0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Son bir senedir gazete ve haber bültenleri normal günlerde dahi görmek istemediğimiz, Türk adalet sistemi içerikli haberlerini spor sayfaları ve spor bültenlerini doldurur oldu. Spor haberleri,  anonsu ile başlayan bültenler, adliye önü görüntüleri ve karakalem yapılan duruşma resimleri ile başlayıp bitiyor. 03 Temmuz 2011 tarihinde başlatılan şike operasyonu ile saha dışına çıkan futbol topu o günden bu yana bir daha yeşil sahalara dönemedi. Ve en son duyuyoruz ki manşetlerden, “Top Yargıtay’da”. Zaten bir senedir Türk futbolunu temsil eden top oradan oraya savruluyordu. Emniyet, Beşiktaş Adliyesi, Türkiye Futbol Federasyonu sonra tekrar emniyete Beşiktaş Adliyesi daha sonra Silivri, Çağlayan, Metris derken topun olağan üstü genel kurul için tekrar Türkiye Futbol Federasyonu’na gittiğini gördük. O günden beri de olması gereken yere yeşil sahalara bir türlü düşmeyen topumuz, bu dar alanda kısa paslaşmalar şeklinde futbolla ilgisi olmayan kişi ve kurumlar arasında gidip geldi. Bir ara da uzuuun bir vuruşlaa okyanus ötesine kadar gidip cemaate çarpıp geri geldi. Ne topmuş ama? Olması gereken yer dışında her yeri dolaştı. Az kalsın unutuyordum. Topumuz geçen bir yıl içerisinde  mecliste mebuslarımızın ayaklarında bile dolaştı. En kritik memleket meselelerinde bile bir araya gelemeyen futbolsever mebuslarımız top genel kurul salonunun ortasına düşünce iktidar muhalefet, futboldan anlayan anlamayan tüm vekillerin bir paslaşmaları vardı ki anlatamam. Ayağa paslarla yasal düzenlemelerini yapıp tekrar Çağlayan Adliyesi’ne gönderiler. Baş döndürücü bu top trafiği tam bitti derken topu eline alan UEFA; “Topunuzu keseyim mi” der gibi bir bakışla “düzgün oynayın bakiim şu topu “ diyerek bu kez topu TFF’ye gönderdi. Topta hiç bir gariplik göremeyen federasyonumuz yusyuvarlak top hadi oyuna devam diyecekken, araya giren Türk adaleti bu topta bir tuhaflık var demez mi? TOP günden beri top Yargıtay’da. Topun yeşil sahalara tekrar ne zaman döneceği ise meçhul.

BAŞ DÖNDÜRÜCÜ TRAFİK

Baş döndürücü bu top trafiği hepimizin kafasını karıştırdı elbette. Bildiğimiz kadarıyla futbol 22 kişi ile yeşil bir zemin üzerinde oynanırdı. Bizde kurallar değişti. Saha dışında sayısız hukukçu vekil ve üst düzey görevliler arasında oynanıyor artık. Çok sevdiğimiz futboldan soğuduk resmen. Avrupa liglerinde oynanan futbolu ve bu liglerde top koşturan gençlerimizi izlemek avuntumuz oldu. Hukuk devleti olma yolunda gündeminde birçok konu ile boğuşmak zorunda olan Türk Adalet Sistemi ve toplumumuz, futbol gibi, sadece spor ve eğlenceden ibaret olması gereken bir konuda bile tabirimi mazur görün, resmen çarşafa dolandı. Bu basit oyunda bile taraflar olmak, tarafsız olmak, seçmen olmak, siyasetçi olmak, hukukçu olmak, yönetici olmak, futbolcu olmak, amatör olmak, profesyonel olmak kavramları konunun tüm kesimleri tarafından birbirine karıştırıldı maalesef. Futbol kaosu içerisinde konuya sağduyu ile yaklaşmak isteyenler ya ortada yok, ya da konuşmak istemiyorlar.  En azından şu sorular cevabını bulsa kaos hafifleyecek. Örneğin,  Türkiye’de futbol yine sadece futbol sahalarında ve sadece futbolcular arasında oynanabilecek mi? UEFA şu an oynanan oyuna seyirci kalmayıp topumuza el koyar da kesmek isterse ne olacak? Ya da en azından futbolu “ Top Yargıtay’da” manşeti ile sayfalarına ve ekranlarına taşıyan Türk medyası ve onu bu pencereden izlen sporsever kitlesi yerine, daha bilinçli ve sağduyulu bir medya ve sporsever kesimi oluşacak mı?  Oluşan bu sağduyulu kesimden, bütün bu olup bitenler karşısında şu soruyu duyabilecek miyiz? “Topun Yargıtay’da işi ne?”