Kafkasya’nın Dinamikleri ve Karabağ Mevzusu

26 Nisan 2024 - 13:59

Kafkasya’nın Dinamikleri ve Karabağ Mevzusu

Son Güncelleme :

06 Mart 2021 - 17:30

946 okuma


(Last Updated On: 06/03/2021)

 

Mustafa Kökmen

 

Karabağ sorunu uzun süredir Azerbaycan ve Ermenistan arasında var olan bir mevzudur. Her ne kadar mesele salt Azerbaycan ve Ermenistan arasında görünse de Güney Kafkasya bölgesi bir çok aktörün aktif olarak politika ve planlar yaptığı bir coğrafyadır. Kafkasya’yı incelediğimizde Üç temel aktörün bölgede çıkar çatışması içerisinde olduğunu görmekteyiz. Elbette bu 3 temel aktör bölge halkları Azerbaycan, Gürcistan ve Ermenistan değildir. Güney Kafkasya’da mevzu bahis olan mücadele İran, Türkiye ve Rusya arasında gelişmektedir. Ancak bugün Güney Kafkasya’da sözü geçen devletin Rusya olduğu görülmektedir. Rusya tarih boyunca Kafkasya da en çok Ermenistan ile yakın olmuştur. Azerbaycan ve Gürcistan’a karşı bir denge oluşturmak ve Kafkasya dengesini korumak amacıyla bu şekilde politikalarını oluşturmuştur. Diğer bir neden ise Ermeniler ve Ruslar arasında elbette ortak din birliği vardır. Rusya bu şekilde davranarak kendi hegemonyasını uzun yıllar Kafkasya’da sürdürmüştür. 19. Yy. Dan bu yana  özellikle daha güçlü olarak Ermenistan milliyetçiliği ve aşırı sağcı fikir akımları bölgede hareket alanı bulmuştur. Sovyetler döneminde, Ermenistan’da yaşayan Ermeniler ve Dağlık Karabağ bölgesinde yaşayan Ermeniler Karabağ bölgesinin kendilerine ait olduğunu belirtmiş ve Sovyetler Birliği’nden Karabağ’ı Ermenistan’a vermelerini talep etmişlerdir. Sovyetlerin yıkılması ile birlikte Azerbaycan Sovyet etkisi ve baskısından çıkmış ve yeni bir dönem başlamıştır. Bu dönemde bölgede Ermeniler sürekli olarak çatışmalar, yağmalamalar,  katliamlar yapmıştır. Bugün hala daha hafızalarımızda yer alan “Hocalı Katliamı” bunlardan yalnızca  bir örnektir. Sovyetler dağılana kadar Azerbaycan ve Ermenistan arasında çatışmalar, savaşlar olmuş ve Azerbaycan Karabağ’ı ciddi anlamda  sahiplenmeye başlamıştır. Ebulfeyz Elçibey ve Haydar Aliyev dönemlerinde Karabağ’ı alabilecek güçte ve gelişmişlikte olmasalar da fikir olarak Karabağ vizyonu varlığını sürdürmüştür. İlham Aliyev ile Azerbaycan 2010-2011 yıllarından bu yana Karabağ için gerekirse savaşabileceklerini belirtiyordu. Ve belirtildiği üzere İlham Aliyev döneminde Azerbaycan istediğini almıştır. Elbette bu başarı yalnız Azerbaycan’a ait değildir. Kafkasya’da bugün yoğun mesai harcayan Türkiye, savaş süresince bütün varlığıyla kardeş ülke Azerbaycan’ın yanında yer alarak savaşın seyrini değiştirmiştir. Dengelerin bu şekilde değişmesini isteyen Rusya ise Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki mevzuya olabildiğince mesafeli davranmış ve Güney Kafkasya’da yeni bir düzen ve denge kurmuştur. Tarihten bu yana Orta Asya ve Kafkasya bölgesinde Rusya’nın olmadığı bir oyun olmamıştır. Bugün ise Kafkasya’nın dinamikleri Türkiye ve Rusya’nın aktör olduğu bir denge içerisinde yer almaktadır. Türkiye tampon bölgede bugün Rusya ile birlikte yer almakta,  barış ve güvenliği sağlamaktadır. Bölge halkları Azerbaycan, Gürcistan ve Ermenistan arasında yeni lider şüphesiz Azerbaycan’dır. Ermenistan ise savaş sonrası yalnızca Karabağ’ı kaybetmemiş aynı zamanda kendi içinde siyasal istikrar ve düzenini kaybetmiştir. Paşinyan savaştaki başarısızlık dolayısıyla suçlu ve yetersiz görülmüş ve darbe ile tehdit edilmiştir. Türkiye diplomatik ilişkiler bağlamında bir darbeyi asla doğru bulamaz. Darbeler demokrasileri inkıtâya uğratan en kötü senaryodur. Bu anlamda Türkiye’nin bölgesel istikrarsızlık ve sorunlar yaşayan bir coğrafyada olması Türkiye’nin isteyeceği bir durum değildir.  21. Yy. İtibariyle Kafkasya’da yeni dinamikler oluşturuluyor. Karabağ savaşı bir dönüm noktasıdır. Sonuç olarak Türkiye bu oyunun içinde olacaktır. Türkiye’nin içinde olmadığı bir plan Kafkasya’da bu dönemde başarılı olamayacaktır. Türkiye ve Azerbaycan Güney Kafkasya’da dengeleri değiştiren yeni bölgesel aktörlerdir.

YORUM YAP

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.