Doğu Akdeniz’de İtalyan ENİ şirketine ait ‘Saipem 12000’ gemisi Türkiye’nin münhasır bölge olarak kabul ettiği üçüncü parselde doğalgaz araması yapmak istedi. Bunun üzerine Türkiye de bölgede askeri tatbikat başlattı. ‘Saipem 12000’ gemisi, üçüncü parsele yaklaştığı sırada karşısında Türk savaş gemilerini buldu. Rum basını ENİ’nin bölgede araştırma yapmaktan vazgeçmesi durumunda, Rum tarafının itibarının sarsılacağını yazdı.
Kıbrıs Rum yönetiminin Türkiye ve KKTC’nin tüm itirazlarına rağmen tek yanlı olarak parsellediği doğu Akdeniz’de, Türk donanmasıyla Rumlar arasında “gaz dalaşı” başladı. Rumlar adına doğalgaz ve petrol arayan İtalyan ENI şirketine ait sondaj gemisi, KKTC’nin Gazimağusa kenti açıklarında 11 gündür Türk donanmasının tatbikatının sona ermesini bekliyor. Türkiye, Rumların 3 numaralı parsel adını verdiği bölgede 10 Mart’a kadar yeni bir tatbikat yapacağını ilan etti. Rum lider Nikos Anastasiadis hemen Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras’ı “Şimdi ne yapacağız?” diye aradı.
Kıbrıs Rum yönetimi uzun yıllardır Ada’nın çevresinde petrol ve doğalgaz ihalelerine çıkıyor ve Türkiye ve KKTC’nin deniz sınırlarını da içine alacak şekilde bölge ülkeleriyle doğu Akdeniz’i paylaşan anlaşmalar yapıyordu. 2003’te Mısır, 2010’da da İsrail’le Doğu Akdeniz’de münhasır ekonomik alan belirleme anlaşmaları imzalayan Rum yönetimi, aradan geçen yıllarda 13 parsele ayırdığı Ada’nın güneyini uluslararası enerji şirketlerine kiraladı.
ÖNCE ANTALYA AÇIKLARINDA SONDAJ
Son kriz, Rumlar’dan çok sayıda parsel kiralayan İtalyan ENI şirketinin Ocak ayında Saipem 12000 adlı sondaj gemisiyle Kıbrıs adasının batısında, bir başka ifadeyle Antalya açıklarında sondaj yapmasıyla başladı. Rumların 6 numara adını verdiği parselde sondaj yapan İtalyan ENI, orta büyüklükte doğalgaz yatağına ulaştı. (6 numaralı parselin bir bölümü Türkiye’nin kendi egemenliğinde olduğunu bölge ile üst üste geliyor.)
TÜRK DONANMASI DURDURDU
Sondaj çalışmaların tamamlayan gemi bu ay başında KKTC’nin Gazimağusa kentine doğru ilerlemeye başladı. Bu seferki hedefi, Rumların 3 numara ya da Supia adını verdiği, Ada’nın tam doğusunda ve KKTC sularına yakın parsel oldu. Türk savaş gemileri, 9 Şubat’ta İtalyanların sondaj gemisini, 3 numaralı parsele 15 deniz mili mesafede durdurdu.
HEMEN AB’YE ŞİKÂYET ETTİLER
Türkiye, denizcilik terminolojinde Navteks adı verilen seyrüsefer teleksi yayınlayarak, bölgede 22 Şubat tarihine kadar tatbikat yapacağını ilan etti. Kıbrıs Rum yönetimi ve Yunanistan Türkiye’yi AB’ye şikâyet etti, bölgeyi kiralayan ENI şirketi üzerinden İtalya’yı da krize ortak yapmaya çalıştı.
İtalyan şirketin gemisi, durdurulduğu noktada demir atarak Türk donanmasının tatbikatının bitişini beklemeye başladı ancak Türkiye ilk tatbikatın bitmesine 2 gün kala yeni bir seyrüsefer teleksi yayınladı ve ikinci bir tatbikat nedeniyle aynı bölgenin 10 Mart’a kapalı olacağını duyurdu.
Türkiye’nin yeni tatbikat ilanının hemen ardından Kıbrıs Rum yönetimi lideri Nikos Anastasiadis, Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras’ı aradı ve Türkiye’ye karşı ne tür adımlar atacaklarını görüştü.
Açık deniz sondajları, maliyeti yüksek operasyonlardan. İtalyan ENI şirketinin kiraladığı sondaj gemisinin, ikinci tatbikatın sona ermesini bekleyip beklemeyeceği henüz bilinmiyor, ancak geminin Mart ayında Fas açıklarında programlı sondajı bulunduğu biliniyor.
