Kumali Fıkra ve hikayeleri – 9

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

EŞEĞİME BİR SORAYIM

İyilikten pek anlamayan komşusu bir gün yine Kumali’ye:

-Komşu odun taşımak için yarın eşeğini yine verir misin?

-Vermesine veririm de, bir de eşeğe soralım bakalım. Seninle odun taşımaya gitmek isteyecek mi?

Komşusu hayretle:

-Nasıl olur. Hiç eşek senin dilinden anlar mı?

-Anlar, anlar. İstersen sen de gel. kendi gözlerinle gör diyerek, komşusunu ahıra götürür. Kumali eşeğin kulağına bir şeyler mırıl dar ve eşek sağa sola doğru başını sallayarak anırır.

-Bak gördün mü? eşek seninle gitmek istemiyor…

-Nedenmiş o?
Nedenini de sorayım diyerek Kumali yine eşeğinin kulağına bir şeyler mırıldanır. Eşek yine başını sağa sola sallayarak anırmaya başlar der ve:

– Eşeğim seni gerçekten istemiyor. Çünkü seninle daha önce odun taşımaya gittiğini ve hem onu sopa ile dövdüğünü ve hem bana da sövdüğünü söyledi!

KARISINA KIZMIŞ

Kumali, ev işlerine hiç el sürmediğini, diğer erkekler gibi kılıbık olmadığını ballandıra ballandıra arkadaşlarına anlatır ve sık sık onlarla dalga geçerdi.

Bir gün arkadaşları Kumali’yi evinin önünde halıları çırparken yakalar.

-Ne oluyorsun arkadaş? Halin ne böyle? diyecek oldular.

Kumali ise elindeki sopa ile, var gücüyle halılara vuruyor ve şöyle diyordu.

-Bugün, karım beni öylesine kızdırdı ki, ben de hıncımı bu halılara vura vura çıkarıyorum..

KORKU

Sabahın erken saatlerinde misafirlerini uğurlamaktan olan Kumali’yi gören dostlarından birisi sorar:

-Kumali sen neden misafirlerini her zaman taaa otobüs durağına kadar uğurlarsın?

Kumali cevap verir:

-Geri dönmelerinden korkuyorum dostum!

İYİ Kİ ÖLDÜN AMCA

Kumali Yakın akrabalarını ziyaret etmek için Bursa’ya bir seyahat yapmak niyetindedir. Ancak, karısı ve kayın validesi ” Bunca masraf yapacaksın, hem buruda bu kadar iş varken olmaz ” diyerek bu seyahate engel olurlar. Yine bu konu ile ilgili olarak münakaşa ederlerken telefon çalar. Telefonda karısı konuşur. Konuşur konuşmasına da lakin yüzündeki ifade birden değişir ve üzgün bir sesle:

-Amcam ölmüş, yarın cenazesi var.

Kumali birden ayağa fırlar ve sevinçle haykırır.

Helal amca yine yardımıma koştun. Ben Bursa’ya gelmek için ölüp ölüp dirilirken, iyi ki sen öldün. Yoksa Bursa’ya gelemiyordum.!

DAMIZLIK İNEK

Kumali bir gün çarşıda bir bayana kızarak ” damızlık inek” diye hitap eder. Bayan çok sinirlenir ve Kumali ile mahkemelik olurlar. Mahkemede Kumali ağır para cezasına çarptırılır. Bayan bu duruma çok sevinir. Kumali ile dalga geçercesine gülümseme ile kapıya  doğru yürür.

Kumali ” Bir dakika bekler misiniz” diyerek hakimin yanına yaklaşarak:

-Hakim bey, cezamı kabul ediyorum, fakat gerçekten bir hanıma “inek” demek suç mudur?

-Evet bir hanımefendiye ” İnek ” demek hakarettir.

-Peki hakim bey, bir ineğe hanımefendi desek, bu da suç mu sayılır?

Hakim biraz düşündükten sonra:

-Hayır, bu nazikane bir tavırdır.

Kumali Hakim bey’in bu sözünden sonra bayana dönerek:

-Güle güle hanımefendi. Şimdi gidebilirsiniz diyerek nazik hane bir şekilde bayanı uğurlar.!

NASIL İSTERSENİZ?

Kumali bir şirkete tercüman olarak alınmıştır. İlk gün patronu kendisine bir tercüme vererek:

-Ben çıkıyorum. İki saat sonra döneceğim. O zamana kadar tercüme hazır olmalı.

Kumali tercümeyi yapar. Güzel kağıtlara temize geçirir ve patrona götürür. Patron Kumali’nin elindeki kağıtları görünce, biraz titiz davranarak:

-Şu kaliteli kağıtları her yere ziyan etmeyin yavrum. Bunları değerli kişilere yazı yazdığımız zaman kullanın.

Kumali cevap verir:

-Nasıl isterseniz efendim. Ancak ben sizin de çok  değerli biri olduğunuzu düşündüğüm için bu kağıtlara yazmıştım.

Not: Kumali fıkra ve hikayeleri Yazar Nihat Altınok’un Av Hikayeleri isimli kitabından izin alınarak alıntı yapılmıştır.