DOLAR 32,9737 0.24%
EURO 35,3635 0.14%
ALTIN 2.456,790,22
BITCOIN 20402013.2932%
İzmir
35°

AÇIK

03:26

SABAHA KALAN SÜRE

121 okunma

Ohi Bre Hristofyas, ohi

ABONE OL
09/10/2011 22:00
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Sayın okuyucularım bu haftaki yazım Kıbrıs’ta yani Doğu Akdeniz’de, suların kaynamaya başlaması ile kısa kısa gelişen haberleri konu alacaktır. Üstte yazımın başlığını OHİ diye koydum. OHİ kelimesi Yunanca’da hayır demektir.

Amerikan şirketi Noble Energy, İsrail parselinde görev yapan sondaj platformunun Afrodit’e intikal işlemlerini başlattı. Rumlar’ın  ”Homeros” olarak lanse ettiği sondaj plarformu İsrail’de görev yaptığı noktadan ayrıldı ve Kıbrıs’taki sondaj için belirlenmiş noktaya ulaştı.  Rum yönetimi Başkanı Dimitris Hristofyas Türkiye’nin bütün ikazlarına rağmen, sözde ”münhasır ekonomik bölge” iddiasıyla petrol-gaz, arama-araştırma sondajlarını, Amerikan Noble Energy şirketi ile yaptıkları projelere uygun şekilde ileri götürmekte kararlı olduklarını açıkladı. ” Türkiye’nin hareketlerini dikkatle izlediklerini, uyanık olduklarını”  söyleyen Hristofyas uluslararası camia ve Avrupa Birliği’ne; ”bölgede karışıklık çıkaran” diye nitelediği Türkiye’nin tehditlerini uygulamaya koyması halinde müdahale etmeleri” çağrısında bulundu. Bre Hristofyas tutmakta olduğun bu aptalca işten,  yol yakınken gel vazgeç. Sen zannedersen ki Rum-Yunan-İsrail işbirliği ile askeri yönden bu işin üstesinden geleceksen sana, KKTC olarak cevabımız kocaman bir OHİ’dir. Kimin malını kime pazarlıyorsun bre Hristofyas? Yapacağın her yanlış hareket bölgeyi karıştırmaktan öte gitmiyecektir. Kıbrıs Rum Yönetimi, arkasına sığındığı Kıbrıs Cumhuriyeti Devleti palavrası ile bölge ülkeleri ile yaptığı ikili antlaşmalarla  bölgeyi parselleyerek işi oldubittiye getireceğini zannediyor. Kıbrıs’ta KKTC’yi Kıbrıs Türk halkını yok sayarak, Akdeniz’de en uzun kıyısı bulunan Koskoca Türkiye’yi hiçe saymak, akıl harcı değildir. Rum-Yunan politikalarının gereği son kale Kıbrıs’ı da yutmaktır. Bunun böyle olamayacağını 1974’de gösterdik. Savaşı sevdiğimi ve/veya sevdiğimizi kimse zannetmesin. Ancak bu son kale evladı fatihan Kıbrıs asla ve asla Girit olmayacaktır.

 

 

MEİS SORUN OLABİLİR

 

İleride ansızın göreceksiniz ki Antalya’ya yakın mercimek büyüklüğündeki Meis adasının bile ”münhasır ekonomik bölge’si” belası ile karşı karşıya geleceğiz. 2’inci Dünya Harbi sonrası Rodos ve on iki adalarda İnönü’nün yanlış politikaları affedilir gibi değildir. Osmanlı’nın yani ecdadımızın malı olan bu adaların belki  hepsini alamayabilirdik. Ancak rahmetli Fatin Rüştü Zorlu gibi bir dışişleri bakanımız o devirde olsaydı, bu saydığım adalarımızın en azından yarısını rahatça geri alırdı. Geçtiğimiz birkaç gün önce, değerli ağabeyim (eski Başbakan ve Meclis Başkanı) Hakkı Atun tarafından bana okumam için İngilizce yazılmış bir kitab armağan edildi. Kitap’ın ismi ”Refucee in my Homeland” ”Vatan’ımda göçmen olmak”, kitabın yazarı Rina Catselli. Rina Catselli 1974 öncesi Girne zenginlerinden meşur DOME Oteli’nin sahibi Catselli’nin kızıdır. Kitaba zaman darlığından bir göz attım okuma fırsatı tam olarak bulamadım ama işlediği tema, göçmenliğin hatta kendi ülkesinde, ne kadar zor ve acı olduğu ile ilgili. Kitabı tam olarak inceleyince siz sayın okuyucularıma görüş ve yorumlarımı sunacağım. Yalnız, Bayan Rina Catselli’ye şunu hatırlatmak isterim, siz bir kere göçmen oldunuz, acaba aynı ülkede, iki kere, üç kere ve hatta dört kere göçmen olan Türkler hiç aklınıza geldi mi? Bu ülkenin öz sahibi Türklerin yarısından çoğunun özürleri, siz Rum’ların sayesinde

hep göçmenlik, hep acı, hep çile ile geçmiştir, 1974 Mutlu Barış Harekatı’na kadar. Önümüzdeki yazımda bir değişiklik olmazsa Lefkoşa’nın Magosa Kapısı ve Lefkoşa Rum Kesimi Belediye Başkanı Bayan Eleni Mavros hakkında yazacağım. Hoşça kalınız.

 

 

    En az 10 karakter gerekli