Saygıdeğer okurlarım; Öncelikle şu hususu kesin olarak bilinmesinde
yarar olduğunu düşünüyorum. Bizlerin, Türkiye’ye göç etmiş olan hemşerilerimizin Rumeli’den gelmiş oldukları ülkeler ile yakın akrabalık
bağları her zaman varola gelmiştir. Bu itibarla geride bıraktıklarımız,
bizim ciğerimizin yarısıdırlar. Rumeli’de geride bıraktığımız kardeşlerimize ilgi duymak, onların her halleriyle ilgilenmek ve geçmişten geleceğe uzanan kültürel varlıklarımızı araştırıp yaşatmak ve paylaşmak bizlerin asli görevlerinden biridir. Ben böyle düşünüyorum. Zira benim akrabalarımın yarısı bu günkü Makedonya’da yaşamaktadırlar. Bizlere ait olan kültürel objelerimizi, gelenek ve göreneklerimizi bizden sonraki kuşaklara aktarmak zorundayız. Çocuklarımız ve torunlarımız kim olduklarını, nerede yaşadığımızı ve neden göç ettiğimizi iyice bilmek zorundalar. Bu itibarla bu konuda az da olsa bir katkım olduysa
ne mutlu bana. Şubat 2011 tarihinde yazmış olduğum; MAKEDONYA REKALAR KAZASINDA TÜRK İZLERİ, isimli kitabım yayınlandığı günden bu yana, gerek yurt içinden siz değerli hemşerilerim ve gerekse yurt dışında yaşayan kardeşlerimizin bana en çok sordukları soruların başında; Hocam, biz Torbeşler kimleriz?
BÖYLE BİR IRK VE KAVİM YOK
Bakınız değerli okurlarım; Öncelikle şu hususu açıkça belirtmek isterim ki, dünyada Torbeş – Pomak ve Potur diye bilinen bir etnik
ırk ve kavim yoktur! 4. yüzyılın başından itibaren batıya doğru ilerleyen Hunlar,
376 yılında Volga ırmağını geçerek, Balkanlar’da yerleşmeye başlamışlardır.
Attila önderliğindeki Hunlar, zamanla güçlerini kaybedince Slav göçlerini takip eden Türk Boyları, bölge halkının arasında asimile olmuşlardır. Osmanlı’nın Balkanlar’ı fethinden sonra, Türk örf ve ananelerine uygun olarak yaşamaya başlamışlardır. Şehirlerde ve ovalarda yaşayanlar, kısa sürede Türkçe’yi
öğrenip konuşmaya başlamışlar ve Türk – Yörük topluluklarına karışıp yaşamlarına devam etmişlerdir. Fakat Özellikle, Makedonya’nın Batısında dağlık kesimlerde Türkçe tam olarak yaygınlaşamamıştur. Bu bölgede özellikle; Osmanlı Devleti’ne 400 yıldan fazla bir süre sadakat ile bağlı olan kardeşlerimize ve bizlere, Osmanlı’nın bölgeyi terk ettiği 1912 yılından sonra, Sırp Krallığı tarafından sistemli olarak uygulanan asimilasyon politikaları neticesinde bölge halkına önce Türkçe unutturulmuş, ardından; bir torba hurda (çökelek) karşılığında ve kılıç zoru ile Müslüman oldukları söylenerek, aşağılarcasına bu özde Türk- İslam soyundan gelen kardeşlerimize,
Torbeşler demeye başlamışlardır. Bölge halkının 500 yılda tam 6 kez soyadları ve etnik kimlik ibareleri değiştirilmiştir. Halbuki; Osmanlılar bölgede yaşayanları, Slavların iddia ettikleri gibi, kılıç zoru ile Müslümanlaştırmış olsalar idi, günümüzde bölgede bırakın insanları, horozlar dahi Allahuekber derlerdi !!! Oysa bölgeyi tanıyanlar gayet iyi bilirler ki, zorla Müslümanlaştırmayı bırakın, bilakis Osmanlı bölgede yaşayan Hıristiyan ahalinin, Manastır ve kiliselerini onarmış, ibadetlerine açık tutmuş ve kendilerine her türlü dini özgürlüklerini tanımıştır. Bizler; Makedon olsaydık,
atalarımız neden Makedonlardan baskı ve zulüm gördüler? Ben 60 yaşıma geldim, Makedonya’ya defalarca gittim. Ammaaaaa…. Hem Makedon olup,
hem de Müslüman olana hiç rastlamadım. Önce 1945’te kabul edilen ve 1968 yılından itibaren de Yugoslavya Devleti tarafından uydurulan, Makedonski Muslimani safsatasına da hiç inanmıyorum. Atalarımız neden göçe zorlandılar?
