Bilgi çağının hızına ayak uyduramayan şirketler küçülmeye fırsat bile bulamadan yok olmaktadır. Bu nedenle, şirketlerin kalıcılığını sağlayacak olan yenilikler üretme hususuna fazlasıyla önem verilmesi gerekmektedir. Zira teknolojik gelişmeleri önemsemeyen şirketlerin nasıl zor duruma düştüğüne fazlasıyla şahit olunmaktadır. Ucuz işgücünün yol açacağı maliyet dezavantajı ve teknolojik yatırımların yetersizliği sektörlerin geleceğini tehlikeye sokacağından, sektörlerin yeni teknolojik yatırımlarla desteklenerek farklı ürün üretebilir konuma getirilmesi gerekmektedir. Ülkemizdeki ekonomik gelişmenin önündeki engellerin kaldırılması açısından ilk olarak yapılması gereken, teknolojik gelişim konusundaki geri kalmışlığın ortadan kaldırılmasıdır. Teknolojik gelişme sağlayacak olanların projelerine destek verilmeli ve ortaya çıkacak olan buluşlarına patent alma şartı getirilmelidir. Çünkü ekonomik bağımsızlık taklitçilikle değil, yeniliklerin kaynağı olan marka, patent ve tasarımların oluşturduğu zenginlikle mümkün olmaktadır. Ülkemizin gelişmekte olan ülkeler sınıfından çıkıp “Gelişmiş Ülkeler” sınıfına girişinin tek yolu da kararlı istikrarlı bir yönetim ve teknolojik gelişmelerdir.
PATENT TESCİLİ
Teknolojik gelişmişlik seviyesini yükseltmenin yolu ise sonucu buluş olan Ar-Ge çalışmalarından geçmektedir. Bunun için de patent tescili zorunlu olmaktadır. Teknoloji üreten ülkelerin başarılarının ardında, patent belgesi alabilecek Ar-Ge çalışmaları yapmaları yatmaktadır. Dünyada her sene 1 milyon civarında olan patent başvurularının yüzde 35’inin ABD’ye ait olması bunun en güzel örneklerinden birini teşkil etmektedir. Dünya markaları ile yarışabilmek ve üretim yaptığımız sektörde söz sahibi olabilmek için patente değer projeler geliştirip kendi rotamızı çizmemiz gerekmektedir. Aynı zamanda sermaye derinliği oluşturabilmek de bu noktada önem arz etmektedir. Bunun için katma değeri yüksek ürünler üretmek gerekmektedir. Yükte hafif, pahada ağır ürünleri piyasaya sunmak; marka değeri yüksek ürünlere yönelmek sermaye derinliğinin oluşturulmasını sağlayacaktır. Aynı şekilde, yüksek teknolojili ürünler üretmek de son derece faydalı olacaktır. Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz’ın Kara Kuvvetleri envanterine alınan yerli üretim ilk saldırı helikopteri ATAK’ın ihraç edilmesi ile ilgili yaptığı açıklama, yüksek teknolojili ürünlerin ihracatın ne derece önem arz ettiğinin en güzel örneklerinden birini oluşturmaktadır. Çünkü Türkiye’de 2012 yılında ihraç ürünlerimizin kilo başına 1.58 dolar olduğu, ATAK’ın ihraç edilmesi halinde ise kilogram fiyatının 5 bin dolara geleceği söylenmektedir. Katma değerli ürünlerin üretimine ve bunların satışına dayanmayan büyümelerin sürdürülebilir olması daima tartışma konusu olmaktadır. Bunun için patentlenebilir teknoloji gelişimine zemin hazırlayacak Ar-Ge çalışmaları yapmak kaçınılmaz hale gelmektedir. Unutulmamalıdır ki, Ar-Ge’nin patente yönelik olması ülkelerin önündeki fırsatları daha iyi değerlendirmesine olanak sağlayacaktır.
BALKAN YEMEKLERİ
20 saat önceHABERLER
9 gün önceKÖŞE YAZARLARI
19 gün önceHABERLER
05 Kasım 2024