Saraybosna’nın gölgesinde kalan Mostar elden gidiyor

4 Mayıs 2024 - 06:25

Saraybosna’nın gölgesinde kalan Mostar elden gidiyor

Saraybosna’nın gölgesinde kalan Mostar elden gidiyor
Son Güncelleme :

20 Nisan 2015 - 23:59

276 okuma
(Last Updated On: 20/04/2015)

YUNUS DİLBER

 

Bosna-Hersek’in başkenti olan Saraybosna özellikle Müslüman ülkelerin kaymağını yiyen şehirdir. Türkiye’den gelen devlet arkanın ziyaret ettiği, görüşmeler yaptığı ve konakladığı şehir. Bosna Savaşından sonra Bosna’nın en büyük şehirlerinden olan Saraybosna Boşnaklara, Banja Luka Sırp Cumhuriyeti’nin başkenti olarak Sırplara ayrılmıştır.

Hırvat-Boşnak Federasyonun ikinci büyük ve Müslüman Boşnaklar ve katolik Hırvatlar ile 110 bin civarındaki nüfusu başa baş paylaştıkları Mostar şehri, bugüne kadar gizli antlaşmalar ile Hırvatlara bırakıldığı hep dile getirildi. Bugün Hırvatlar hala Bosna devletinden ayrılıp üçüncü bir entite için hayaller kurmaya ve bu uğurda çalışma yapmaya devam ettikleri aşikardır. 2004 yılında BM Yüksek Temsilcisi İngiliz diplomat Paddy Ashdown zamanında 8 belediyeden oluşan Mostar’ı tek belediye haline dönüştürmeyi siyasi baskılar sonucu kabul ettirerek kağıt üzerinde şehri tek belediye haline getirdi. Ama sözde şehrin birleşmesi genellikle Hırvatların işine yaradı. Parkları, sokakları, yolları ve insan yaşamına katkı sağlayan altyapı durumu gözlemlendiğinde çok net bir şekilde Boşnak tarafının ihmal edildiği görülmektedir. Mostar şehrinin Doğu yakasında kalan okulların, tiyatroların ve resmi binaların harabe diyebileceğimiz halde olması bunun en açık göstergesidir. Belediye ve Kanton doğu tarafını ihmal ederken Saraybosna ve Türkiye bu ihmalin neresinde acaba?

 

TEK SEMBOL

 

Bosna Savaşında Hırvatlar tarafından yıkılana kadar şehirdeki insanları birleştiren tek sembol Mostar Köprüsü iken, savaş sonrası zamanda İspanyol Barış gücünün destekleri ile Üsküp’te bulunan milenyum haçı gibi Hum dağına dikilen devasa haç, şehrin kime ait olduğu hususundaki mücadeleyi yansıtan önemli unsurlardan birisidir. Savaş sonrası inşa edilen ve 100 metreyi aşan kilise kulesi Hırvatların dini semboller üzerinden yürüttüğü şehre yeni bir kimlik verme çabasının bir ürünüdür. Ayrıca bölgedeki manevi ve tarihi değeri olan Blagay şehrindeki Alperenler Tekkesi’ne karşılık Medugorye şehrinde kurulan kilise ve ziyaretgah ile Hıristiyan-Katolik tarihi şahsiyetler üzerinde bir Vatikan destekli bir hac merkezi oluşturma gayretleri tüm hızıyla ilerliyor ve bölgeye gelen Hıristiyan turistlerin çoğunlukla ziyaret ettikleri yerlerin başında geliyor. Blagaydaki dağın dibinde bulunan Alperenler Tekkesi’nin üstündeki dağda bulunan son Hersek Dükalığı’nın kalesini ise Hırvatların tekrar bir dini-tarihi bir anıt olarak oluşturma çabaları çok hissedilmese de Hersekli Müslümanların bildiği bir meseledir.

 

BOŞNAK NÜFUS AZALIYOR

Saraybosna Mostar arası hariç, Adriyatik sahillerine gidildikçe azalan bir Boşnak nüfusu göze çarpmakta, eski Osmanlı şehirlerinden olan Stolac, Poçiteli, Livno gibi şehirler artık Türkler tarafından ziyaret ve uğrak yeri olmaktan çıkmıştır. Türkiye’den gelen siyasilerin, Bosna’daki Türk turizm şirketlerinin, işadamlarının ve kurumlarımızın genellikle Osmanlı-Boşnak Köprüsü olan Mostar Köprüsü’nü, Alperenler Tekkesi’ni ve Osmanlı köyü Poçiteli’yi tarihsel romantizmi yaşamak için günü birlik ziyaretlerin olduğu bir şehir haline getirmiştir. Boşnakların ve Türkiye’nin bölgeye farklı sebeplerden dolayı az ilgi göstermesi, Müslümanlar açısından ekonomik, siyasal ve kültürel manada hissedilmektedir.

 

2 ÜNİVERSİTE

 

Türkler tarafından ziyaretlerin azalması, Hersek bölgesindeki sıkıntılarında bir şekilde Saraybosna’ya ve Türkiye’ye taşınmasını, çözümlerin bulunması hususunda bir gündemin oluşmasını engellemektedir.

Bugün Mostar’da, biri Hırvat biri Boşnak olmak üzere iki üniversite bulunmakta ve Boşnakların Yugoslavya dönemi Josip Tito’nun ikinci adamı diyebileceğimiz Dzemal Bijediç’in adını taşıyan Dzemal Bijediç Üniversite eskiden askeri kışla olarak kullanılan bir bina ve harap, bakımsız diyebileceğiz bir yapıda bulunmaktadır. Bosna devlet sisteminin karmaşık yapısı, gelecek için güven vermeyen siyasi istikrarsızlığı gibi sebepler dış yatırımları engelleyen faktörlerden bazıları ve Hersek bölgesinin gelişmesini de olumsuz yönde etkileyen önemli bir husustur. Bugün, savaş sonrası başta Türkiye olmak üzere farklı devletler tarafından inşa edilen camilerin bazılarının, vakıf eserlerinin, hamamların, medreselerin yanlış politikalar sonucunda yeteri kadar faal olmaması, bazen farklı amaçlar için kullanılması Hersek bölgesinde İslami sembollerin erimesine ve Mostarın tekrar bir Boşnak-Türk şehri olarak ayağa kalkmasını engellemektedir. Bosna Hersek’te, Mostar’ı tarihsel romantizmimizden öteye geçiremeyecek bakış açımızdan dolayı büyük derece ihmal ediliyor ve gün geçtikçe elden kayıyor.

 

www.bosnahersek.ba sitesinden alınmıştır…

YORUM YAP

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.