DOLAR 34,5467 0.18%
EURO 36,0147 -0.62%
ALTIN 3.005,411,48
BITCOIN 3412089-0.10396%
İzmir
20°

HAFİF YAĞMUR

12:55

ÖĞLEYE KALAN SÜRE

196 okunma

Toplum Ahlakı

ABONE OL
03/09/2020 00:54
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Biz insanların hayatına saygılı olmayı bilmek, toplumdaki her bireye değer vermeyi öğrenmek ve herkesin sizin her şeyinizi merak etmeyeceğini bilerek yaşamak, her halde en büyük toplumsal ahlak kavramlarından biri olmalıdır. Milli birliği ve bütünlüğümüzü sağlayan başta gelenek ve göreneklerimiz ile bilime önem verenlere, yaşamış olduğumuz ülkemiz adına gerçekten bir şeyler yapmış olanlara gereken ilgiyi, sevgiyi ve desteği vermek toplumsal ahlakı desteklemek adına bir adım olabilir. Bu destek sayesinde belki o zaman TV’lerde işlenen konular yeni yetişen genç neslimizin eğlence anlayışı ile okullar başta olmak üzere birçok sosyal alanda işlenen terbiyesizlikler ve ahlaksızlıklar ortadan kalkar ve değişir. Toplum ahlakı dendiğinde ilk olarak aklımıza cinsel dürtüler ve buna benzer olayların derinliği ilk akla gelir. Ancak ben bunlara değinme yerine, başta deprem ve sel felaketleri olmak üzere Japonya halkı ile Türk halkının yaşadıklarını ve olaylar karşısındaki davranış biçimlerini bir kaç örnekle kantara koymak istiyorum. Hepimizin bildiği gibi 12 Mart 2011 cumartesi günü Japonya da meydana gelen ve tüm dünyayı yasa boğan 8.9 şiddetindeki deprem sonrası Japon halkının göstermiş olduğu sağduyu ve dayanışma başta ülkemiz olmak üzere tüm dünyaca takdirle karşılandı. Deprem sonrası bir tane yağma olayının bile olmaması, verilen sosyal yardımlar için herkesin birbirine saygı göstererek ve hiçbir izdiham yaşamadan sıraya geçmeleri, Toplum ve ülke ahlaki değerlerinin en büyük göstergesidir. Yaşamış oldukları birçok felaketlere rağmen, uyuşukluğu bırakarak, kendilerini bilim ve teknolojiye adayarak, en kısa sürede yaralarını sarmayı başarmışlardır.

GELİN BİDAZ GERİYE GİDELİM

Tarih 9 Eylül 2009. İstanbul İkitelli de meydana gelen sel felaketinin ardından sel sularının altında kalan iş yerlerinde yağma olaylarının meydana geldiği haberleri gazete sayfalarına ve TV ekranlarına çoktan yansımaya başlamıştı. İlk ortak haberler aynen şöyleydi; Yağan sağanak yağmur nedeniyle İkitelli, Bağcılar, Küçükçekmece, ve Başakşehir’de yoğun yağışlarla birlikte su altında kalan ev ve işyerlerinde yağma olayları başladı. Yağma olaylarını yapanlar kimdir? Halk arasında çapulcu, arkacı, mezarcı diye tabir edilen ve yaşanan her doğal afet sonrası kurtarma ekiplerinden önce gelerek, hummalı bir şekilde bilimum çer çöp içinde kaybolan cüzdanlar, saatler, oto lastikleri arayan kişilerdir. Leş kargaları gibi sağdan soldan buldukların çalan zihniyet, normal bir günde yanımızda yürüyen, otobüste yanımıza oturan, pazara ve maça giden, aynı kahvehaneye çıkan, aynı lokantaya giden, aynı kişiler değil midir? Bir de bu kişilerin yağmaladıkları yetmiyormuş gibi, utanmadan TV karşısına geçerek, pişkin pişkin sırıtmaları hala gözümün önünden gitmemektedir. Hele Büyük Erzincan depreminde yıkılan binalar arasında cesetleri çıkarmak için yardım ederken, göçük altında kalan kadınların kollarındaki bileziklerini alabilmek için ellerini kesen ve sözde akraba olan bu insanlıktan nasibini almamış canileri okudukça tüylerim hala ürpermektedir. Bu düşünce içinde olan kişiler ile aynı nüfus kâğıdını taşımaktan ve aynı oksijeni solumaktan utanç duyuyorum. Ne kadar büyük acıdır ki 12 Haziran 2011 tarihinde bu ülkenin geleceğini ve kaderini belirlemek için bu zihniyetteki kişiler ile sandık başına gidilecektir. O yüzden içimden bir ses; Acaba diyor bazı siyasetçiler ve parti yandaşları, yıllardır bu kişilerin oylarından ilham alarak mı bu ülkeyi soyup soğana çevirmektedirler. Bu ülkede Japonya’nın dünya piyasasına sunduğu 404 Japon yapıştırıcısı gibi kolay kolay çıkması mümkün olmayan, siyasetçisinden, parti yandaşlarına, belediyecisinden, bürokratlarından tutun da birçok meslek gruplarına dadanmış, hayatımızın içinde o kadar yalaka insan varken, bahsedilen durumların biteceğini ve hiç olmayacağını söyleyebilir miyiz? Uzun lafın kısası; Japonlar milli değerlerini ve çıkarlarını, Bu ülke vatandaşları sadece kendi çıkarlarını düşündüğü sürece, biz bu olayları daha çok konuşacağa benziyoruz. Siz ne dersiniz?

 

 

 

 

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.


    HIZLI YORUM YAP