DOLAR 34,5467 0.18%
EURO 36,0147 -0.62%
ALTIN 3.005,411,48
BITCOIN 0%
İzmir
20°

HAFİF YAĞMUR

06:24

SABAHA KALAN SÜRE

202 okunma

Sicilleri bozuklar

ABONE OL
03/09/2020 00:54
0

BEĞENDİM

ABONE OL

“İktidarda bulunanlar hiçbir hatanın, hiçbir usulsüzlüğün, aksaklığın yazılmasını ve gazete sütunlarına geçmesini istemiyorlar. Onlar, her şeyin sütliman ve tozpembe gösterilmesini arzu ediyorlar. Peki ama eğer işler böyle değilse, doğruyu söylemek neden suç olsun? Ortalık tozpembe değilse, biz ortalığı böyle gösterecek kudrete sahip hokkabaz mıyız? Hokkabaz olmadığımıza göre biz, gerçekleri yazmaya devam edeceğiz. Vicdanımız bunu emrediyor”.  1975

Dr. Fazıl KÜÇÜK

 

Yunanistan’da başlayan ekonomik açmaz bütün AB ülkelerini adeta bir kanser gibi sarıyor. Adı geçen bazı ülkelerin bir kısmı iflas bayraklarını şu anda belki çekmediler. Bu çekmeyecekleri anlamına gelmiyor. Artmakta olan borçların ekonomik krizi tetiklediğini de kaydetmek istiyoruz. Ancak sıranın kendilerine ne zaman geleceğinin endişeli bekleyişini sürdürüyorlar. Yurttaşlarının alım gücüne bakılmaksızın ülkelerin ekonomik durumlarını kredi notları, borsaların iniş veya çıkışlarına göre değerlendirildiği bir süreci de yaşamaktayız. Uygulanmakta olan ekonomik modelin sakatlığı bu noktada ortalık yere çıkmaktadır. AB ülkelerindeki genç işsizlerin isyanı da Birleşik Amerika Devletlerine kadar ulaşırken, yaşananlar bütün dünyaya Amerikan Baharı olarak sunuluyor. Bu sunuma göre Avrupa’daki veriler, ekonomilerin kötüye gitmekte olduğu gerçeğini gizleyemiyor. Fransa’nın yılın ikinci çeyreğindeki büyümesinin ‘sıfır’ı çektiği ortalık yerlere çıktı. Bu ülkenin en önde gideni bu gidişi gizleyebilmek adına sağa sola saldırıyor. Boyunu gösterebilmek için Ermenistan’da vur abalıya örneğinde olduğu gibi Türkiye’ye saldırdı. Ermenilere şirin görünmek istediğinden olacak soykırım oyuncağı ile oynamaya çalıştı. Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde adaylığına kesin gözü ile bakılan Sosyalist Partinin adayına karşı hiçbir şansının olmadığını şimdiden söylemek istiyoruz.

 

AVRUPA’NIN SÖMÜRGECİLİK HASTALIĞI

 

Küçük boylu bu kişi bir yanda ülkesini sanat ve kültürün merkezi olarak sunarken suçun üstünde yakalandı. Yalnızca Fransa değil bütün Avrupa’nın sömürgecilik gibi çok kötü bir sicillerinin olduğu biliniyor. Türkiye’ye koro halinde saldırmalarını temelinde bu olgunun yatmakta olduğunu söylemek istiyoruz. Fransa özelinde, fazla uzak yıllara gitmeye gerek yoktur. Cezayir halkına karşı 1950’li yıllarda uyguladıkları soykırım hareketini son dönemde Ruanda halkına karşı da gözlerini kırpmadan uyguladılar. Uyguladıkları etnik temizlik hareketini yüz karası olarak değerlendirmek oldukça hafif kalmaktadır.

Bütün AB üyesi ülkelerdeki siyasetçiler, özellikle seçim dönemlerinde soykırım oyuncağını ortalık yerlere çıkarıyorlar. Türkiye’yi, seçimleri kazanabilmek için malzeme yapıyorlar. Bu oyuncağın ellerinden alınmasının zamanı gelmiş hatta geçmiştir. Kendi yüzkarası geçmişleri ile hesaplaşmaları dururken saldırıyorlar.

Son dönemde AB ülkelerinin en önemli sorununun ortak para birimi olan Euro olduğunu söylemek olasıdır. Bu uygulama sonrasında bazı AB ülkelerinin ekonomilerinin zorlandığı gerçeği ise yaygın bir kanıdır. Bazı liderlerin siyasi gelecekleri bu nedenle sallanıyor. Euro uygulamasını bu sallantıların rüzgarı olarak kabul etmek gerekiyor.  Buna karşın Almanya’nın dişi Başbakanı Yunanistan’ın bu bölgeden çıkarılması gerektiğine ilişkin tartışmalara son noktayı koydu. Merkel, “Böyle bir olasılık düşünmüyorum. Çünkü parasal sistemimiz için olağanüstü şekilde tehlikeli olacak bir domino etkisine neden olabilir” diyordu. Domino gibi yıkılması kuşkusunun girdiği AB yapısının daha uzun süre bu kuşku ile yaşamasının olanaksız olduğunu kaydetmek istiyoruz. Bu kuşku kurumun bitmesi veya bitirilmesi demektir. Gövdeye giren küçük bir kurtçuğun bile koca ağacı kuruttuğunun da unutulmaması gerekmektedir. AB’nin bünyesine kurtçuğun girmesine karşın her olanak ve fırsatta Türkiye’ye saldırıyorlar. Bu saldırılarını tavşanın tazı ile olan oyununa benzetmek olasıdır. Tavşana kaç tazıya ise koş yakala diyorlar. El Pais gazetesinde geçtiğimiz günlerde yer alan haberde Türkiye’nin üzerinde oynadıkları oyunların bir göstergesidir. Aynı şekilde diğer gazetelerde de t – onlarca benzer yazı ve haberleri bulmak olasıdır. Haber de, “altı yıl öncesinin 03 Ekim’den itibaren bu ilişki, ne var ki kötüleşmekten başka bir yöne gitmedi. Her pürüz, aradaki anlaşmazlıkları derinleştirdi. Müzakereler fiiliyatta felç oldu. Ufukta beliren Kıbrıs’ın dönem başkanlığı da umutlu olmak için hiçbir neden vaat etmiyor” görüşleri yer alıyor. Görünen, 2014 – 2015 yılında öngörülen üyelik sürecinin çöktüğü gerçeğidir. Türkiye’ye karşı yaptıkları ve söylemleri ile yetiştirdikleri kabağın tadının da iyice kaçmasına neden oldular. Tatlı kabak üretmeleri olanaklı değildir. =ki soru işaretleri ile dolu olan geçmişleri buna engeldir.= Yapılması gereken, Türkiye’nin yol haritasını yeniden belirlemesi gerekiyor mu ne…

Sevgi ile kalınız…

 

 

 

 

 

 

 

    En az 10 karakter gerekli


    HIZLI YORUM YAP