TÜRKİYE DE SONDAJ YAPACAK
Bu arada, Türkiye’nin de Mart ayı içinde yeni satın aldığı sondaj gemisi ile Doğu Akdeniz’de doğalgaz ve petrol arama faaliyetlerine başlamayacağı biliniyor. Türkiye yılbaşından önce Güney Kore’de imal edilen Deep Sea Metro II adlı ileri teknoloji açık deniz sondaj satın aldı. Türkiye’nin sondaj gemisinin, teknik hazırlıklar ve yeni isim belirlenmesinin ardından bölgeye gelmesi bekleniyor.
RUM MEDYASINDA GENİŞ YER BULDU
Konuya geniş yer veren Rum medyası da ‘Türk meydan okuması’ başlıklarını kullandı. Kıbrıs Türk tarafının da Türkiye ile hareket ettiğine vurgu yapılan haberlerde, ‘Üçüncü parselin Türk ablukası altında olduğu’ ileri sürüldü. Rumların ilk kez doğalgaz aramasının engellendiğine dikkat çekilen haberlerde, yoğun bir diplomatik çalışmanın da devam ettiği kaydedildi.
Politis gazetesi, “Munhasır ekonomik bölgedeki gerginlik büyük bir AB-Türkiye krizine dönüşebilir, ortam yatışmazsa Güney Lefkoşa ve Atina yaptırım talebinde bulunabilir. Türkiye-AB ilişkileri başlığını kesin kapatacak, Türk karşıtı güçler de orada hazır olacak” yorumunda bulundu.
RUM MEDYASINDA GENİŞ YER BULDU
Konuya geniş yer veren Rum medyası da ‘Türk meydan okuması’ başlıklarını kullandı. Kıbrıs Türk tarafının da Türkiye ile hareket ettiğine vurgu yapılan haberlerde, ‘Üçüncü parselin Türk ablukası altında olduğu’ ileri sürüldü. Rumların ilk kez doğalgaz aramasının engellendiğine dikkat çekilen haberlerde, yoğun bir diplomatik çalışmanın da devam ettiği kaydedildi.
Politis gazetesi, “Munhasır ekonomik bölgedeki gerginlik büyük bir AB-Türkiye krizine dönüşebilir, ortam yatışmazsa Güney Lefkoşa ve Atina yaptırım talebinde bulunabilir. Türkiye-AB ilişkileri başlığını kesin kapatacak, Türk karşıtı güçler de orada hazır olacak” yorumunda bulundu.
‘RUMLARIN İTİBARI SARSILACAK’
Fileleftheros gazetesi de ENİ’nin bölgede araştırma yapmaktan vazgeçmesi durumunda, Rum tarafının itibarının sarsılacağını yazdı. Gazeteye göre ENİ geri çekilirse, şu sorunlar ortaya çıkacak: “Rumların bütün enerji programı, Türk meydan okumaları şartına bağlı olacak. Rumlar, yalnız enerji konularında değil, bütün konularda egemenlik haklarını kullanmakta aciz kalacak. Enerji programı kesin şekilde buzdolabına girecek. Süreç bundan sonra Türk hükümetine bağlı olacak. Yabancı şirketler ve bölgedeki müttefikler açısından da güvenilmez hale gelinecek, bunun da birçok olumsuz etkisi olacak.
KRİZİN TEMELİ MÜNHASIR EKONOMİK ALAN
Doğu Akdeniz’de petrol ve doğalgaz savaşının temelinde münhasır ekonomik alan sorunu yatıyor. Münhasır ekonomik alanlar, BM’nin deniz hukuku alanındaki sözleşmesine göre belirleniyor. Denizlere kıyıları olan ülkeler 200 deniz mili açığına kadar olan deniz bölgesini, münhasır ekonomik alan ilan edebiliyor. Münhasır ekonomik alanlar, ülkelerin egemenlik alanı kabul edilmiyor sadece deniz altındaki doğal kaynaklardan yararlanmalarına olanak veriyor. Akdeniz gibi bir çok ülkenin kıyılarını paylaştığı deniz alanlarında münhasır ekonomik bölgeler komşu ülkelerin anlaşmasıyla belirleniyor. Türkiye, Ege ve Akdeniz’de büyük krizlere yol açacak bu sözleşmenin tarafı değil. Münhasır ekonomik alanlarla ilgili dünya üzerinde çok sayıda anlaşmazlık noktası bulunuyor.
‘DOĞALGAZ TÜRKLER VE RUMLARIN ORTAK DEĞERİ’
Rumların enerji konusunda tavrını, ‘kabul edilemez’ olarak değerlendiren üst düzey bir yetkili, “Rumların akıllarını başa alması gerektiğini” ifade etti ve “Doğalgaz Türkler ve Rumların ortak değeri” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da “Bizim için Afrin neyse Ege’deki, Kıbrıs’taki haklarımız da odur” açıklaması yapmıştı.
Kaynak: Batı Trakya
HABERLER
5 gün önceHABERLER
5 gün önceKÖŞE YAZARLARI
8 gün önceKÖŞE YAZARLARI
13 gün önceKÖŞE YAZARLARI
19 gün önce