Bilindiği gibi 1831 yılından itibaren Balkanların önemli bir merkezi olan Makedonya’nın Manastır Kenti Rumeli’nin başkenti ve üçüncü Ordu Komutanlığı’nın merkezi olmuştur. 08 Ekim 1912 tarihinde başlamış olan Birinci Balkan Savaşı sonunda Osmanlı’nın o güzelim Rumeliyi kısa bir sürede kaybetmesinin yorumu elbette tarihçilerin konusudur. Ancak aynı anda Karadağ Prensliği, Sırbistan, Yunanistan, Bulgaristan ve ayrıca Makedonların da, Çarlık Rusya ve İngiltere’nin de destek ve kışkırtmalarıyla yapılmış olan bu savaş sırasında soylu atalarımız aynı anda İngilizlerle de Ortadoğu’da çarpışıyordu. Bundan dolayı Balkan Savaşları kanaatimce bir Haçlı Seferi olarak adlandırılabilir. Atalarımız gittiği her yere adalet götürdüğü gibi, bu toprakları da imar edip oralarda sayıları tespit edilmesi güç olan birçok tarihi taşınmaz eser bırakmıştır. Manastır 1382 yılında Birinci Murat Han (Hüdavendigâr) zamanında Evrenos Bey ve Timurtaş Beyin kumanda ettiği ordu tarafından hiçbir direnişle karşılaşmadan fethedilmiştir. Bu fetih olayını başka bir yazımızda değeli okurlarımıza takdim edeceğiz. Anılan tarihte Manastır’ı Sırp Çarı Duşan büyük bir istibdatla yönetiyordu. Osmanlı gelir gelmez şehri imar etmeye başlamış, Hanlar, Hamamlar, Köprüler, Kanalizasyon, Medreseler, Bedesten ve Camiler inşa etmiş ve elbette Hıristiyanların da kilise inşa etmelerine mani olmamıştır. Zaten Manastır ismi bu kente kiliselerinin çokluğu nedeniyle Osmanlılarca verilmiştir. Makedonların Bitola adını verdikleri bu şehir Osmanlıdan önce Kriva Vodenitsa (Eğri Değirmen) adını taşıyordu. Ayrıca el sanatları geliştirilip, Manastır’a; Tütün, Pamuk, Susam ve Pirinç tarımını da beraberinde getirmiştir. Sabun ve hamamı da Osmanlı getirmiştir bu topraklara. Makedonlar sabun ve hamam sözcüklerini Türkçe olarak kullanırlar. (Kaynak; Manastır Askeri İdadisi Tarih Öğretmeni Binbaşı Tevfik Bey) Bu bilgi hem Makedonca hem Türkçe olarak 1911 yılında yayınlanmış olup, Makedonca olarak yazılan belgeden derlenmiştir. Büyük Önder Atatürk’ün de Tarih Öğretmenidir. Cumhuriyet döneminde milletvekilliği yapmış olup 1945 yılında ölmüştür. Balkan Savaşları’nın Yüzüncü Yılı dolayısıyla birçok konferans ve paneller düzenlenmektedir. Manastır’ı kahraman Osmanlı askerleri sayı ve teçhizat, özellikle top sayısı bakımından üstün olan Sırplar karşısında 3 günlük bir çarpışma sonunda teslim etmiştir. Pirlepe civarında 16 Kasım 1912 tarihinde başlayan çarpışmaların 19 kasım günü Osmanlı’nın mağlubiyeti ile sonuçlanacağını anlayan Zeki Paşa, orduya fazla zayiat verdirmemek için, askerlerimizin Güney-Doğu istikametine doğru çekilmesini emretmiştir.
PROJENİN PARASI OSMANLI’DAN
Şanlı komutanımız Manastır şehrini Sırp generale teslim ederken kendisiyle yaptığı görüşmede, o tarihte inşa halinde olan ve henüz üst katı ve çatısı tamamlanmamış olan Orduevi binasının projesine uygun bir şekilde tamamlanmasını rica ederek, proje ve kalan ödeneğini altın olarak olarak Sırp generale teslim etmiş ve karşılığında da belge almıştır. Sırp general de aynı projeyi uygulayarak bu görkemli Osmanlı yapısının inşaatını tamamlamıştır. Bugün yine Orduevi olarak Makedon Ordusu tarafından kullanılan bu bina Hamidiye Caddesinde, bugünkü Şirok Sokakta Atatürk’ün liseyi bitirdiği Askeri İdadi Binası karşısındadır. Şanlı atalarımız terk ettikleri eserlerin hiçbirine zarar vermedikleri gibi onların onarılması için Vakıflar bırakıp gitmişlerdir. Bu binanın avizesi ise Üsküp’te 1925 yılında Sırplar tarafından yıkılan ve yerine Ordu evi Binası yapılan o güzelim Burmalı Camii’nin avizesidir. Bu avizeyi Sırplar Üsküp’ün sembolü sayılan Orduevi Binası salonuna yerleştirmişlerdir. 26 Temmuz 1963 tarihinde talihsiz Üsküp Depremi sırasında bu Orduevi yıkılmış ve bu avize fazla bir zarar görmeyip onarılarak Manastır Orduevi binasına takılmıştır. Küçük bir Balkan Ülkesi olan Makedonya’nın yüz ölçümü 25 bin kilometrekaredir. Osmanlı 1912 yılı sonunda buradan ayrılırken 1400 dolayında taşınmaz eser bırakmıştır. Haçlı zihniyeti özellikle Komünist dönemde bu eserleri yıkma yarışına girmiş ve sonucunda Makedonya topraklarında bu gün ancak 237 taşınmaz eser kalmıştır. 8 Mayıs 2002 tarihinde Makedonya’daki genel seçimler öncesinde, dönemin Makedonya Başbakanı Sn. Ljupço Georgievski, Türk seçmenlerin de oylarını alabilmek maksadıyla Atatürk’ün liseyi bitirdiği Askeri İdadi Binası’ndaki Atatürk Müzesi’ni ziyarete gitti. Kendisine o tarihte T.C. Üsküp Büyükelçiliği Kültür Müşaviri sıfatıyla ben refakat ediyordum. Tam yukarıda sözü edilen Orduevi binasının önünden geçerken, Sn. Başbakan bana bu bina da Osmanlılar’dan kalma değil mi diye sordu. Kendisine bu olayı anlattım. Sn. Başbakan Georgievski aynen şu cevabı vermiştir. Türkler centilmence davranmış, aynı şekilde Sırplar da binayı aynen inşa etmekle centilmence davranmışlardır. Atalarımız nurlar içerisinde yatsınlar
HABERLER
5 saat önceHABERLER
5 saat önceKÖŞE YAZARLARI
3 gün önceKÖŞE YAZARLARI
8 gün önceKÖŞE YAZARLARI
14 gün önce