İşte asıl düşünülecek mesele budur. Şu hususu da iyi bilmek gerekir. Bölgede;
Osmanlılar’dan önce Hıristiyanlar yaşamaktaydı.
OSMANLI ASKERLERİNİN TORUNLARI
Reka Bölgesi’nden örnek vermem gerekirse, köylerdeki Hıristiyanlardan bazılarının İslamiyeti kabul ettiklerini ve bizlere karıştıklarını, bazı Makedon ve Türk Tarihçiler ise; Burada askerlik yapan Osmanlılar ‘dan bazılarının bu köylerdeki Makedon kadınlar ile evlendiklerini ve bu evliliklerden doğan çocuklarını Torbeş diye nüfus kütüklerine yazdırdıklarını iddia etmektedirler. Makedonya’da Torbeşler genellikle; Şardağ – Korab – Bistra – Deşat -Stogovo -Kırçin dağları arasında ve Köprülü ( Veles ) -Prilep- Debre – Struga – Gostivar – Kalkandelen ( Tetovo), Tikveş- Kavadartsi ve Üsküp civarında yoğun olarak yaşamaktadırlar. Bulgaristan ‘da Pomak olarak adlandırılmaktadırlar. Özellikle Balkan Harbi’nden sonra bu insanlar, kendilerini TÜRK hissettiklerinden dolayı Slavlaşmayı kabul etmeyerek, ölümü göze alarak, gizlice ve kitleler halinde TÜRKİYE’ ye göç etmişlerdir. Balkan Savaşları sırasında sadece; Tikveş bölgesinden 24 Torbeş köyü göç etmiştir. 18 bin kişilik Türk nüfusa sahip olan Tikveş bölgesi göçler sonrası, 1931 yılında 4 bin 100 ‘e, günümüzde bu sayı 452’ye düşmüştür. 19. yüzyılda 8 bin 605 olan Torbeş nüfusu, 1931’de 3 bin 166’ya, günümüzde ise yok denecek sayıya gelmiştir. Bu örnek sadece Tikveş bölgesine aittir. 1958 – 1962 yılları arasında Rekalar bölgesinden yoğun bir göç yaşanmıştır. Kısaca; hiç kimse durup dururken göç etmez !!! İşte böyle değerli okurlarım..! Bu gerçekleri bilmemiz gerektiğine inanıyorum.!
Saygıdeğer okurlarım; Öncelikle şu hususu kesin olarak bilinmesinde
yarar olduğunu düşünüyorum. Bizlerin, Türkiye’ye göç etmiş olan hemşerilerimizin Rumeli’den gelmiş oldukları ülkeler ile yakın akrabalık
bağları her zaman varola gelmiştir. Bu itibarla geride bıraktıklarımız,
bizim ciğerimizin yarısıdırlar. Rumeli’de geride bıraktığımız kardeşlerimize ilgi duymak, onların her halleriyle ilgilenmek ve geçmişten geleceğe uzanan kültürel varlıklarımızı araştırıp yaşatmak ve paylaşmak bizlerin asli görevlerinden biridir. Ben böyle düşünüyorum. Zira benim akrabalarımın yarısı bu günkü Makedonya’da yaşamaktadırlar. Bizlere ait olan kültürel objelerimizi, gelenek ve göreneklerimizi bizden sonraki kuşaklara aktarmak zorundayız. Çocuklarımız ve torunlarımız kim olduklarını, nerede yaşadığımızı ve neden göç ettiğimizi iyice bilmek zorundalar. Bu itibarla bu konuda az da olsa bir katkım olduysa
ne mutlu bana. Şubat 2011 tarihinde yazmış olduğum; MAKEDONYA REKALAR KAZASINDA TÜRK İZLERİ, isimli kitabım yayınlandığı günden bu yana, gerek yurt içinden siz değerli hemşerilerim ve gerekse yurt dışında yaşayan kardeşlerimizin bana en çok sordukları soruların başında; Hocam, biz Torbeşler kimleriz?
BÖYLE BİR IRK VE KAVİM YOK
Bakınız değerli okurlarım; Öncelikle şu hususu açıkça belirtmek isterim ki, dünyada Torbeş – Pomak ve Potur diye bilinen bir etnik
ırk ve kavim yoktur! 4. yüzyılın başından itibaren batıya doğru ilerleyen Hunlar,
376 yılında Volga ırmağını geçerek, Balkanlar’da yerleşmeye başlamışlardır.
