Sırp muhalefeti AB referandumu için imza kampanyası başlattı

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

AB’ye katılım müzakerelerinde ilk iki faslı açan Sırbistan’da muhalefet, AB üyeliği konusunda referandum yapılması için imza kampanyası başlattı. Sırbistan Demokrat Partisi Genel Başkanı Sanda Raskovic İvic, kampanyaya halkın ilgi gösterdiğini, çok sayıda vatandaşın kampanyaya imza attığını ifade etti. Sırbistan’ın AB’ye üyelik sürecini ülkenin milli ve ekonomik çıkarlarına aykırı bulan İvic, başta Kosova ile ilgili 35 numaralı fasıl olmak üzere tüm fasılların AB’nin Sırbistan’a daha fazla baskı yapması için bir araç olduğunu ileri sürdü.

Avrupa Birliği’ne (AB) katılım müzakerelerinde ilk iki faslı açan Sırbistan’da bazı muhalefet partileri, AB üyeliğinde referanduma gidilmesi için imza kampanyası başlattı. www.dunyabulteni.net’in haberine göre; İmza kampanyası, başkent Belgrad’da düzenlenen basın toplantısıyla kamuoyuna duyuruldu. Sırbistan Demokrat Partisi Genel Başkanı Sanda Raskovic İvic, kampanyaya halkın ilgi gösterdiğini, çok sayıda vatandaşın kampanyaya imza attığını ifade etti. Sırbistan’ın AB’ye üyelik sürecini ülkenin milli ve ekonomik çıkarlarına aykırı bulan İvic, başta Kosova ile ilgili 35 numaralı fasıl olmak üzere tüm fasılların AB’nin Sırbistan’a daha fazla baskı yapması için bir araç olduğunu ileri sürdü. İvic, “AB’nin birçok ülkesi ekonomik kriz içinde, ayrıca tel örgüler ve duvarlarla örülü. AB, büyük bir krizin içinde ve dağılmanın eşiğinde” dedi.

Sırp milliyetçisi “Dveri” Hareketi Başkanı Bosko Obradovic de Sırbistan’ın önümüzdeki beş yıl içinde kesinlikle AB’ye üye olamayacağını savunarak, AB’yi “Kosova’nın sponsoru” olarak nitelendirdi. Obradovic, AB’nin Sırbistan’ın parçalanmasını sağlayacağını öne sürdü. Siyasi analist Djordje Vukadinovic de referandum talebinin vatandaşların AB üyeliği hakkındaki görüşlerini açıklayacakları özgür ve demokratik bir eylem olduğunu dile getirdi. Sırbistan, Brüksel’de yapılan hükümetlerarası toplantıda, 32 numaralı mali kontrol ve 35 numaralı Kosova ile ilişkilerin normalleştirilmesi hakkındaki ilk iki faslı açarak, katılım müzakerelerinde yeni bir döneme girmişti.