlı-sollu, bir çok köyün birlikte getirdiği bir coğrafi olgudur. Reka bölgesi Dolna Reka (Reka-i Zir)ve Gorna Reka(Reka-i Bala) olarak ikiye ayrılır. Kitabımda bunlarla ilgili Osmanlı arşivlerinden bulduğum belgeleri daha ayrıntılı olarak takip edebilirsiniz.

REKA VADİSİ’NDE YAŞAYANLAR
Manisa’da bu Reka vadisinde bir dönem yaşamış olup ta göç edenler hangi köylerde yaşamışlardır?

Bunları iki kısımda değerlendirmekte fayda var. Birincisi, Dolna Reka yani Aşağı Reka vadisinde Merkezi Trebişte olan, Rostuşe, Velebardo, Bituşe, Prisenica, Yançe, Skudrunye başlıca köylerdir. İkinci olarak Gorna Reka, yani yukarı reka adını verdiğimiz merkezi jirovnisa olan, Boletin, Viduşe, Vrbyane, Sence; Trnica, Mavrovo, Galiçnik ve Taşuyane köylerinden ibarettir. Manisa’da genellikle Jirovnisa, Boleten, Viduşe, Yance, Varbyane köylerinden göç edenler bulunmaktadır.

Kitabınızı incelediğimde çeşitli Osmanlı arşivleri gözüme çarptı. Bu belgelere nasıl ulaştınız?
Kitabımın arka sayfasında, kitabımın hazırlanması esnasında faydalandığım tüm kaynak eserlerin isimlerini tek tek yazdım. Sayısı oldukça fazla… Osmanlı arşivleri ile ilgili belgeleri, “TC Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, Osmanlı Arşivleri Daire Başkanlığı’nın, Osmanlı yönetiminde Makedonya eserinde fazlasıyla bulabilirsiniz.

Kitabınızda Rekalar kazasının sosyal, kültürel ve tarihi oluşumundan çok geniş bir şekilde bahsetmişsiniz.  Bunlara ilaveten halk kültürümüz ve özellikle folklor ve sosyal yaşantımız içinde her zaman yer almış olan geleneksel özel günlerimiz ve adetlerimiz günümüzde ne şekilde uygulanmaktadır?

Gelenek ve görenekler bir toplumun hayatına renk katan en önemli kültürel öğelerinden birisidir. Farklı etnik kimliklere sahip toplumların, çok eski tarih dilimlerinden başlayarak bugüne kadar gelmiş ve halen uygulanmakta olan çeşitli gelenek ve görenekleri mevcuttur. Manisa’da yaşayan hemşerilerimiz, ekonomik durumları elverdiği sürece atalarımızın Makedonya da uyguladıkları gelenek ve görenekleri burada da yaşatmaya çalışmaktadırlar. Artıları ve eksileri ile “Geleneksel özel günler ve Adetler bölümünde bu konuya çok geniş olarak yer verdim.

Asimilasyon dönemi desem ne söylemek isterdiniz?

Atalarımızın Makedonya’da yaşamış olduğu en sıkıntılı dönemlerdir. Kitabımı yazarken en çok duygulandığım ve zorlandığım bölüm burası olmuştur.  Din değiştirmek için yapılan baskılar ve zorlamalar çekilen acılar ve zorluklar… Bu bölümdeki dikkat edilecek en önemli husus,  değerli okurlarımızın ve hemşerilerimizin yıllardır “ biz kimiz” sorularına en net cevapları “Asimilasyon dönemi” içindeki bilgilerde bulacaklarını düşünüyorum.
Tarihini tam hatırlamıyorum ama,  daha kısa olarak gelenek ve göreneklerimizden “Düğün yemeklerimiz”,” Pırviçe ve Cekalen” ile ilgili iki yazıyı köşeme taşımıştım. Kitabınızdakileri okuyunca benim yazdıklarımın biraz eksik kaldığını gördüm…
Bu sadece sizinle ilgili bir konu değil İzzet Bey. 1955 ve sonrası göç eden büyüklerimiz, bir yandan yaşam mücadelesi içinde yoğrulurken, bir yandan da ciddi dil problemleri ile karşılaşmışlardır. Yeterli düzeyde eğitimlerini de tamamlayamadıklarından, geçmişten bugüne kadar yaşatılmaya çalışan gelenek ve göreneklerimiz, büyüklerimizden kulaktan dolma bilgilerle hep yaşatılmaya çalışıldı. Belki de hissettiğiniz küçük eksiklik bundan kaynaklanmış olabilir…
Kitabınızda o kadar farklı konular mevcut ki inanın size ne soracağımı şaşırıyorum. Yalnız kitabınızdaki en beğendiğim bölümlerden birisi de, Makedonca olan şarkıların her iki dilde açıklamalı ve öyküsü ile beraber değerlendirmiş olmanız fevkalade güzel olmuş.
Öncelikle bu güzel düşünceniz için size teşekkür ederim. Şu da bir gerçek ki, birçok hemşerimiz, özellikle yeni genç kuşak, Makedonca şarkı dinlemesine rağmen, sözlerinin ne anlama geldiğini maalesef bilmemektedir! Müziklerimiz, düğünlerde halaylar eşliğinde, mendil sallanarak oynanırken, acaba o parçada geçen sözlerin ne anlama geldiğini hiç düşünüyorlar mı?  Bence, artık düğünlerimizde daha sık olarak Makedonca sözlü parçalar söyleme ve oynama yerine Rumeli Türkülerine de daha fazla yer vermemiz gerektiğini düşünüyorum. Kitabın hazırlanmasından tutun da, Kültür Bakanlığı’ndan onay alınmasına kadar büyük katkıları olan çok değerli kardeşlerim Serkan Öngider ve Tolga Tunç Çalışkan ile Makedonya ile ilgili resimlerde büyük yardımları olan Mak-Göç kurucu başkanı sayın Cevdet Cömert’e de teşekkür ederim.

Sayın İlber Şiyak, bu kitabın devamı gelecek mi?

Allah kısmet ederse Türkiye de geçirdiğimiz son 50-55 yılın geniş özetini ve gerçek göç hikayelerini, hemşerilerimizin yaşamış olduğu çeşitli zorlukları içeren bir kitap daha yazmak istiyorum. Ayrıca size de destekleriniz için size de teşekkür ederim.

 

 

 

 

 

    En az 10 karakter gerekli


    HIZLI YORUM YAP