Attila önderliğindeki Hunlar, zamanla güçlerini kaybedince Slav göçlerini takip eden Türk Boyları, bölge halkının arasında asimile olmuşlardır. Osmanlı’nın Balkanlar’ı fethinden sonra, Türk örf ve ananelerine uygun olarak yaşamaya başlamışlardır. Şehirlerde ve ovalarda yaşayanlar, kısa sürede Türkçe’yi
öğrenip konuşmaya başlamışlar ve Türk – Yörük topluluklarına karışıp yaşamlarına devam etmişlerdir. Fakat Özellikle, Makedonya’nın Batısında dağlık kesimlerde Türkçe tam olarak yaygınlaşamamıştur. Bu bölgede özellikle; Osmanlı Devleti’ne 400 yıldan fazla bir süre sadakat ile bağlı olan kardeşlerimize ve bizlere, Osmanlı’nın bölgeyi terk ettiği 1912 yılından sonra, Sırp Krallığı tarafından sistemli olarak uygulanan asimilasyon politikaları neticesinde bölge halkına önce Türkçe unutturulmuş, ardından; bir torba hurda (çökelek) karşılığında ve kılıç zoru ile Müslüman oldukları söylenerek, aşağılarcasına bu özde Türk- İslam soyundan gelen kardeşlerimize,
Torbeşler demeye başlamışlardır. Bölge halkının 500 yılda tam 6 kez soyadları ve etnik kimlik ibareleri değiştirilmiştir. Halbuki; Osmanlılar bölgede yaşayanları, Slavların iddia ettikleri gibi, kılıç zoru ile Müslümanlaştırmış olsalar idi, günümüzde bölgede bırakın insanları, horozlar dahi Allahuekber derlerdi !!! Oysa bölgeyi tanıyanlar gayet iyi bilirler ki, zorla Müslümanlaştırmayı bırakın, bilakis Osmanlı bölgede yaşayan Hıristiyan ahalinin, Manastır ve kiliselerini onarmış, ibadetlerine açık tutmuş ve kendilerine her türlü dini özgürlüklerini tanımıştır. Bizler; Makedon olsaydık,
atalarımız neden Makedonlardan baskı ve zulüm gördüler? Ben 60 yaşıma geldim, Makedonya’ya defalarca gittim. Ammaaaaa…. Hem Makedon olup,
hem de Müslüman olana hiç rastlamadım. Önce 1945’te kabul edilen ve 1968 yılından itibaren de Yugoslavya Devleti tarafından uydurulan, Makedonski Muslimani safsatasına da hiç inanmıyorum. Atalarımız neden göçe zorlandılar?
İşte asıl düşünülecek mesele budur. Şu hususu da iyi bilmek gerekir. Bölgede;
Osmanlılar’dan önce Hıristiyanlar yaşamaktaydı.
OSMANLI ASKERLERİNİN TORUNLARI
Reka Bölgesi’nden örnek vermem gerekirse, köylerdeki Hıristiyanlardan bazılarının İslamiyeti kabul ettiklerini ve bizlere karıştıklarını, bazı Makedon ve Türk Tarihçiler ise; Burada askerlik yapan Osmanlılar ‘dan bazılarının bu köylerdeki Makedon kadınlar ile evlendiklerini ve bu evliliklerden doğan çocuklarını Torbeş diye nüfus kütüklerine yazdırdıklarını iddia etmektedirler. Makedonya’da Torbeşler genellikle; Şardağ – Korab – Bistra – Deşat -Stogovo -Kırçin dağları arasında ve Köprülü ( Veles ) -Prilep- Debre – Struga – Gostivar – Kalkandelen ( Tetovo), Tikveş- Kavadartsi ve Üsküp civarında yoğun olarak yaşamaktadırlar. Bulgaristan ‘da Pomak olarak adlandırılmaktadırlar. Özellikle Balkan Harbi’nden sonra bu insanlar, kendilerini TÜRK hissettiklerinden dolayı Slavlaşmayı kabul etmeyerek, ölümü göze alarak, gizlice ve kitleler halinde TÜRKİYE’ ye göç etmişlerdir. Balkan Savaşları sırasında sadece; Tikveş bölgesinden 24 Torbeş köyü göç etmiştir. 18 bin kişilik Türk nüfusa sahip olan Tikveş bölgesi göçler sonrası, 1931 yılında 4 bin 100 ‘e, günümüzde bu sayı 452’ye düşmüştür. 19. yüzyılda 8 bin 605 olan Torbeş nüfusu, 1931’de 3 bin 166’ya, günümüzde ise yok denecek sayıya gelmiştir. Bu örnek sadece Tikveş bölgesine aittir. 1958 – 1962 yılları arasında Rekalar bölgesinden yoğun bir göç yaşanmıştır. Kısaca; hiç kimse durup dururken göç etmez !!! İşte böyle değerli okurlarım..! Bu gerçekleri bilmemiz gerektiğine inanıyorum.!