“Özgürlüğüne kavuşmuş, kendi bayrağı altında yaşayan mutlu kimseleriz. Bunun yanında biriken dertlerimiz, her gün biraz daha kabaran acılarımız vardır. Diğer taraftan aynı kanı taşıyan milyonlarca kardeşimiz hala yabancı bayrak altında, bin bir ezgi ve cefa içinde ömür tüketmekte. Her nerede olursa olsun Türkün meziyetlerinden biri de sevgi ve bağlılıktır. Birinin sevinci hepsinin sevinci, birinin acısı hepsinin acısıdır.” 1976
Dr. Fazıl KÜÇÜK
İnsanların yaşamında umutlar tükenmez. Bir veya birkaç kez beklenen ve istenen umutlar yeşermezse bile bu inanç sürekli olarak korunmuştur. Kıbrıs uyuşmazlığında da gelinen nokta bunun göstergesidir. Bu nedenle Kıbrıs Türkleri artık umut yorgunu oldular. Bir an önce çözüme ulaşılması isteklerini hep yükseklerde tuttular. Karşı taraf ise bu yaklaşımın tam tersini uygulamıştır. Ne yazık ki buna karşın da kendilerince başarılı oldular. Son olarak gerçekleşen Greentree konuşmaları sonrasında da sıkıntıların aşılamadığı günlerden geçiyoruz. Bu güne değin yapılan çok yönlü ve katılımlı görüşmelerde sıkıntılar yaşanmasına karşın Kıbrıs Türkleri çözüm adına bu toplantılara rıza göstererek katılıyorlar. Mendil büyüklüğündeki ülkenin en önde gideninin tutum ve yaklaşımlarını yinelemeye gerek görmüyoruz. Adı geçen ülkenin hükümet sözcü vekilinin açıklaması da oldukça ilginçtir. Bay sözcü açıklamasında, Hristofyas’ın çabalarının, Kıbrıs sorunundaki en üst danışma kurulu olan Ulusal Konseyi tarafından alınan kararlar doğrultusunda olduğuna dikkat çekiyordu. Bu durumda iç konularda bir anlaşma olmadan ve iki tarafın rızası olmadan uluslararası bir toplantının yapılması kendiliğinden anlamsızlaşır.
RUMLAR’IN KEYFİNİ Mİ BEKLEYECEĞİZ?
Karşı taraf hiçbir hakemliği de kabul etmediğine göre elimiz böğrümüzde Rumların keyfinin gelmesini mi bekleyeceğiz? Sonsuza dek Rumlar’ın tutumlarının değişmesini beklemenin Kıbrıs Türkleri’ne yapılabilecek en büyük haksızlık olduğunu düşünüyoruz. Artık oynanmakta olan oyunun kurallarını değiştirmemiz gerekiyor. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin uluslararası hukuk kurallarının ilkelerine uyan bir kuruluş olduğu gerçeğini bıkmadan usanmadan anlatmak durumundayız. Uzun soluklu olabilecek bu mücadele sonrasında da tanınma gerçekleşir mi şimdiden söyleyemeyiz. Buna karşın hiçbir çaba harcanmadan da tanınmanın olamayacağının bilinmesi gerekiyor. Geldiğimiz bu noktada siyasetçilere yaşamsal önemde görevler düşmektedir. Küçük hesapları bir kenara bırakarak fotoğrafın büyüğüne bakmaları gerekiyor. Akıl almaz uygulamalarla halkın yaşamını zora sokmaya dünyasını ve geleceğini karartmaya hiçbir siyasetçinin hakkının olmadığını kaydetmek istiyoruz. Halkın gelecek umudunu kaybetmesi halinde yaşanacaklardan sorumlu olacaklarının da bilindiğine inanıyoruz. Adanın güneyinde bulunan doğalgaz çözüm yolundaki oyunun kurallarını da değiştirmiştir. AB’nin doğalgaza olan gereksinimi biliniyor. Rusya’dan ve diğer ülkelerden alınan doğalgaza bağımlı kalmak istemediklerini satır aralarında duyuruyorlardı. Onların açısından bakıldığında, kendi toprakları saydıkları ülkenin münhasır ekonomik bölgesinde bulunan doğalgazı daha ekonomik bir bedelle kullanmak istemeleri son derece doğal bir yaklaşımdır. Şu sıralarda ekonomik açmazla boğuşan mendil büyüklüğündeki ülkenin yürütülen bu yöndeki çabaları ekonomilerini düzlüğe çıkarabilecek fırsata da çevirebilir. Buna karşın AB ülkelerinde yaşanmakta olan ekonomik açmazın kısa sürede ortalık yerlerden kaldırılabileceğine de inanmadığımızı yinelemek durumundayız. AB’nin iki tembel ülkesinin Yunanistan’la birlikte Kıbrıs Rum Kesimi olduğu yapılan bir araştırma sonucunda açıklanmıştır.
Büyük Avrupa Projesi, Avrupa Birleşik Devletleri diyerek ortalık yerlere çıkan AB şimdilerde kendisi sorun oluyor mu ne…
Sevgi ile kalınız…
BALKAN YEMEKLERİ
2 gün önceHABERLER
5 gün önceHABERLER
10 gün önceBALKAN YEMEKLERİ
18 gün önceHABERLER
27 gün önce