Prof. Dr.Erdal Bay
Mercedes Kadir?
Malatya’nın sevilen yüzü.
Mercedes armalı sopasıyla her gün kilometrelerce yürüdü.
Bazen trafik ışıklarında durup yayalara yol verdi.
“Otomobili”ni kullanmadığı zamanlarda park etti.
Tüm şehir Kadir’i sahiplendi. Trafik polisleri arabasına ceza yazdı; servis, arabasını tamir etti…
O kadar çok değerli görüldü ki, Malatya Kent Müzesi’nde balmumundan heykeli bile yapıldı. Kendi dünyasında mutluluğu yakalayan bir insan hikayesiydi. O bir deliydi..
Delimizin ve velimizin çok olduğu söylenir. Deli Ramazan, Deli Kadir…
Peki biz nasıl bir deliyiz.
İnsanın eşyayı bütün biçimde tanımasını engelleyen iki şey vardır:
Bu iki beladan insanı kurtaran tek şey ise delilliktir.
Bu anlamda biz; ruhu perdeleyen utanma ve korku belasından arınmış kişiler miyiz?
Zincirlerinden engellerinden kurtulmuş gerçek özgürlüğü yaşayan kişiler miyiz?
Beyin bazı kişilerde yüksek miktarda dopamini salgılar.
Alın korteksi, beynin yüksek miktarda salgıladığı dopamini işleyebilir. Tesla, Edison…
Bu kişiler gördükleri kalıplar ile dünyayı değiştirecek keşifler yaparlar. Dâhidirler.
Dopamini yeterince işleyemenler ise önemli olanları seçip ayıklayamazlar. Gerçek delidirler.
Bu anlamda gerçek deli miyiz dahi mi?
Mesnevi’de anlatılan hikâyeye göre;
Adamın biri:
Bu sözü duyan biri de:
-Şehrimizde sadece bir akıllı var, dedi, o da kendisini deliliğe vurmuştur, işte bir sopaya binmiş, çocuklarla beraber koşup duruyor. Rey ve tedbir sahibi bir adamdır. Kendisini bu divanelik perdesinin arkasına gizlemiştir.
Taklide sarılmış akıldan divanelik yeğdir. Fakat her divaneyi kendine can sanma. Veli deliliğe vurdu mu kimse onu anlayamaz.
Adam, deliliğe vurmuş veliye gelip:
Kapı kapalı, dedi veli, bugün sır söylenecek gün değil, başka vakit gel.
… Bu kadar akla sahipken ne bu divanelik, şaşılacak şey.
Neden delilikle gizleniyorsun?
Bu anlamda gerçek bir deli miyiz yoksa deli görünümlü veli mi?
Kerem, Mecnun, Züleyha gibi akıllarını kaybedip ilahi aşk delisi olanlar vardır.
Bunlara olgusal deli derler. Akıllı olmaları imkânsızdır.
Bu deliler, sınırları belli olmayan başka bir dünyadadır.
Behlül Divane (Danende), Nasreddin Hoca gibi deli görünüp akıllı olan deliler de vardır.
Bunlara kurgusal deli derler.
Bu anlamda kurgusal deli miyiz? olgusal mı?
Şeyh Edebali “Bilesin ki, atın iyisine doru, yiğidin iyisine deli derler” der.
Osmanlı ordusunun fedaileri, Alip Manaş, Nuryung Bootur, Deli Dumrul gibi doğuştan gözüpek, cesur olanlar vardır.
Çanakkalede, Afrin’de her yerde düşmanın üzerine korkusuzca yürüyen yiğitlerde vardır…
Bu yiğitlere deli derler..
Bu anlamda deli görünümlü yiğit miyiz?
Delinin ruhundaki her şey yüzünde yazılıdır derler.
Mercedes kadir ve diğer delilerin yüzünde görünen nedir acaba?
Gerçek bilgelik deliliktir. Bilge olduğunu düşünenler ise gerçekten delidirler.
Deli insan tutkularına ve aklına köle olur.
Bu anlamda biz tutkularımıza mı aklımıza mı köleyiz?
Sonsöz;
Sen içine yönel,
dışından seni habersiz sansınlar.
Ne güzel haldir ki o;
Sen akıllı ol, seni deli sansınlar (SELMANİ FARİSİ)
ARAŞTIRMA-İNCELEME
4 gün önceBALKAN YEMEKLERİ
6 gün önceBALKAN YEMEKLERİ
6 gün önceHABERLER
9 gün önceHABERLER
13 gün önce
Delirmek bazen gerçekliğe verilebilecek en uygun tepkidir. ?