DOLAR 32,8826 -0.25%
EURO 35,1821 -0.54%
ALTIN 2.449,68-0,30
BITCOIN 1987073-2.19863%
İzmir
30°

AÇIK

SABAHA KALAN SÜRE

75 okunma

ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİ NE İÇİN ve KİME KARŞI YAPILDI (2)

ABONE OL
19/04/2011 22:00
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Mutlu Barış Harekatı ile silahlı var oluş mücadelesini kazanarak, bu günkü hudutlarımızı çizmiş olduk Kıbrıs Türkü’nün önünde bundan sonra yapması gereken çok işler vardı. 1974–1975 yılları arasında nüfus mübadelesi yapıldı. Güneyden gelen göçmenlerimize ev, aş, iş temin edilmeye çalışıldı. Yıllarca süren (bugün halen tamamlanamayan) eşdeğer mal ve iskan problemleri

sürmektedir. 1974 Barış Harekâtı sırasında, Kıbrıs’ın kuzeyinden, güney Kıbrıs’a 250 bin Rum göçmen geçmiştir. Güney Kıbrıs’tan da kuzeye yani KKTC’ye 50 bin dolayında Türk göçmen geçmiştir. Ayrıca Anavatan Türkiye’den KKTC’ye 50 bin yerleşimci göçmen nüfus aktarılmıştır. Ancak ne garibtir ki, toplam bu 100 bin kişilik halk, Rumlar’ın bıraktıkları 250 bin kişilik yerleşim birimlerine, zaman içerisinde sığışamamıştır. KKTC tarafından verilen toprak ve emlak tabularında, büyük hatalar yapılmıştır. Birçok hak sahibi mağdur ve perişan olurken, birçok kişi de haksızca trilyoner edilmiştir.    1975’de Kurucu Meclis oluşturularak, siyasi partiler ve Kıbrıs Türk Federe Devleti doğmuş oldu. Demokrasi, iktidar, muhalefet gibi kavramlar birer parçamız haline getirildiler. Geçen 36 yıl içerisinde siyasi partiler demokrasi oyununu oynaya çalıştılar. Bunlardan bazıları hayatta kalmayı başardılar. Başaramayan bazıları ise siyasi hayattan göçtüler.

DENKTAŞ DİMDİK AYAKTA

 

Bazı liderler geldi bazı liderler gitti. Allah’tan kendisine bundan sonra da sağlıklı yaşam dilediğimiz Kurucu Cumhurbaşkanımız Sn Rauf Denktaş, ne önderliği ne liderliği bırakmıştır. Allah uzun ömür versin, bugün 87 yaşında olmasına rağmen, bir robot gibi her anını Kıbrıs davası üzerinde çalışarak geçirmektedir. 1983’de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ilan edildi. 1986’da ”Cuellar Planı” Rumlar tarafından ret edildi. Ama her zaman olduğu gibi yine uzlaşmayan taraf Türkler gösterildi. 1990’da Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ”Kıbrıs Cumhuriyeti” olarak, Avrupa Topluluğu’na üyelik başvurusunda bulundu. Ancak Avrupa Topluluğu hiçbir surette, Kıbrıs Rum Yönetimi’ne, git Kıbrıs Türk tarafı ile sorunlarını çöz, ona göre üyelik başvurusunda bulunabilirsin demedi. Ekonomimize gelince, ta baştan bugüne kadar uygulanan, yanlış ekonomik politikalar, dengesiz hesapsız kitapsız yapılan popülist harcamalar, kamuya kaldıramayacağı kadar istihdam yapmak, erken emeklilikler, deyim yerinde ise KKTC maliyesi’ni iflasın eşiğine getirmiştir. Bugüne kadar yapılan hataların düzeltilmesi için, hükümetlerin radikal önlemler alması kaçınılmazdır. Bu radikal önlemlerin alınmasına sendikalar isyan bayrağı çekerek değil, taşın altına onların ellerini koymaları gerekmektedir. Aksi takdirde bu günleri bile çok arar duruma düşeceğiz. Sendikalar Lale Devri’nin çoktan geçtiğini artık anlamalıdırlar. Aksi takdirde bu kaostan kurtulmak için çok daha büyük bedel ödeyeceğiz. KKTC ekonomisinin yapısal durumunu önümüzdeki yazılarımızda daha ayrıntılı bir şekilde irdeleyeceğiz.    1992’de Birleşmiş milletler gözetiminde sürdürülen ”Gali fikirler Dizisi” de yine Kıbrıs Rum tarafının reddi ile sonuçsuz kalmıştır.    1997’e gelindiğinde Avrupa Birliği Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ile üyelik görüşmelerini sinsice başlattı. 1999’da BM Genel Sekreteri Kofi Annan’ın girişimleri ile toplumlar arası görüşmeler yeniden başlatılır.

 

SENARYONUN YÖNETMENLERİ

 

Bütün bu yapılan senaryoların yönetmenleri: Amerika, İngiltere, AB, BM. Kıbrıs Rum Yönetimi (hem figüran hem yönetmen), Yunanistan, (arada Rusya ve Fransa’nın haklarını da yememek lazım). 1968’den beri bugüne kadar yapılan görüşmeler, tek kaleli oynanan futbol oyunundan farksızdır Bu maçta saha içerisinde oyuncudan fazla hakem bulunmaktadır, bunların isimlerini yukarda belirttim. Oynanan oyunun felsefesi Girit taktiğidir. 2003–4 Süreci’nde Annan Planı’na (oyununa) son şekli verilir. 24 Nisan 2004 Annan planı referandumunda Kıbrıslı Türkler(oyuna getirilerek) yüzde 65 oyla ”EVET”, Kıbrıslı Rumlar da yüzde 75 oyla ”HAYIR” dediği için red edilmiş olur (ancak bizim evet dememiz Rum tarafına açık çek yerine geçmiş oldu). 2005 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Rauf Denktaş aday olmadı, Mehmet Ali Talat girdiği seçim yarışında 2’inci Cumhurbaşkanı seçildi. Mehmet Ali Talat 2005 seçimlerine girerken, 6 ayda Kıbrıs sorununu çözeceğini söylemişti. Seçimleri kazandıktan sonra, Rum tarafı ile yapmış olduğu görüşmelerde olmadık tavizler vermesine rağmen, Mehmet Ali Talat da görev süresi bitene kadar Kıbrıs sorununa bir çare bulamaz. Beklenen son Nisan 2009 seçimlerinde olur. Bu seçimlerde 2’inci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat kaybeder. Onun yerine kazanan 3’üncü Cumhurbaşkanı Dr Derviş Eroğlu olur. Bu süreç içerisinde, KKTC’de birçok hükümetler görev alır, görev bırakır. Görüleceği üzere Cumhurbaşkanları da değişir. Ancak değişmeyen tek KIBRIS sorunudur. Her şeye rağmen Kıbrıs Türk Halkı mücadelesini sürdürecektir. Özgürlük mücadelemiz, egemenliğimiz, KKTC’nin bekası, Türkiye’nin etkin garantisi ve Türkiye’nin Kıbrıs üzerindeki

hak ve çıkarları için yapılmıştır.

 

 

 

 

 

 

    En az 10 karakter gerekli