Ruh Hastası

27 Nisan 2024 - 19:35

Ruh Hastası

Çocuk doğduğunda bembeyaz bir kağıt gibidir. Üzerinde hiçbir şey yazılmamış bembeyaz bir kâğıt. Anne çocuğunu kucağına aldığında, çocukluğunda yaşayamadığı hayallerin de etkisiyle kendi çocuğuna o bembeyaz tahtaya gönlünden ne geçerse yazmaya başlar.

Son Güncelleme :

14 Ağustos 2021 - 4:21

700 okuma


(Last Updated On: 22/08/2021)

Kendi gerçekleştiremediği ne kadar hayali varsa onları yazmaya başları. Sonra babası alır kucağına o da başlar kendi hayallerini yazmaya. Ne kadar geçekleştiremediği dünyası varsa hepsini yazmaya çalışır. Onun çocuğu doktor olacaktır. Mühendis olacaktır. Adam olması için bir şeyler yazmayı da işin doğrusu pek düşünmez düşünmek de istemez.  Sonra dedesi alır kucağına o bir şeyler yazar. Herkes bütün aile bireyleri bembeyaz kâğıda sürekli yazar. Her kucağına alan aile ferdi kendi dünyasını yazmak ister.

Çocuk okula başlar. Öğretmen yazmaya başlar. Öğretmen bir yandan devletin kendisinden istediklerini yazarken diğer yandan da kendi ideoloji ve hayat tarzında bireyler oluşturmak için duygu ve düşüncelerini yazmaya çalışır. Askerde komutan evlendikten sonra eş herkes bir şeyler yazar. Kimse karşıdakinin kendi haliyle değil kendi istediği haliyle olmasını kabul eder. Çoğu zamanda çatışmalar başlar. Devletin istediği adam tipi ile babanın istediği adam tipi veya annenin hayallerini besleyen adam tipi ile dedenin olmasını istediğini adam tipleri hiç birbirinin aynı değildir. İkiyüzlülükten şikâyet eden bizler iki yüz yüzlü insanlar oluştururuz.

Çocuk aklı başına geldiğinde kendiside bir şeyler yazmaya başlar fakat görür ki her taraf yazılmış ve her taraf başka yazılmış, bu sefer yazılanların bir çocuğunu silip kendisi yazmaya başlar. Ama yazılanların hiç birisi tam olarak silinemez en azından izleri kalır. İşte toplumda kaygı, endişe, saldırganlık, yalan vs gibi alışkanlıkların temel nedeni tam silinemeyen formatlanmayan yazılardır. Buna bilinçaltı demek sanki daha doğru olacaktır.

Ruh hasta olur mu ki? Olmaz. O zaman ruh hastası niye olsun ki.  Hiç ruh hasta olur mu Allah aşkına! Ruh hastası niye diyoruz? Peki. Çünkü fikir, düşünce ve eylem rahatsızlığı olanlar için bu tabiri kullanıyoruz. Kişinin toplumun değerlerine ve sosyal kurallara aykırı davranması durumunda çokça kullandığımız bir tabir. Genelde de en çok tutarsız davranışı alışkanlık haline getirenler için kullanırız.

İşte tam da anlatmaya çalıştığımız bu nokta. Kişinin bu davranış bozukluklarını ruh hastası olarak adlandırıyoruz ya işte o yanlış yazılan öğretilenlerden kaynaklanıyor. Çocuğuna küfür ettirip sevinen dede ile hayatında bir kitap okumamış kişiye güzel yazı yazdırmaya çalışan öğretmenin çapraşıklığı çocuğu bu hale getiriyor. Eğitim dediğimiz kavramda zaten sınıfta kaldığımız için defolu bir toplum oluşturuyor ve herkese davranış bozukluğu gösteren herkese ruh hastası diyoruz. Ruh hasta olmaz. Hasta olan ve hastalık yapanlar bizzat kendimiz.

Kişisel davranışlarımızın ilk tohumlarını anne ve babamızdan hatta onların genlerinden alırız. Daha sonra kendi değer yargılarımıza göre biçimlendiririz. Bu biçimlendirmede yakın çevremiz, okul çevremiz arkadaş çevremiz oldukça etkilidir. Bu etkileşim bir biriyle uyumlu olduğunda uyumlu ve karakterli bir toplum yapısı oluşur. Aksi takdirde herkese ve her ortama göre huy değiştiren çok yüzlü bireylerden oluşan bir toplumla karşı karşıya geliriz.

Hasta olan ruh değil biziz. Sebebi de herkesten aldığımız çelişik ve çapraşık eğitimler.

 

 

YORUM YAP

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.