Osmanlı Padişahlarından Orhan Gazi’nin oğlu olan, Gazi Süleyman Paşa’nın (1316 – 1367 ), 1354 yılında Rumeli’nin fethi amacıyla Gelibolu’ya geçerek,
Bolayır’dan Rodosto’ya (Tekirdağ )değin uzanan Marmara kıyılarını Osmanlı topraklarına katmasıyla birlikte, Biga’dan göç ettirdiği Türkmenleri buralara yerleştirerek başlatılan ve daha sonraları Sultan I.Beyazıd döneminde yoğunlaşan Rumeli’ye Türk göçleri 1900’lü yılların başına kadar devam etmiştir. Gazi Süleyman Paşa’nın babası Orhan Gazi’ye gönderdiği Ferman;
Süleyman Paşa Rum iline geçti. Evvel atası Orhan Gazi’ye haber gönderdi.
” Kim Devletlü Sultanımın himmetiyle Rum ilini fethetmeye sebep olundu.
Küffarın gayrette zebunluğu vardır. Bu tarafta feth olan Hisarlarda konmağa çok adam gerek. Lütfedip yarar yoldaş gönderesiniz.”
Orhan Gazi dahi bu sözü işitip ferahnak oldu. Karesi vilayetinden göçer Arab olurdu. Göçer evlerle gelmişlerdi. Anda olurlardı. Onları, Orhan Gazi sürüp Rum iline geçirdi. Bir zaman Gelibolu nevahisinde sakin oldular. Yevmen, fe-yevmen durmadan feth içinde oldular. Ve bu taraftan Karesi vilayetinin halkı dahi gelir oldular. Ve gelenler yurt tutup Gaza’ya meşgul oldular .”
EDİRNE’NİN FETHİ
İşte böyle saygıdeğer okurlarım ….
Malumunuz üzere, 1361 yılında Edirne’nin fethi, Balkanlar’da Osmanlı için bir dönüm noktası olmuştur. Kısa bir süre sonra devletin merkezi Bursa’dan Edirne’ye nakledilerek fetihlere ağırlık verilmiştir. Burada önemli bir hususu belirtmek istiyorum. Rumeli’nin fethi, İstanbul’un fethinden önce gerçekleşmiştir. Bu bağlamda Osmanlı Devleti bir Balkan İmparatorluğu idi.
Osmanlılar; Makedonya’yı 1371 yılında feth ettiler. Oysa Trabzon, 1461 yılında feth edildi. Selanik 1387, Kosova 1389. Oysa Erzurum 1518 yılında feth edildi.
Bu fetihlerde Evrenos Gazi, Hacı İlbey gibi Akıncı Beyleri’nin ve nice isimsiz Gazi Dervişlerin ve Akıncıların çok önemli faaliyetleri olmuştur.
Üsküplü Şair – Yazar Yahya Kemal Beyatlı’nın ”AKINCILAR” adlı şiirinde
yazmış olduğu şu dizelerde dile getirdiği gibi;
Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik,
Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendik.
Haykırdı Aktolgalı Beylerbeyi ilerle,
Bir yaz günü geçtik Tuna’dan kafilelerle.
Osmanlılar Rumeli’ye geçtiklerinde uçsuz bucaksız tenha bir arazi ve boş köylerle karşılaştılar. İşte bu Fetih topraklarını Türk- İslam yurdu haline getirmek için, Anadolu’dan Evlad-ı Fatihan ( Fatihlerin Çocukları ) diye tabir edilen, Türkmen-Yörük kardeşlerimizi Rumeli’ye iskan ettirmiştir. Evlad-ı Fatihan’ın daha net anlaşılabilmesi için, Değerli Hocamız Prof. Dr. Tayyip Gökbilgin ‘in ”Rumeli’de Yörükler, Tatarlar ve Evlad-ı Fatihan”. İst.1975 adlı eserinin 6. sahifesindeki şu yazısını aktarmak istiyorum. Alıntı aynen şöyledir.
” Yörükler, Oruç Bey’in de sarih surette bildirdiği gibi, Oğuzlardandırlar. Aşiret, Taife, Cemaat diye gösterilen mesela; Türkmen Aşireti, Yörük Taifesi veya hususi ismiyle bilfarz Oğul Beyli Cemaati olarak rastlanan Türk göçebe grupları etnik bakımdan ayrı şeyler olmayıp, tek menşeden çıkan ve sonra tali guruplara ayrılarak veya muhtelif gurupların birleşmesiyle yeni bir birlik vücuda getiren aynı Türk halk parçalarıdır. Rumeli’ye iskan edilen Türkmenlerin ekserisi
Karaman ve Saruhan Yörükleri’dir. Osmanlı Devleti’nin Resmi Kayıtlarında geçen ve adlarına kütük kaydı ( TAHRİR ) yapılan Yörük gurupları şunlardır.
Naldöken Yörükleri, Tanrıdağı Yörükleri, Selanik Yörükleri, Ofçabolu Yörükleri, Vize Yörükleri ve Kocacık Yörükleridir. Önemli; Bu bilgiler İlber Şiyak’ın Çıkayım Gideyim Urumeli’ne isimli kitabından alıntıdır. İşte durum böyle değerli okurlarım. Bir Ata yadigarı Yurt’tur bizlere şu Rumeli dedikleri….
Bizler tam 600 yıldır atalarımızı ve nereden geldiğimizi biliyoruz.
Rumeli Türkleri olarak gurur ve şerefle yaşadık ve yaşamaya da devam edeceğiz.
BALKAN YEMEKLERİ
17 saat önceHABERLER
9 gün önceKÖŞE YAZARLARI
19 gün önceHABERLER
05 Kasım 2024