DOLAR 32,6997 -0.17%
EURO 35,1904 0.28%
ALTIN 2.451,420,06
BITCOIN 20500381.717%
İzmir
33°

AÇIK

SABAHA KALAN SÜRE

99 okunma

Kirli olan Sadece Damacana Suları mı ?

ABONE OL
08/05/2013 15:41
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Geçen haftanın gündemi en çok meşgul eden konularından bir tanesi de  “Sağlıksız su” tartışmasıydı. Türkiye genelinde hizmet veren 250’nin üzerindeki su firmasının ürünleri üzerinde inceleme yapan Sağlık Bakanlığı, kendi internet sitesinde de isimlerini yayınlamış olduğu 114 su firmasının ürünlerinde
uygunsuzluk tespit ederken, 15 dolum tesisinin şartlarını uygun bulmayarak üretimlerini geçici olarak durduğunu açıklamıştı. Ben üretimleri durdurulacak su firması sayısının gün geçtikçe daha da artacağını düşünüyorum. Elbette bu konu hakkında bir hafta boyunca çeşitli ulusal gazetelerde birbirinden çok farklı konular ve fikirler yayınlandı. Peki kirli olan sadece damacana suları mı?
Evlerimizde kullandığımız suların ne kadar temiz olduğunu düşünüyorsunuz?
Hepimizin kafasında mutlaka bir kuşku oluşmuştur. Belediyeler, Halk Sağlığı Laboratuvarları şehrin su kaynaklarını ne kadar sıklıkla kontrol etmektedirler.
Diğer şehirleri pek bilmem ama Manisa’da çocukluk dönemlerinden bilirim. 
Hepimizin evlerinde birer çeşme bulunurdu. Buz gibi yayla suyu akar, kana kana içerdik. Sadece evler olsa, Manisa’da hangi cami önüne giderseniz gidin,
bir hayırsever tarafından yaptırılmış çeşme görürsünüz. Kontrolsüz bir şekilde akan bu yayla sularının hep tehlike saçtığını düşünürüm. Almanya’dan emekli bir hemşerimiz bir gün bu Cami çeşmelerinden bir numune almış kendi imkanları dahilinde tahlillerini yaptırmış. İşin ilginç yanı tahlil sonuçları olumsuz çıkmasına rağmen bu çeşmeler günümüzde bile halen kullanılmaya devam etmektedir.

 

KLORLANAN DEPOLAR

 

Yine çocukluk dönemlerimizde, Manisa Spil Dağı eteklerinde Manisa Belediyesi’nin su depoları vardı. Tam bir basketbol sahası büyüklüğündeydi. Sık sık oraya top oynamaya giderdik. Çoğu kez maç yaptığımız esnada belediye görevlileri gelir, su deposunun içine girer, suyun içine bir şeyler atar çıkarlardı. İlk zamanlar pek bir anlam veremiyorduk. Sonradan içme sularının klorlandığını öğrenmiştik. Her ne kadar ilk klorlama sonrası suyun kokusu biraz değişse de sağlık açısından çok önemli olduğunu ta o zamanlar öğrenmiştim! Askerlik sonrası sağlık teşkilatında işe başlamıştım. Bir dönem Halk Sağlığı Laboratuarı’nın altındaki Merkez Sağlık Ocağı’nda da görev yaptım. Bu görevim esnasında özelikle çetin ve yağışlı geçen kış aylarında yağan yağmurların şehir şebeke suyuna karıştığı çok olmuştur. Sağlık ocağında görevli sağlık memuru arkadaşım haftanın üç günü bize bağlı olan çeşitli bölgelerden ve özellikle yer evlerinden su örneklerini alır, Halk Sağlığı Laboratuarı’nda tahlillerini yaptırır tahlil sonuçlarını (Filyasyon raporlarını) İl Sağlık Müdürlüğü’ne gönderirdik. Çok tehlikeli sınırda olmasa da zaman zaman Filyasyon raporlarının olumsuz çıktığı da olmuştu. Bunun en büyük nedenlerinden bir tanesinin geçmiş yıllardan döşenmiş su dağıtım borularının deforme olmasına bağlıyorum. Son dönemlerde bir çok bölgede su dağıtım boruları değişmiş olsa da, nedendir bilinmez suyumuzda yine az da olsa kirlilik
meydana geliyor!!!  Bu da Manisa halkını hazır kullanmaya teşvik etmişti.
Son yıllarda sıkça açılan su dağıtım şirketleri şehrin her köşesine örümcek ağı gibi yayılmışlardı. Son olaylardan sonra su dağıtımı yapan bir hemşerimizle sohbet ettiğimde, geçen hafta içindeki su siparişlerinin yarı yarıya azaldığını ifade etmişti. Nedense dış etkenlerden ve olaylardan çabuk etkilenen bir toplumuz…O yüzden kendim bu tartışmalar içine hiç girmeden uzun zamandır evimde arıtma cihazı kullanıyorum… Senede bir kez bakımını yaptırıyorum…
Sizleri bilmem ama benim evimde su tartışması hiç ama hiç olmuyor…

    En az 10 karakter gerekli