Ramazan Kurşunlu
Sporcunun başarı yolunda, yetenekli ve sıkı çalışmasıyla birlikte iki önemli faktör daha bulunmaktadır. Bunlardan birincisi, ailesi, ikincisi ise antrenörüdür. Çocuk, ne kadar yetenekli olursa olsun, eğer ailesinden yeterli desteği göremiyorsa başarılı olma ihtimal çok düşüktür. Diğer yandan, aile destekliyor, ancak kötü, iletişim becerileri düşük, empati kuramayan bir antrenörler birlikteyse başarılı olma ihtimali sıfırdır. Sporcusunu anlayamayan, iletişim kurmayan antrenörler yüzünden nice genç yetenek kaybolup gitmiştir. Bir antrenör, sporcularına kazanmanın her şey demek olmadığını, kazanmak kadar kaybetmenin de sporun doğasında ve ruhunda olduğunu anlatabilmesi gerekir. Sıkı ve düzenli çalışmak sadece kazanmak için değil, ilerlemek ve başarılı olabilmek açısından önemlidir. İyi antrenörler sporcularına bunları aktarabilen, öğretebilen antrenörlerdir.
Sporun ruhunda kazanmak vardır. Herkes kazanmak ister ve bunun için mücadele eder. Ama hiç kimse her zaman kazanamaz. Bunu iyi anlam ak gerekir. Ancak bu şekilde, başarısız olunduğunda kazanmak için daha çok çalışmanın önemi kavranabilir. Ve kazanıldığı zaman yeni hedefler koyularak o hedefleri tutturabilmek için gayret gösterilebilir.
Bir sporcunun başarılı olabilmesi için ön koşul yetenekli, sabırlı ve çalışkan olmasıdır. Yani çok fazla antrenman saati tamamlamış olması gerekir. Tarihe imza bırakmış yüzlerce sporcunun hayat hikâyeleri incelendiğinde, hepsinin ortak söyleminin çok çalışmak üzerine olduğudur.
İkinci ön koşul ise Antrenör ve ailenin sporcu ile kurdukları iletişim şeklidir. Özellikle erken yaş gruplarında spora başlayan çocuklarda bu durum daha çok ön plana çıkmaktadır.
Bu durumu bir örnekle açıklamak gerekirse; 10 yaşında minik takımda futbol hayatına başlayan bir sporcu ile 17 yaşında genç takımda futbol oynayan bir ergen bir futbolcunun ailesi ve antrenörüyle kurduğu iletişim şekli aynı değildir. Yine aynı şekilde bu yaşlarda çocukların verdikleri duygusal tepkilerde birbirinden farklıdır. 10 yaşında minik takımda futbol oynayan bir çocuk, antrenörün davranışlarından duygusal anlamda fazlasıyla etkilenir. Çok bağıran, duygusal şiddet uygulayan bir antrenör, çocuk ne kadar yetenekli olursa olsun sporcusunu kaybeder. Duygusal açıdan olumsuz etkilenen sporcu, hata yaptığı taktirde azar işiteceği düşüncesi ile yeteneklerini sergilemek istemez, hatta başarılı olabileceği bir spor branşını çok erken yaşta soğuyarak bırakabilir. Böyle bir kaybın etkileri çok büyüktür. Uzun vadede düşünüldüğünde belki ülkesini milli takımda temsil edip, başarılı olabilme ihtimalini daha çok küçük yaşlardan ortadan kaldırmış olunmaktadır.
Peki, ne yapılması gerekmektedir? Nasıl bir iletişim şekli uygulanmalıdır?
8.1. Aile Sporcu İletişimi
Yapılan araştırmalar, aile ve arkadaşlarla erken yaşlarda başlayan spor deneyimlerinin, çocukların spor becerilerinin gelişimi ve daha sonra bir spor branşında uzmanlaşması açısından etkili olduğunu göstermektedir. Çocuk ileriki yaşlarında bir branşta uzmanlaşsın ya da uzmanlaşmasın aile ile birlikte yapılan aktiviteler, sportif faaliyetlerin çocuğun kişisel gelişimine önemli katkı sağladığını ortaya koymaktadır.
Daha önce yapılmış bilimsel çalışmalar incelendiğinde, özellikle erken yaşlarda aile bireylerinin birlikte sportif aktiviteler yapması, anne babanın, çocuklarıyla futbol, basketbol gibi oyunlar oynaması, çocuğun ileride herhangi bir spor branşına olan yatkınlığını olumlu etkilediğini göstermektedir. Aile içinde yapılan fiziksel aktiviteler, çocukların gelişimi açısından, fiziksel becerilerinin ilerlemesi, mental açıdan farkındalık oluşması, zindelik ve fiziksel sağlamlık gibi önemli ve destekleyici, aynı zamanda motive edici olmaktadır.
Ailenin neler yapması gerekir?
Günlük olarak sportif aktiviteye teşvik etmek, tablet, telefon gibi teknolojik aletlerin kullanımını sınırlamak, fiziksel gelişimini spor okullarıyla desteklemek gibi bir dizi önlemler alarak süreç başlatılabilir. Çocuk ailesinin desteği olmadan spor yapamaz. Aile, öncelikle çocuğuna, onun verdiği tüm çabayı desteklediğini ve kendisiyle gurur duyduğunu hissettirmesi gerekir. Destek fedakârlık gerektirir. Özellikle küçük yaşta antrenman, maçlar, organizasyonlar vs. çocuğun oldukça ilgisini çeker ve bunların hiçbirini kaçırmak istemez. Bu bakımdan aile kendi özel alanında fedakârlık yaparak, kendisini çocuğuna göre programlaması gerekir. Çocuğun kendisine değer verildiğini, desteklendiğini bilmesi, çocuk için önemlidir. Ailenin çocuğa verdiği duygusal destek, onu umutsuzluğa düşeceği zaman bile kendisini daha güçlü hissetmesine, özgüveninin gelişmesine neden olacaktır. Yapılan araştırmalar, ailelerin spor aktivitelerine dahil olduğunda çocuklarının olumlu bir deneyim yaşama ihtimalinin daha yüksek olduğunu ortaya koymaktadır. Buradaki temel amaç, çocuğun ne olursa olsun değerli olduğunu bilmesini sağlamaktır.
HABERLER
5 saat önceHABERLER
5 saat önceKÖŞE YAZARLARI
3 gün önceKÖŞE YAZARLARI
8 gün önceKÖŞE YAZARLARI
14 gün önce